İktibas İnsanlar evlilik ve aile kavramından neden korkar hale geldi? (1 Görüntüleyen)

  • Kullanıcı AsyA
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • - Makale Köşe Yazıları ( İktibaslar)
İnsanlar evlilik ve aile kavramından neden korkar hale geldi?

İnsanlar evlilik ve aile kavramından neden korkar hale geldi?​

Sibel Eraslan, günümüzde gençlerin evlilikten kaçınmasının, modern hayatın sunduğu sahte mükemmeliyet anlayışı, medya kirliliği ve güven krizinden beslendiğini söylüyor.​


Sibel Eraslan/Star

Gençler niçin evlilikten kaçınıyor?


Bir devlet politikası olarak nüfusu arttırmak meselesi veya hedefi, nasıl gerçekleşecek? Evliliği ve çocuk sahibi olmayı politikalar ve maddesel anlamda teşvik etmekle mi? Belki ama hepsi bu olmasa gerek, çünkü gençlerin evliliğini kolaylaştıracak pek çok adım atıldığı halde, evlilikler de nüfus artışı da istenilen seviyede değil!

Belki de işin sihri biraz da şu kelimede; '...istenilen seviye'...

Evlilik sırf mühendislik bilgisiyle üretilecek bir şey olmadığı içindir belki de... Belki de devletin istediği nüfus seviyesi, toplumun gerçekleri ile çok bağdaşmıyor, ya da toplumun gerçekleri demeyelim de birbirinden farklı pek çok değişkenin bir araya gelerek gençlerin üzerinde oluşturduğu yük ve gerilimle ilgilidir bu kaçınma işi...

Her neyse, politikacılar bunu bulmak ve çözümlemek zorunda. Akademisyenler, özellikle sosyologlar, psikologlar bu kaçınmaya dair zihin yormak durumunda... Ama günümüzde siyaset o kadar güçlü, baskın ve popüler bir halde ki, kısa zamanda kuvvetli sonuçları arzuluyor. Halbuki incelikli bir şekilde önce anlayarak, ardından kalıcı ve belki sabır isteyen güvenli yollar açarak oluşabilecek bir mevzudur bu: Gençlerin evliliğe ve çocuk sahibi olmaya özendirilmeleri...

Evliliğe yanaşmamak veya evliyse bile çocuk sahibi olmaktan kaçınmak ya da tek çocuk sahibi olmaya odaklanmak gibi durumları – hepsi de birbirinden farklı durumlar- itinayla anlamaya çalışmamız gerekiyor her şeyden önce. Bendeniz bu konunun uzmanı olmamakla birlikte toplumu anlamaya çalışan bir yazar olarak bazı şeyleri paylaşmak istiyorum...

Gençlerin birbirine tam olarak güvenemeyişi meselesini görmemiz gerekiyor öncelikle ve cinslerin birbirine güvensizliği de dikkat çekici boyutta, erkekler kızlara, kızlar erkeklere güvenmiyor. Bunda uzunca zamandır medyanın da körüklediği, aileyi bir şiddet mekanı olarak algılayan bakış açısının önemli bir tesiri var...

Gençler sorumluluk almaktan kaçınıyor. Çünkü anne ve baba o kadar güçlü karakterler ki ve çocuğa her türlü imkanı hazırlamanın telaşıyla büyütmüşler ki çocuklarını, evet çocuk bir türlü büyüyememiş... Son zamanlarda 'ev erkeği' diye çıkan bir deyimi işitiyorum arkadaşlarımdan. Gülmeyin hemen! Eskiden 'ev kızı' derlerdi, liseyi bitirip çalışmayan ve evde annesine yardım eden kızlar için... Şimdilerde bir de bu varmış: 'Ev erkeği'. Evlenmek istemeyen, çalışmaya da yanaşmayan, anne-babasıyla çocukluk evinde ve çocuk olarak yaşamaya devam eden 30'lu yaşlardaki gençlerin sayısı o kadar arttı ki mesela...

Diğer bir sebep; modern zamanların inanılmaz profesyonellik ve sıkı zaman disiplini isteyen hayat tarzı dayatmasıdır zannederim. Gençlerin kariyer algısı adeta bıçak sırtında; sürekli sınavlarla girilen okullar, ihtisaslar, stajlar derken, buna askerliği, iş bulmayı falan da eklediğimizde bir gencin evliliğe hazırlığı nereden bakılsa 35 sonrasını buluyor. Gençler parasal anlamda mükemmel bir hale gelmeden evlenmeye yanaşmıyor. O 'mükemmel hal' ise çoğu gencin zaten yakalayamadığı bir seviye... Televizyondaki dizilere bakarsanız 'mükemmel hal' hakkında fikir sahibi olabilirsiniz, çünkü bu dizilerde ya yakılarda ya da konaklarda yaşanıyor, evlerde ayakkabıyla geziliyor, insanlar hiç çalışmadıkları halde en lüks yaşamları sürüyor... Bu öyle sürreal bir kabarcık ki, git gide büyüyor ve o kabarcığın içine hapsoluveriyoruz hepimiz... Hiç birimiz mükemmel halde değiliz anlayacağınız ve bu durum özellikle naif ruhlar üzerinde yani gençlerde daha ağır bir baskıya hatta karabasana dönüşüyor.

Çok çocuğun refah yoksunluğuna sebep olacağı hakkındaki önyargı da ya çocuk sahibi olmamayı ya da tek çocukla yetinmeyi getiriyor. Çünkü o tek çocuğu o kadar mükemmel yetiştirmek istiyor ki anne-babalar, o tek çocuğun yetişmesi için harcanan emekle belki de üç çocuğun rahatlıkla büyüyebileceği gerçeği ise ayrı bir konu... Sınırsız tutkular, sınırsız hedefler, ve vaktiyle yaşanamamış duyguları çocuğuma yaşatacağım baskısı eşliğinde modernizmin tornasından geçen evliler veya boşanmış çiftler...

Her sabah akrabaların birbirini nasıl kesip, kurşuna dizip, hunharca öldürdüğü vahşi cinayetleri saatlerce çözümlemeye çalışan kadın programları... Her öğle ve sonrasında ise birbirini aldatan karı- kocalar, hamile kadınlar, annesi babası belli olmayan çocuklar ve DNA tespitleri ile geçen gündüz kuşağı programları... (Bunları seyreden ne ailesine güvenir, ne akraba, ne komşu, ne arkadaş edinir, ne evlenir, evlenirse de çocuk doğurmaz)

Yani yukarıdan hazırlanan gerçekten sosyal ihtiyaçlara yönelik güzel destek politikaları var olabilir. Ama aşağıda, yani bizlerin yaşadığı gerçek ortamda, bambaşka bir dünya var...

Artık büyük aşklar beklemiyor yaşadığımız zaman kulvarı, evet aşk zannedilen kısa ömürlü tutkular, çekimler, flaşörler var belki, ama bunların hepsi gidici, batıp gidenlerden... Halbuki sade bir sevgi olsa, biraz da özen, birbirimizin varlığına saygı ve güven, biraz da dua, evet yürür belki bu gemi...
 
Şahsım adına bi korkaklık değil aslında @Dolunay
Benim için bir tercih.
Kısa süreli ve belirsiz insan hayatının kendini mutlu demeyelim de huzurlu bir şekilde sürdürmesi gerektiğine inananlardanım.
Herkes için farklıdır huzur kavramı. Kimi bi aile ister, kimi çocuğu olsun ister, kiminede kedisi köpeği dostları yeterlidir :)
Bekarlık ve evlilik kavramlarının çok fazla büyütüldüğünü düşünüyorum açıkcası.
herkesin hayatı yaşama şekli işte, buna mantıklı ya da mantıksız bir sebep bulmak ne kadar doğru olur ki 😅
 
Bu konuda çok fazla gereksiz bilgi kirliliği var beynimizde. Önce onu temizleyebilsek keşke.
 
Günümüzde gençlerin evlilikten korkar hale gelmesi, sadece bir tercih meselesi değil, aynı zamanda değişen yaşam tarzlarının ve beklentilerin bir yansımasıdır. Ekonomik belirsizlikler, bireysel özgürlüğe verilen değer, kariyer hedeflerinin öncelik kazanması ve geçmiş nesillerin yaşadığı mutsuz evliliklerin gözlemlenmesi, gençleri daha temkinli hale getiriyor. Artık evlilik, hayatın "zorunlu" bir adımı olarak görülmüyor; kimileri için sadece bir seçenek, kimileri için ise tamamen vazgeçilebilir bir kavram haline geldi. Kimi gençler birlikte yaşamayı tercih ederken, kimileri de yalnız kalmayı özgürlüklerinin bir parçası olarak görüyor. Tüm bu farklı yaklaşımlar, evliliğin modern dünyada tek bir anlamı olmadığını, kişisel değerler ve yaşam hedeflerine göre şekillendiğini gösteriyor.

Bana göre evlilik, sadece evlenmek için yapılacak bir şey değildir; zorla ya da sırf yaş gereği değil, anlamlı bir bağ için tercih edilmelidir. Olduğun kişiyi daha iyi birine dönüştürmeyecekse, seni eksiltip yıpratacaksa, o evliliğin hiçbir kıymeti yoktur. Evlilik, iki insanın birbirine eşlik ederken eksiklerini büyütmek değil, birbirini artıya çıkararak hayatı daha da güzelleştirmesi demektir. Bu yüzden, yanında olduğunda hayatı yaşanmaya değer kılan, pozitif enerjiyle seni destekleyen biri olmalı. İki insan bu temel üzerinde buluştuğunda; sorunlar, pürüzler ve iletişim gibi konular da zaten sevgi ve saygıyla aşılabilir hale gelir.
 
@Zoe değişen yaşam tarzı? Yani sürekli değişen değişime kapılıp, istikrarsız bir düzen mi çiziyoruz kendimize? İsteklerimiz, hayattan beklentilerimiz dümdüz ilerlemiyorda, bugün istediğimiz yarın istemediğimiz haline mi geliyor ?
Tutarsız olmuyormuyuz öyleyse.
 
@piti Sürekli değişen bir dünyada, biz de değişime kapılıp savruluyoruz sanki; kendimize tutarlı bir yol çizemeden, istikrarsız bir düzenin içinde kayboluyoruz. Hayattan beklentilerimiz dümdüz bir çizgide ilerlemiyor, tam aksine, bugün canla başla istediğimiz şey, yarın gözümüzde değerini kaybedebiliyor. İsteklerimiz hızla değişiyor, duygularımız birbirine karışıyor. Bu durumda, farkında olmadan kendimize bile tutarsız gelmiyor muyuz? Belki de en büyük savaşı, dışarıda değil, içimizde veriyoruz.
 
Ne istediğini bilmeyen insanlarmıyız biz yani?
Öyleyse henüz ergenliğini tamamlamamış, her yöne sapan bir çocuktan farkımız mı var @Zoe ?
 
@piti
Aslında duygularımız tutarsız değil; değişken.
Çünkü biz insanlar, sabit kalabilen varlıklar değiliz. Hayat, yaşadıklarımız, kırıldıklarımız, umutlarımız, hayal kırıklıklarımız… hepsi duygularımızın şekil almasına neden oluyor.
Bir gün sevdiğimiz bir şey, başka bir gün bizi yaralayabiliyor. Bir gün güvendiğimiz biri, bir sabah en büyük hayal kırıklığımız olabiliyor.
Bu yüzden duygular tutarsız değil; zamana, deneyime ve içimizdeki yaralara göre evriliyor.
Bazen gerçekten de ne istediğimizi bilmiyoruz; ya da istediklerimizi, hayatın ağırlığı altında unutuyoruz. Belki de hala içimizde, ergenliğini tamamlayamamış bir çocuk taşıyoruz: her rüzgârda başka yana savrulan, bazen bir şeyi tutkuyla isteyen ama ertesi gün ondan kaçan bir çocuk. Farkımız sadece yaş almakta kalıyor; ruhumuz, kararsızlıklarla, korkularla, eksik kalan cesaretimizle hâlâ büyümeye çalışıyor.
Ve belki de hayat, ne istediğini bulmak için bitmeyen bir yolculuk...
Kimi zaman kaybolarak, kimi zaman düşerek, kimi zaman da yeniden başlayarak.
 
Herkes aynı şeyleri hissedip yaşamaz ki @Zoe
Bunu sen demiştin bana sanki :)
 
  • Beğen
Tepkiler: Zoe

Konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Tema editörü

Ayarlar Renkler

  • Mobil kullanıcılar bu fonksiyonları kullanamaz.

    Alternatif header

    Farklı bir görünüm için alternatif header yapısını kolayca seçebilirsiniz.

    Görünüm Modu Seçimi

    Tam ekran ve dar ekran modları arasında geçiş yapın.

    Izgara Görünümü

    Izgara modu ile içerikleri kolayca inceleyin ve düzenli bir görünüm elde edin.

    Resimli Izgara Modu

    Arka plan görselleriyle içeriğinizi düzenli ve görsel olarak zengin bir şekilde görüntüleyin.

    Yan Paneli Kapat

    Yan paneli gizleyerek daha geniş bir çalışma alanı oluşturun.

    Sabit Yan Panel

    Yan paneli sabitleyerek sürekli erişim sağlayın ve içeriğinizi kolayca yönetin.

    Box görünüm

    Temanızın yanlarına box tarzı bir çerçeve ekleyebilir veya mevcut çerçeveyi kaldırabilirsiniz. 1300px üstü çözünürler için geçerlidir.

    Köşe Yuvarlama Kontrolü

    Köşe yuvarlama efektini açıp kapatarak görünümü dilediğiniz gibi özelleştirin.

  • Renginizi seçin

    Tarzınızı yansıtan rengi belirleyin ve estetik uyumu sağlayın.

Geri