İnsan kendini sevmeli midir? (1 Görüntüleyen)

İnsan kendini sevmeli midir?​

Mustafa Ulusoy, insanın kendinden menkul bir sevgi bağının işaret ettiği sorunları incelerken gerçek sevginin nereden güç alması gerektiğini de aktarıyor.​




Screenshot_20221127-175618.md.jpg

Mustafa Ulusoy / Zafer Dergisi

İnsan değerli addettiği şeyi sever


İnsan kendini sevmeli midir? Kendini seven insan bencillikten kendini nasıl koruyacaktır?

İnsanın kendisini sevmemesi kendinden bir vazgeçiş, başkasına bir yöneliş midir?

Bu sorular önemli. İnsanın başkalarıyla kuracağı ilişkiyi, kendisiyle kuracağı ilişki belirler çünkü.

İnsan değerli addettiği şeyi sever.

İnsanın kendini sevip sevmemesi ve sevgisinin onu sürükleyeceği yol kendine biçtiği değerle ilintilidir. İnsanın kendine biçeceği değer, iki farklı ve birbirine zıt referansa dayalı olabilir. Birinci referans, kendi aklının belirlediği, “kendince”, “arzularına göre şekillenen” ölçütlerdir. Hakikate dayalı bir sabitesi yoktur bu ölçütlerin. Kişinin, “hedeflerime ulaşabiliyorsam, başarılı, zengin, güzel vb. olursam değerliyim” diye kabulleri mevcuttur.

Kutsalla bağını koparan kişi artık varoluşunu hep kendiyle ilintilendirir. Kendi kendinin sahibi olduğuna inanan, kendi adına yaşayan ve var olan; varlığının amacını, kişiliğini ve hayatını mükemmele ulaştırmak olarak güdümlemiş büyüklenmeci bir insan, zahiren kendini sever görünürken; kendini sevmeyle kendinden nefret etme salınımında savrulur. Çünkü kendine biçtiği değer gelgitlerden kurtulamaz, anlık iniş ve çıkışlara gebedir. Bir gün başarılıdır, kendini sever, takdir eder hayran kalır. Bir gün ise değildir, kendine kızar, hatta nefret eder. Bir gün güçlüdür, kendinden geçer; bir başka gün zayıftır, kendini yerin dibine batırır. Bugün kazanır, yarın kaybeder. Bugün genç ve güzeldir, yarın bir trafik kazasında yüzü yaralanır, aynayı eline bile almaya cesaret edemez. Ya da yolunun üzerinde yaşlılığın alametleri belirir günbegün. Her gün biri siyah biri beyaz iki fare hayatını kemirmektedir.

Kutsal bir referansa dayanmayan bu sözde kendini sevme biçiminde gene sözde bir değer biçer insan kendine. Narsisistik doyumlarla oyalanır durur. Heva ve hevesin peşinde harcar hayatını. Kusursuzluğa, muhteşem olmaya, tanınmaya, ilgi gören olmanın peşindedir. Kendini yüceltmek, büyüklenmeci bir tutumun içine girmek zorundadır. Çünkü işin aslında kendini sevmek de yetmez ona. Başkalarının sevgisine bağımlıdır. Ne kadar yüce olursa o kadar sevileceğini sanır. Hem yüceliğine inanır hem kendinden aşağı gördüğü varlıklara ve insanlardan sevgi ve ilgi dilenciliği yapar, zillete düşer. Sürekli kendini başkalarıyla kıyaslayarak varlığının değerini ölçüp biçer. Hep başkalarının üstüne çıkmayı arzular. Bu ancak “olmayla” değil “görünmeyle” mümkündür.


Hep iyi ve mükemmel görünme tutkusu insanın kimyasını bozar, onu kendine yabancılaştırır. Çünkü olduğuyla göründüğü arasında dağlar vardır.

Kutsalla bağını koparan insan ne kadar kibirlenirse kibirlensin, kendini ne kadar üstün ve değerli görürse görsün, kendini ne kadar sevdiğinden dem vurursa vursun, sarkaç eninde sonunda bir nihilizm noktasında durur. Hayatın yükünü ve tekâlifini kaldıramayan insanın eninde sonunda kendiyle arası bozulur. Artık kendi ve her şey bir hiçe dönüşür. Kendine ve her şeye bir kızgınlık duyar.

...

İkinci değer arayışı Mutlak Varlık kaynaklıdır. İnsan Mutlak Varlığı referans aldığında artık kendisi aradan çıkar. Kendini “her şeyi sanatla yaratan bir Yaratıcının” yarattığı ve onun rahmet ve keremine mazhar olan sonsuz değerli bir varlık olarak addeder.

Bu bakış açısıyla kendindeki Mutlak Varlığın sanatlı nakışlarını da idrak eder. Kendiyle Mutlak Varlık arasında bir intisap, bir bağ kurmuş olur. Kendisinin kıymeti Onun sanatı ve Onun isimlerinin tecellisini gösteren bir ayna olması cihetiyledir.

Artık, sevdiği kendisi olmaktan da çıkar. İnsan kendinde tecelli eden isim ve sıfatları seviyordur. Çünkü Mutlak Varlık’tan bağımsız değil, Ona aittir. Kendiyle kurduğu ilişki Yaratıcı’yla kurduğu intisap ve bağlılık itibarıyladır.

İnsanın hakikati de bu değil midir? O olmaksızın insan denilen varlığın ne önemi kalır ki? Yiyen içen sonra da ölüp hiçliğin içinde yok olup gidecek bir varlığın ehemmiyeti nedir ki?

Kutsal bir referansa dayalı kendimizle kurduğumuz ilişki, bizi hem zillete düşmekten hem de kibirden kurtarır. Sadece biz değil, her varlık Mutlak Varlık tarafından yaratılmıştır. Yaratılmışlık açısından onlarla bizim aramızda tam bir eşitlik söz konusudur. Her varlık kendi kabiliyeti nispetinde Onun sonsuz isimlerini gösteren bir ayna, Ona hizmet edenlerdir. İnsan bu açıdan daha kabiliyetlidir ve diğer varlıklarla yaratılmışlık noktasında eşit, ancak Ona hizmet açısından üstün bir konumdadır.

Artık kendi değerini belirlemek için başkalarıyla kıyaslamasına da gerek yoktur. Çünkü referans noktası başkaları değil, Mutlak Varlık’tır. Yine bu bakış açısında insanın kendini sevmesi büyük iniş çıkışlara gebe değildir. Mutlak Varlık’la kurduğu ilişki dışındaki hiçbir şey, onun değerini elinden alamaz. Yaşlanmak bile Onun sanatının üzerinde tezahür edişidir. Ölüm bile Onun yarattığı sonsuzluğa açılan bir kapıdır.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Mükemmel bir çalışma olmuş.

Evet kişi hayatının merkezine Allahı koyar ve değer yargılarını on göre belirlerse iniş ve çıkışlar onu sarsmaz. Lakin hayatın merkezine kendini alırsa insan. Ozaman hayat çekilmez bir hal alır. Çünkü hayat her an iniş çıkışlara gebedir ve her iniş çıkış kareterinizle kişiliğinizle oynar.

Bu yüzden kendinizle barışık olmak için Allah ile ilişkinizi sıkı tutun.
 

Konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Tema editörü

Ayarlar Renkler

  • Mobil kullanıcılar bu fonksiyonları kullanamaz.

    Alternatif header

    Farklı bir görünüm için alternatif header yapısını kolayca seçebilirsiniz.

    Görünüm Modu Seçimi

    Tam ekran ve dar ekran modları arasında geçiş yapın.

    Izgara Görünümü

    Izgara modu ile içerikleri kolayca inceleyin ve düzenli bir görünüm elde edin.

    Resimli Izgara Modu

    Arka plan görselleriyle içeriğinizi düzenli ve görsel olarak zengin bir şekilde görüntüleyin.

    Yan Paneli Kapat

    Yan paneli gizleyerek daha geniş bir çalışma alanı oluşturun.

    Sabit Yan Panel

    Yan paneli sabitleyerek sürekli erişim sağlayın ve içeriğinizi kolayca yönetin.

    Box görünüm

    Temanızın yanlarına box tarzı bir çerçeve ekleyebilir veya mevcut çerçeveyi kaldırabilirsiniz. 1300px üstü çözünürler için geçerlidir.

    Köşe Yuvarlama Kontrolü

    Köşe yuvarlama efektini açıp kapatarak görünümü dilediğiniz gibi özelleştirin.

  • Renginizi seçin

    Tarzınızı yansıtan rengi belirleyin ve estetik uyumu sağlayın.

Geri