@Dil-figar Mona Lisa demeseydi benim de tahminim o yöndeydi sanırım doğru cevap o ama başka birini daha diyeyim frida bacımda çok taklit ediliyor ?
-
Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi
Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için lütfen foruma kayıt olun veya giriş yapın. Üyelik tamamen ücretsizdir ve sadece birkaç dakikanızı alır.
Hiç Merak Ettiniz mi? (1 Görüntüleyen)
- Kullanıcı Yaren
- Başlangıç tarihi
- - Serbest Kürsü
Kesinlikle çok taklit ediliyor bir ben kaldım taklit etmeyen ?En çok taklit edilen Mona Lisa ki bu bir kişi bile değil,bir tablo..
Kadının girmediği tip kalmadı
- Katılım
- 4 May 2020
- Mesajlar
- 2,554
- Tepkime puanı
- 8,045
- Puan
- 113
- Katılım
- 4 May 2020
- Mesajlar
- 2,554
- Tepkime puanı
- 8,045
- Puan
- 113
Hiç merak ettiniz mi balığın üstüne neden helva yenir?
Klasik cevabı duyar gibiyim,balık öldüğünü anlasın diye
Ama değil,bu tamamen sağlıkla alakalı..
Kalp dostu Omega-3 yağ asitleri açısından oldukça zengin olan balık aynı zamanda yüksek oranda iyot, demir, çinko gibi mineraller içeriyor. Tüm bunları aynı anda vücuda almak sindirim sisteminde de rahatsızlıklara ve tahribata yol açıyor. Çoğu zaman mide bulantısı, şişkinlik, halsizlik hissediyoruz ve kan şekerimiz düşüyor. Bunun için balığın üzerine hemen tatlı yeme ihtiyacı doğuyor.
Sütlü tatlılar balığın bayat olması ihtimaline karşı tüketilmezken şerbetli tatlılar yüksek şeker oranıyla mideye rahatsızlık vermeye devam edeceği için tercih edilmiyor. İşte bu noktada en ideal tatlı olarak helva devreye giriyor ve balık yedikten sonra yaşanan kan şekeri düşüklüğüne çare oluyor.
Balığın üzerine helva yenmesinin tek nedeni bu değil elbette. Diğer yandan helva içerdiği tahin sayesinde balık sofralarının sağlıklı bir kurtarıcısı oluyor.
Zira tahin denizlerdeki kirlilikten dolayı balıklarda biriken ağır metalleri sıfırlıyor, radyasyon ve bazı ilaçların etkilerinden vücudu koruyor, aynı zamanda vücuttaki fosfor miktarını düzenleyerek midedeki asit dengesi normalleştiriyor.
Klasik cevabı duyar gibiyim,balık öldüğünü anlasın diye
Ama değil,bu tamamen sağlıkla alakalı..
Kalp dostu Omega-3 yağ asitleri açısından oldukça zengin olan balık aynı zamanda yüksek oranda iyot, demir, çinko gibi mineraller içeriyor. Tüm bunları aynı anda vücuda almak sindirim sisteminde de rahatsızlıklara ve tahribata yol açıyor. Çoğu zaman mide bulantısı, şişkinlik, halsizlik hissediyoruz ve kan şekerimiz düşüyor. Bunun için balığın üzerine hemen tatlı yeme ihtiyacı doğuyor.
Sütlü tatlılar balığın bayat olması ihtimaline karşı tüketilmezken şerbetli tatlılar yüksek şeker oranıyla mideye rahatsızlık vermeye devam edeceği için tercih edilmiyor. İşte bu noktada en ideal tatlı olarak helva devreye giriyor ve balık yedikten sonra yaşanan kan şekeri düşüklüğüne çare oluyor.
Balığın üzerine helva yenmesinin tek nedeni bu değil elbette. Diğer yandan helva içerdiği tahin sayesinde balık sofralarının sağlıklı bir kurtarıcısı oluyor.
Zira tahin denizlerdeki kirlilikten dolayı balıklarda biriken ağır metalleri sıfırlıyor, radyasyon ve bazı ilaçların etkilerinden vücudu koruyor, aynı zamanda vücuttaki fosfor miktarını düzenleyerek midedeki asit dengesi normalleştiriyor.
Hiç merak etmedim ama iyimis gerçekten..Hiç merak ettiniz mi balığın üstüne neden helva yenir?
Klasik cevabı duyar gibiyim,balık öldüğünü anlasın diye
Ama değil,bu tamamen sağlıkla alakalı..
Kalp dostu Omega-3 yağ asitleri açısından oldukça zengin olan balık aynı zamanda yüksek oranda iyot, demir, çinko gibi mineraller içeriyor. Tüm bunları aynı anda vücuda almak sindirim sisteminde de rahatsızlıklara ve tahribata yol açıyor. Çoğu zaman mide bulantısı, şişkinlik, halsizlik hissediyoruz ve kan şekerimiz düşüyor. Bunun için balığın üzerine hemen tatlı yeme ihtiyacı doğuyor.
Sütlü tatlılar balığın bayat olması ihtimaline karşı tüketilmezken şerbetli tatlılar yüksek şeker oranıyla mideye rahatsızlık vermeye devam edeceği için tercih edilmiyor. İşte bu noktada en ideal tatlı olarak helva devreye giriyor ve balık yedikten sonra yaşanan kan şekeri düşüklüğüne çare oluyor.
Balığın üzerine helva yenmesinin tek nedeni bu değil elbette. Diğer yandan helva içerdiği tahin sayesinde balık sofralarının sağlıklı bir kurtarıcısı oluyor.
Zira tahin denizlerdeki kirlilikten dolayı balıklarda biriken ağır metalleri sıfırlıyor, radyasyon ve bazı ilaçların etkilerinden vücudu koruyor, aynı zamanda vücuttaki fosfor miktarını düzenleyerek midedeki asit dengesi normalleştiriyor.
Balık olsunda üstüne şu içerim önemli değil
Varolasın değerli muhterem
- Katılım
- 3 May 2020
- Mesajlar
- 16,828
- Çözümler
- 12
- Tepkime puanı
- 45,266
- Puan
- 113
- Konum
- FK
- Web sitesi
- forumkalemi.com
Evet biliyoruz
Tahin bekmez de tüketiyorum aynı işlevi görüyor ama helva en pratik olanı.
Tahin bekmez de tüketiyorum aynı işlevi görüyor ama helva en pratik olanı.
- Katılım
- 4 May 2020
- Mesajlar
- 2,554
- Tepkime puanı
- 8,045
- Puan
- 113
Hiç merak ettiniz mi,köpekler neden arabaları kovalar?
Ekli dosyayı görüntüle 9756
Köpekler arabaları da; bisikletli çocukları, kedileri ya da diğer küçük hayvanları ve köpekleri kovalamalarıyla aynı nedenden ötürü kovalar: Ya oyun oynuyor, ya da avlanıyorlardır. Kovalama davranışı az ya da çok köpeklerin doğasında olan avlanma güdüsüyle açıklanır.
?En sosyalleşmiş ve uyumlu köpekler bile bu güdülerini oyunla gösterirler. Amaç kovalanan köpeği yakalamak değil, koşmaktır. Top ya da frizbi peşinde koşmak da aynı şekilde değerlendirilir.
?Köpekler oyunun bir parçası olarak yumuşakça, zarar vermeden kavga eder gibi oynayabilir, kovalama sırasında oyun amaçlı birbirlerini tutmaya çalışabilirler. Niyetleri oyun esnasında zarar vermek ya da öldürmek değil, karşısındaki hayvanı ya da oyuncağı da oyunun içine çekmektir.
?Kovalamanın daha ciddi bir biçimi ise avlanmaktır. Bazı köpeklerin av güdüleri diğerlerine göre daha fazladır.
Ekli dosyayı görüntüle 9756
Köpekler arabaları da; bisikletli çocukları, kedileri ya da diğer küçük hayvanları ve köpekleri kovalamalarıyla aynı nedenden ötürü kovalar: Ya oyun oynuyor, ya da avlanıyorlardır. Kovalama davranışı az ya da çok köpeklerin doğasında olan avlanma güdüsüyle açıklanır.
?En sosyalleşmiş ve uyumlu köpekler bile bu güdülerini oyunla gösterirler. Amaç kovalanan köpeği yakalamak değil, koşmaktır. Top ya da frizbi peşinde koşmak da aynı şekilde değerlendirilir.
?Köpekler oyunun bir parçası olarak yumuşakça, zarar vermeden kavga eder gibi oynayabilir, kovalama sırasında oyun amaçlı birbirlerini tutmaya çalışabilirler. Niyetleri oyun esnasında zarar vermek ya da öldürmek değil, karşısındaki hayvanı ya da oyuncağı da oyunun içine çekmektir.
?Kovalamanın daha ciddi bir biçimi ise avlanmaktır. Bazı köpeklerin av güdüleri diğerlerine göre daha fazladır.
- Katılım
- 4 May 2020
- Mesajlar
- 2,554
- Tepkime puanı
- 8,045
- Puan
- 113
Hemen konuyu değiştiriyorum
Peki ,hiç merak ettiniz mi Şubat neden diğer aylardan kısadır?
Hemen açıklayalım ıh;;
Bugün kullandığımız Gregoryen takviminin kökeni, Roma İmparatoru Julius Caesar’ın Mısırlı astronomi bilgini Sosigenes’e yaptırdığı “Julyen” takvimine dayanır.
Bu takvime göre bir yıl 365 gün sürer ve her yıldan 6 saat artar. Artan bu saatler her 4 yılda, bir gün eder ve yıla eklenir. Böylece bir yıl, 4 yılda bir, 366 güne çıkar. Ne var ki 366 sayısı 12’ye tam olarak bölünmediğinden bazı ayların 30 bazı ayların da 31 çekmesi uygun görülür. Julyen takviminde yılbaşı, Mart ayındadır ve buna göre Şubat, yılın en son ayıdır. “July” olarak bilinen Temmuz ayı, Julius Caesar’ın adını taşır ve 31 gün sürer.
Caesar’dan sonra yaşayan bir başka Roma İmparatoru Augustus da kendi adını bir aya verir. Ne var ki Ağustos (Augustus’un adından) ayının 30, Caesar’ın adını taşıyan Temmuz ayının 31 çekmesini haşmetine yakıştıramayan İmparator Augustus, kendi adıyla anılan ayın da 31 gün sürmesini emreder. Bunun üzerine astronomlar, yılın son ayı olan Şubat’tan bir günü alıp, Ağustos ayına eklerler. Böylece 29-30 gün döngüsü yaşayan Şubat ayı artık 28-29 gün döngüsü yaşar.
Kısacası Şubat ayının kısa olmasının tek nedeni, İmparator Augustus’un kıskançlığıdır.
Peki ,hiç merak ettiniz mi Şubat neden diğer aylardan kısadır?
Hemen açıklayalım ıh;;
Bugün kullandığımız Gregoryen takviminin kökeni, Roma İmparatoru Julius Caesar’ın Mısırlı astronomi bilgini Sosigenes’e yaptırdığı “Julyen” takvimine dayanır.
Bu takvime göre bir yıl 365 gün sürer ve her yıldan 6 saat artar. Artan bu saatler her 4 yılda, bir gün eder ve yıla eklenir. Böylece bir yıl, 4 yılda bir, 366 güne çıkar. Ne var ki 366 sayısı 12’ye tam olarak bölünmediğinden bazı ayların 30 bazı ayların da 31 çekmesi uygun görülür. Julyen takviminde yılbaşı, Mart ayındadır ve buna göre Şubat, yılın en son ayıdır. “July” olarak bilinen Temmuz ayı, Julius Caesar’ın adını taşır ve 31 gün sürer.
Caesar’dan sonra yaşayan bir başka Roma İmparatoru Augustus da kendi adını bir aya verir. Ne var ki Ağustos (Augustus’un adından) ayının 30, Caesar’ın adını taşıyan Temmuz ayının 31 çekmesini haşmetine yakıştıramayan İmparator Augustus, kendi adıyla anılan ayın da 31 gün sürmesini emreder. Bunun üzerine astronomlar, yılın son ayı olan Şubat’tan bir günü alıp, Ağustos ayına eklerler. Böylece 29-30 gün döngüsü yaşayan Şubat ayı artık 28-29 gün döngüsü yaşar.
Kısacası Şubat ayının kısa olmasının tek nedeni, İmparator Augustus’un kıskançlığıdır.