Foruma hoşgeldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

“İslâm’da kadın” meselesine kim nereden bakıyor? (1 Görüntüleyen)

“İslâm’da kadın” meselesine kim nereden bakıyor?
Kaynak:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için Giriş yap veya üye ol.
Screenshot_2023-02-02-08-59-21-194-edit_com.android.chrome.jpg

Her kadın ve erkek öncelikle kendi imkan ve kabiliyetlerine uygun düşen rolü üstlenir, hizmeti yüklenir; şartlar gerekli kıldığında bir kısım rollerin değişmesinde, bir kısım hizmetlerin her iki cins tarafından da ifasında bir sakınca yoktur.”

“İslâm’da kadın” bilgisinin usulü ve kaynakları

Hayrettin Karaman / Yenişafak


Gelenekçi, modernist veya post-modernist eğilimli Müslümanlar ile İslâm’a dıştan bakanların “İslâm’da kadın” anlayış ve bilgileri önemli (bir arada olamaz, karşıt) farklılıklar arz etmektedir. Konuya iyi niyetle yaklaşanları bu denli farklı/ihtilaflı anlayışlar içine sokan, kimi zaman çıkmaz yollara saptıran amillerin başında bilgi kaynağının, metodolojinin, araştırmacının içinde bulunduğu sosyo-psikolojik şartların/şartlanmışlıkların bulunduğunu düşünüyorum; bu sebeple doğru bilgiye ulaşmanın kaynakları, usulü ve engelleri üzerine düşündüklerimi aşağıda satırlara dökmek istiyorum:

1. Bir konuda “İslâm ne diyor?” sorusunun cevabını alabilmek için başvurulması gereken ilk kaynak, şüphesiz Kur’an-ı Kerim’dir. Bu ilahi rehberden doğru bilgi almamızı engelleyen iki amil vardır: Ehliyet ve usul.

Müslümanın Kitabı’nı okuyup anlaması ve hayatında uygulaması için gerekli olanın yanında gerekli olmayan şartlar da uydurulmuş, bu güç şartları sıradan Müslümanın gerçekleştirmesi mümkün olmadığından Kitab yalnızca sevap kazanmak, ölülerin ruhuna bağışlanmak, ibadet yapmak... için okunur olmuştur. Halbuki fetva vermek için değil ise de Allah ile doğrudan yakın ilişki kurmak, bir mânâda konuşmak ve O’nun hitabını hayatının düsturu haline getirmek için her Müslüman, her dilde (çeviride) Kur’an-ı Kerim’i okuyabilir, üzerinde düşünebilir, kendine gerekli olan birçok yerini anlayabilir ve böyle de yapmalıdır.

İlâhî Kitabı âlimane (müctehidce) okumak, anlamak ve buradan bilgi üreterek fert ve toplumun ihtiyacına sunmak için şüphesiz daha fazla hazırlayıcı bilgilere, zekaya ve doğru bir usule ihtiyaç vardır. Bunu da belli bir çağa ait kılmak ve belli şahısların tekeline vermek tıkanıklığa sebep olmaktadır. İslâm’ın ilk nesillerinde âlimler de vardı, sıradan (âlim olmayan, bilgi ve zekâsı yeterli seviyede bulunmayan) insanlar da vardı; ancak herkes Kur’an’ı, hem ibadet için hem de anlamak ve hayatında uygulamak için okuyordu, yetmediği yerde kişilerin şahsi reylerini değil, Kur’an’dan anlamadığı yeri, Hz. Peygamber’in ilgili bir açıklaması olup olmadığını soruyordu.


2. Doğru İslâm bilgisinin vazgeçilemez ikinci kaynağı Sünnet’tir. Sünnet, kendisine Kur’an-ı Kerim ve bunun dışında gerekli olduğu kadar bilgi vahyedilmiş bulunan Peygamber’in (s.a.) örnek davranışlarıdır (sözü, fiili ve onayıdır). O’nun örnek olsun diye koymadığı (beşerî, tabiî) davranışları bulunduğu gibi örnek davranışları ve çözümlerinin de tarihi, şahsi, özel... olanı ve olmayanı vardır. Bu hususların birbirine karıştırılması İslâm’da kadın konusunda doğru bilgiye ulaşma noktasında önemli bir engel oluşturmaktadır. Mesela Hz. Fatıma’nın başvurusu üzerine sevgili babası ve ümmetin Efendisi’nin (s.a.) karı-kocanın rolleri ile ilgili olarak söylediklerini bazı müctehidler değişmez kural olarak almışlar, bazıları ise bunun, verili şartlarda bir tavsiye ve çözümden ibaret olduğunu, rollerin duruma göre değişmesinde bir sakınca ve İslâm’a aykırılığın bulunmayacağını ileri sürmüşlerdir. Sünnet alanında doğru anlayış ve bilgilenmenin engellerinden biri de Efendimiz’in (s.a.) söz veya fiilinin eksik aktarılması veya yanlış anlaşılmasıdır. Kadının uğursuzluğu, “eğe kemiğinden yaratılmıştır” diye eğri (eksik, kusurlu) sayılması, kocaya itaat konusundaki abartılı ve dengesiz anlayış bu engelin -emsali çok olan- birkaç örneğidir.

3. Kaynak olarak vahye dayansa bile beşeri olan, doğruya ve yanlışa ihtimali bulunan ictihadlar; bu ictihadlar yanında İslâm’a giren her kavmin eski kültüründen taşıdığı veya başka sebep ve etkilerle oluşturduğu anlayış ve uygulamalar din ile kutsal olan ile değişmez kurallar ile karıştırılmış, aynılaştırılmış, bu da doğru bilgi ve anlayışın önünde önemli bir engel teşkil etmiştir. Bunun örnekleri karı-koca ilişkisinden kadın anlayışına, hak-hukuk anlayışına, günlük hayata kadar uzanır ve sayılamayacak kadar çoktur.

4. Kur’an-ı Kerim ve Sünnet kaynaklarının kadınla ilgili olarak getirdiği bazı kurallar, hükümler, sınırlar hem bu iki kaynağın bütünlüğünden, hem de -bir kısmına ait de olsa- tarihi bağlamından ayırılarak ele alınmış, tek başına veya başka şartlar ve sistemlerin içine konarak değerlendirilmiş, bu da yanlış anlamalara ve olumsuz değerlendirmelere sebep olmuştur. Kadının bazı mali hakları, velayeti, kamu hizmetinde istihdamı, evi dışında hizmeti, tahsili gibi konularda bu amilden kaynaklanan yanlış anlama ve değerlendirmeler vardır.


5. Geçmişte kadınla ilgili olarak haksız, aşağılayıcı, hak kısıtlayıcı bir takım anlayışlar ve uygulamalar olmuş, kadının konumu birçok yerde ve zamanda İslâm’ın maksadının ve planının dışına çıkmış, kadına kendini ifade ve hakkını arama imkanı verilmemiştir. Dünyada olup bitenlerin etkisi ile İslâm toplumunda da bir kısım değişimler yaşanıp kadınlar bazı hak ve imkanlara kavuşunca asırların birikimi kazanı patlatmış, hikmetin yerini hissî ve tepki şeklindeki düşünce ve davranışlar almıştır. Aynı tepki davranışı ve buna ek olarak savunmacı tavırlar modernitenin meydan okumalarına karşı İslâmcı kanattan çağımızda da görülmüştür. Bu toz duman bulutu içinde doğru düşünmek, doğruyu görmek, hikmet çizgisinden sapmamak zorlaşmaktadır.

Ana kaynakların ve örnek anlayış ve uygulamaların açık ve kesin vasıflarıyla ortaya koyduğu şu ilkeler ve kurallar dairesinde düşünülür, İslâm’da kadın konusu bu çerçeve içinde ele alınır, yukarıda sıralanan engeller de göz önünde tutulursa sağlıklı bir sonuca ulaşma şansımız artacaktır:

İslâm’a göre kadın, kulluk ve insanlık değeri bakımından erkeğe eşit bir insandır, yaratılış ve yükümlülük bakımlarından erkek kadar kâmil insan (has kul, has ümmet, başka bir deyişle iyi bir Müslüman) olma imkan ve kabiliyetine sahiptir.

Cinsel hayatın yalnızca nikahlı kadın-erkek arasında yaşanması, bunun da aile kurulmasına, iyi Müslümanlar (iyi bir nesil) yetiştirilmesine vesile kılınması istenmektedir.

Erkeklerin kendi aralarında, kadınların da kendi aralarında farklı kabiliyetleri, eğilimleri, özellikleri olduğu gibi bütünüyle erkek cinsi ile kadın cinsi arasında da farklı kabiliyetler, donanımlar ve imkanlar vardır. İslâm bu farklılıkların -tabii ve fıtri olanlarını- anlamsız ve yapay bir eşitlik uğruna ortadan kaldırmayı değil, ilahi irade doğrultusunda insanca bir hayatı yaşamak, kültür ve medeniyet oluşturmak için bütünleştirmeyi, dayanıştırmayı, diğeri ile tamamlamayı hedeflemektedir. Fıtrat çerçevesi içinde her kadın ve erkek öncelikle kendi imkan ve kabiliyetlerine uygun düşen rolü üstlenir, hizmeti yüklenir; şartlar gerekli kıldığında bir kısım rollerin değişmesinde, bir kısım hizmetlerin her iki cins tarafından da ifasında bir sakınca yoktur. Bu “bir kısmı” fıtrat, ihtiyaç ve İslâm’ın umumi kuralları, amacı belirler. Hukuk da -şartlara göre değişen ve değişmeyen kısımlarıyla- bu ilişkiler yumağının çerçevesini -bünyenin elbisesini- oluşturur.


Kaynak:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için Giriş yap veya üye ol.
 
Kadın ve erkek bana göre hiçbir koşulda eşit değildir. Lâkin birbirine denktir.
 
@Hanedan, Size katılıyorum hakikaten eşitlik mevzu bahis olamaz fakat hem denklik hem de kulluk bakımından da eşittir.
Hayrettin hocamız ayrıntılar ile ve gayet anlaşılır net üslup dairesinde çok güzel izah etmiş. fkalkis7
 
@EfuL!mEfuL!m is verified member. maneviyatta elbette hak ve hukuk konusu olduğunda fark yoktur. Eşitlik ve denklik arasında ince bir detay vardır ve bunun farkında olan herkes zaten olması gerektiği gibi düşünüp olması gerektiği gibi yaşamaktadır.

Fakat bunu silah olarak kullanan bir kesim ve o kesime itaat eden nice şuursuz beyin bulunmaktadır. Bu durum kadın ve erkek için aynıdır. Kutuplaştırma da önemli bir maddedir bu söylem EŞİTİZ .. Hayır efendim değiliz :)

Kadının görev ve sorumluluklarında ben onunla nasıl ki eşit değilim olamam yaratılışa aykırı .. Kadınlarda erkeğin görev ve sorumluluklarında benimle eşit değildir.

" Vemin âyâtihi en ḣaleka lekum min enfusikum ezvâcen liteskunû ileyhâ vece’ale beynekum meveddeten verahme(ten)(c) inne fî żâlike leâyâtin likavmin yetefekkerûn(e) "

" Size, kendileriyle huzur bulmanız için kendi nefislerinizden eşler yaratması ve aranıza bir sevgi ve merhamet koyması da O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir topluluk için ibretler vardır. " ( Rum/21 )


Sevgi. saygı ve merhamet olduğunda denklik sağlanmış olur. Denkliğin kelime anlamına bakıldığında tasdiklenmişlik ortaya çıkar.
 
Erkeklerin kendi aralarında, kadınların da kendi aralarında farklı kabiliyetleri, eğilimleri, özellikleri olduğu gibi bütünüyle erkek cinsi ile kadın cinsi arasında da farklı kabiliyetler, donanımlar ve imkanlar vardır. İslâm bu farklılıkların -tabii ve fıtri olanlarını- anlamsız ve yapay bir eşitlik uğruna ortadan kaldırmayı değil, ilahi irade doğrultusunda insanca bir hayatı yaşamak, kültür ve medeniyet oluşturmak için bütünleştirmeyi, dayanıştırmayı, diğeri ile tamamlamayı hedeflemektedir.

Temel haklar bakımından eşit ve farklı yeteneklere sahiptirler
 

Konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz

  • Geniş / Dar görünüm

    Temanızı geniş yada dar olarak kullanmak için kullanabileceğiniz bir yapıyı kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Izgara görünümlü forum listesi

    Forum listesindeki düzeni ızgara yada sıradan listeleme tarzındaki yapının kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Resimli ızgara modu

    Izgara forum listesinde resimleri açıp/kapatabileceğiniz yapının kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Kenar çubuğunu kapat

    Kenar çubuğunu kapatarak forumdaki kalabalık görünümde kurtulabilirsiniz.

    Sabit kenar çubuğu

    Kenar çubuğunu sabitleyerek daha kullanışlı ve erişiminizi kolaylaştırabilirsiniz.

    Köşe kıvrımlarını kapat

    Blokların köşelerinde bulunan kıvrımları kapatıp/açarak zevkinize göre kullanabilirsiniz.

  • Zevkini yansıtan renk kombinasyonunu seç
    Arkaplan resimleri
    Renk geçişli arkaplanlar
Geri