- Katılım
- 3 Mar 2021
- Mesajlar
- 7,633
- Tepkime puanı
- 24,602
- Puanları
- 113
- Konum
- Siirt
- Burç
- Akrep
- Memleket
- Siirt
- Cinsiyet
- Takım
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yok Kürt sorununu çözmektir, yok şudur, yok budur… Türkiye’de böyle bir sorun yok. Biz bu işi çoktan çözdük, aştık, bitirdik." dedi.
Ekli dosyayı görüntüle 11482
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "HDP eski Eş Genel Başkanı Sezai Temelli 'Kürt sorununda çözümün adresi İmralı'dır.' açıklaması yaptı. Selahattin Demirtaş'ın da bir açıklaması oldu, o da HDP'yi işaret etti. Sayın Kılıçdaroğlu da bu yönde bir açıklama yaptı; 'Kürt sorununu HDP çözer.' dedi. Seçimlerin yaklaşmasına yakın bir dönemde bu tür ittifaklar, bu tür açıklamalar nasıl değerlendirilir? Bir de HDP kendi arasında ikiye mi bölünüyor?" sorusu üzerine şöyle dedi:
"Hayırlı olsun. Bu konuyla eğer biz meşgul olursak yazık olur. Yani İmralı mıdır, değil midir, onların sorunu. Varsın onlar bu şekilde yola devam etsinler; yani HDP midir, şu mudur, bu mudur… Biz diyoruz ki bu ülkede şu anda Cumhur İttifakı bu işin tek çözüm noktasıdır ve Cumhur İttifakı olarak da biz bu çözümün mücadelesini sürdürüyoruz. Çünkü bizim şu anda kitabımızda birlik var, beraberlik var, kardeşlik var ve bununla da bu yolda devam ediyoruz. 'Yok Kürt sorununu çözmektir, yok şudur, yok budur…' Türkiye’de böyle bir sorun yok. Biz bu işi çoktan çözdük, aştık, bitirdik. Eğer birliğe, beraberliğe, kardeşliğe inananlar varsa buyursunlar hep beraber yola devam edelim."
Erdoğan ısrarla bir Kürt sorunu olmadığını vurgularken “ana dilde eğitim”, “kamusal alanda anadil” talepleri ve ırkçı söylemlerin etkisiyle kan gölüne çevrilen aileler olduğu gerçeklerini hesaba katmıyor mu? Kürt sorunu denen meselenin HDP kontrolünde işlenmesine engel olmak varken ısrarla yüz çevrilen bir "sorun yok" söylemi dillendiriliyor.
Siyasi partilerin oy için bile olsa girdikleri ittifaklarla toplumsal sorunları konuşmaya açmaları olumlu bir durum olarak görülmesi gerekirken, beri tarafta durup sorunların olmadığını iddia etmek akıl alır gibi olmadığı gibi çözümden uzak tavırlar olarak değerlendiriliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde 2013 yılında “Çözüm Süreci” adı altında başlatılan reform süreçlerinden uzaklaşan AK Parti bugün, “Kürt sorunu yoktur” diyerek toptancı bir 'red yaklaşımını' benimser oldu.
Milliyetçi Hareket Partisi ile de girişilen ortaklığın birçok dindar Kürt vatandaşı AK Parti’den uzaklaştırdığı aktarılırken AK Parti, ırkçı söylemler ile hareket eden MHP lideri Devlet Bahçeli ile sürekli bir birliktelik içerisinde olacaklarını vurguluyor.
Kamuoyu tarafından ‘sorunların konuşulmasına dahi tahammülün kalmadığı’ yorumları yapılırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kürt sorunu veya her ne isim ile adlandırılırsa adlandırılsın ‘belirli bir halkın taleplerini içeren düşüncelere’ karşı takındığı tavır sorgulanır oldu.
Kaynak : Haksöz Haber
Ekli dosyayı görüntüle 11482
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "HDP eski Eş Genel Başkanı Sezai Temelli 'Kürt sorununda çözümün adresi İmralı'dır.' açıklaması yaptı. Selahattin Demirtaş'ın da bir açıklaması oldu, o da HDP'yi işaret etti. Sayın Kılıçdaroğlu da bu yönde bir açıklama yaptı; 'Kürt sorununu HDP çözer.' dedi. Seçimlerin yaklaşmasına yakın bir dönemde bu tür ittifaklar, bu tür açıklamalar nasıl değerlendirilir? Bir de HDP kendi arasında ikiye mi bölünüyor?" sorusu üzerine şöyle dedi:
"Hayırlı olsun. Bu konuyla eğer biz meşgul olursak yazık olur. Yani İmralı mıdır, değil midir, onların sorunu. Varsın onlar bu şekilde yola devam etsinler; yani HDP midir, şu mudur, bu mudur… Biz diyoruz ki bu ülkede şu anda Cumhur İttifakı bu işin tek çözüm noktasıdır ve Cumhur İttifakı olarak da biz bu çözümün mücadelesini sürdürüyoruz. Çünkü bizim şu anda kitabımızda birlik var, beraberlik var, kardeşlik var ve bununla da bu yolda devam ediyoruz. 'Yok Kürt sorununu çözmektir, yok şudur, yok budur…' Türkiye’de böyle bir sorun yok. Biz bu işi çoktan çözdük, aştık, bitirdik. Eğer birliğe, beraberliğe, kardeşliğe inananlar varsa buyursunlar hep beraber yola devam edelim."
Erdoğan ısrarla bir Kürt sorunu olmadığını vurgularken “ana dilde eğitim”, “kamusal alanda anadil” talepleri ve ırkçı söylemlerin etkisiyle kan gölüne çevrilen aileler olduğu gerçeklerini hesaba katmıyor mu? Kürt sorunu denen meselenin HDP kontrolünde işlenmesine engel olmak varken ısrarla yüz çevrilen bir "sorun yok" söylemi dillendiriliyor.
Siyasi partilerin oy için bile olsa girdikleri ittifaklarla toplumsal sorunları konuşmaya açmaları olumlu bir durum olarak görülmesi gerekirken, beri tarafta durup sorunların olmadığını iddia etmek akıl alır gibi olmadığı gibi çözümden uzak tavırlar olarak değerlendiriliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde 2013 yılında “Çözüm Süreci” adı altında başlatılan reform süreçlerinden uzaklaşan AK Parti bugün, “Kürt sorunu yoktur” diyerek toptancı bir 'red yaklaşımını' benimser oldu.
Milliyetçi Hareket Partisi ile de girişilen ortaklığın birçok dindar Kürt vatandaşı AK Parti’den uzaklaştırdığı aktarılırken AK Parti, ırkçı söylemler ile hareket eden MHP lideri Devlet Bahçeli ile sürekli bir birliktelik içerisinde olacaklarını vurguluyor.
Kamuoyu tarafından ‘sorunların konuşulmasına dahi tahammülün kalmadığı’ yorumları yapılırken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kürt sorunu veya her ne isim ile adlandırılırsa adlandırılsın ‘belirli bir halkın taleplerini içeren düşüncelere’ karşı takındığı tavır sorgulanır oldu.
Kaynak : Haksöz Haber