Kutuplaşmanın diğer tarafı için sergilenen çaba olarak yorumlanabilir. Hocamızın yazısını daha önce eklemistim tekrar eklemeyi uygun buluyorum.
"NİŞAN AL!
Milletimiz asker doğduğu için, dini yaşantımız da askeri modda yaşanıyor!
Elfatiha! demeyince fatiha okumaz,
tesbih dualarını müezzinin emirleriyle yerine getirir,
duamız bitse de imam elini yüzüne sürmeden sürmeyiz..
Tabi asker olmak; tetikte ve hazırda olmayı, her zaman tehlikeyi hedef almayı icap ettirdiğinden;
birisi dinimizin bir değerine küfretmedikçe, o değerin farkında olmaz,
bir de laf gelince şarjörlerimizin tamamını hedefe boşaltırız!!
Oysa islam barış dinidir.
İslamda amaç, hedefin islama kazandırılmasıdır yok edilmesi değildir aslında..
onun için
Sana bir kötülük geldiğinde onu güzel bir şekilde uzaklaştır der.
Müminin, hedefe hedef olmasını da istemez böylelikle.
Harp hiledir der başöğretmen baş komutan.. ve mümin usulü bilen kişidir..
Birileri değerlere saygısızlık yaparak toplum mühendisliği yapmayı sever bizim ülkemizde..
Görevi hukuk olanlar hukuğun gereğini yapsınlar o zaman,
görevi rtük olanlar görevlerini yapsınlar!!
neden halkın galeyana gelmesini, birbirlerini rencide etmesini beklerler..
O zaman bize düşen şu an için
TÜFEK ÇATILACAK!! ÇAT
Mustafa Tayyar"