Foruma hoşgeldin 👋, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

İktibas Dünyayı özgürleştiren Gazze cihadı

Dünyayı özgürleştiren Gazze cihadı

Dünyayı özgürleştiren Gazze cihadı​

Filistinli direnişçi, amellerini ve tasarruflarını gerçekleştirirken tek bir özgürlüğe değil iki özgürlüğe sarılır. Birincisi, onu, Rabbine yaklaştıracak olan özgürlüğü, diğeri ise onunla insanları kalben birbirine bağlayacak genel asli bir özgürlüktür.​


Mutlak Kötülük ve Sınır Boylarında Fikir Nöbeti başlıklı konferansında Faslı filozof Taha Abdurrahman, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde (26 Temmuz 2024)yaptığı konuşmasında bugüne kadar okuduğumuz, duyduğumuz anlatım ve yazılanların dışında Filistin direnişi üzerine çok güçlü bir felsefi yorum ortaya koymuştur. Filistinli İnsanın Evrenselliği başlığı altındaki açıklamaları konferansa damga vurdu diyebiliriz. “Bu zamanda hiç kimse misakına bağlılığını gerçekleştirme noktasında Filistinli direnişçiye denk olamaz.” güçlü vurgusuyla konuya giriş yapan Taha Abdurrahman konuşmasının devamında: “Misakın gereğini yerine getirmek demek aslında insanlığın gereğini yapmak demektir. İnsanlık ilahi misak vasfı ile bütünleştiği sürece Filistinli direnişçi, mutlak kötülüğe başkaldırmasının bir gereği olarak bütün insanlığı kuşatan iki önemli görev için seçilmiştir.”
1. İnsanlık Değerlerinin Yenilenmesi:
Bilinmelidir ki değerlerden bir tek değer bile ancak referans niteliğindeki Mutlak Kemâl’in varlığı sayesinde var olabilir. Değerin, ilahi kemal sıfatında aslı bulunduğuna göre bu değerin faydasının da sadece Filistinliyi ilgilendirmemesi, bulunduğu yer ve zaman ne olursa olsun her insanı ilgilendirmesi gerekir...
Filistinli direnişçinin bulunduğu yer Filistin topraklarıdır ve bu topraklar kutsallığın toplandığı ve kökleştiği yerlerdir. Kutsallığın Mutlak Kemâl sıfatından alınmış bir değer olduğunu kimse inkâr edemez.
Filistinli direnişçinin bulunduğu zaman, diğerlerinin bulunduğu zamandan farklıdır. Zira Filistin’in hafızası, ruhani tesirlerin bütünlük oluşturduğu ve iç içe bulunduğu bir yerdir. Hiç kimse ruhani tesirin değer mefhumu olmadan ve değerin ilahi kemal sıfatı olmadan gerçekleşebileceğini inkâr edemez.
Filistinli direnişçiye insanlık için değerleri yenileme görevi verildiğine göre bu, ruhani tesir kuvvetinin kendisine verildiği gibi takdis yani kutsal kılma gücünün de kendisine bahşedildiği anlamına gelir. Nihayetinde Kutsal Mekân Kudüs ve tüm insanlığa etki edecek Kudüs Zamanı, Kudüs’te direnenlerin varlığından beslenmektedir.
Filistinli direnişçinin kutsallaştırma gücünü sergilemesi, onun “ŞehadetGünü” olan ”Kâlû Belâ’da” bütün insanlığın fertlerinden alınmış olan ilk ilahi misakı daima hatırında tutmasındandır. Bu misak, insandaki fıtratın kaynağıdır.
Filistinli direnişçinin vahdaniyete şahit olmasının alameti, amelini ortaya koyarken dilinin Allahu Ekber! diyerek zalimlere taşı atarken “onu sen atmadın. O taşı atan Allah’tı” sözünü ağzından düşürmemesidir. Filistinli direnişçinin rububiyete şahit olmasının alameti ise bu ezaya duçar olurken “hasbunallah ve ni’mel vekil vel hamdulillahi Rabbil âlemin” niyazını dilinden düşürmemesidir.
Filistinli direnişçi daima ilahi misakı hatırlamanın basamaklarını bir bir aşarak ulvi bir yükselişe kendini bırakmış hak ve hakikatin ta kendisine ulaşmıştır. Öyle ki o, artık şehadet misakını her zerresinde özümsemiştir. Sanki o, Kudüs’teki bu direnişinde “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?” ilahi hitabı karşısında Rabbinin huzurunda secdeye durmuştur. Bu sıfata bürünmüş bir kişi silahları ve yandaşlarının desteği ne kadar güçlü olursa olsun bu sorumluluğu sayesinde o, düşmanını yenmeye muvaffak kılınacaktır.
2. İnsanın Dünyada Özgürleştirilmesi:
Gerçekten insan bir değer olarak özgürlüğünde şuuruna erdiği insanlığını hissedemez. Nihayetinde insanlık ve özgürlük aynı şeydir. Her kim özgürlüğünü kaybederse özgürlüğü için direnmedikçe insanlığını da kaybetmeye mahkûmdur. Filistinli direnişçinin mutlak kötülükle baş etmesi bir yazgı olarak ona yazıldığı gibi insanın insanlığını yitirmesine karşı da aynı mücadeleyi verir. Bu ise onun bu dünyada özgürlüğün gasp edilmesine karşı mücadele vermesini gerektirir.
Dünyayı özgürleştirme görevini Filistinli direnişçinin omuzlarına yükleyen bu mertebeyi onun hak etmesinin sebebi, bütün insanlıktan alınmış olan diğer bir ilahi misakı daima hatırında tutmasıdır. Bu, Emanet Misakıdır. Öyle ki insan, Rabbine bu emaneti üstleneceğine dair söz vermişti. Yani iradesinin, Rabbinin iradesine uygun olacağını beyan etmişti.
Filistinli direnişçi, amellerini ve tasarruflarını gerçekleştirirken tek bir özgürlüğe değil iki özgürlüğe sarılır. Bunlardan ilki, onu, Rabbine yaklaştıracak olan özgürlüğü, diğeri ise onunla insanları kalben birbirine bağlayacak genel asli bir özgürlüktür.
Onun, bir insan olarak kardeşiyle her yerde kalben bağlandıklarının en büyük şahidi, bütün dünyayı köşe bucak saran “Filistin’e özgürlük!” ya da “Filistin özgürdür” sloganıdır. Nihayetinde çeşitli ülkelerde yönetimler bunu engelleyerek gösterilerin gücünü kırmaya çalışır. Ama nafile! Bilmez ki böyle yapmakla aslında bu gösterileri meşru kılmaktadır. Çünkü görünüşte bu slogan Filistinliye bir özgürlük talebi olsa da işin iç yüzünde dünyanın neresinde olursa olsun her insan için bir özgürlük talebidir. Başka bir deyişle asli özgürlüğe ilişkin bir taleptir.
Sonuç itibariyle, Filistin direnişi ve direnişçisinin evrenselliği Şehadet Misakını üstlenerek İnsanlık Değerlerinin Yenilenmesi için sorumluluk alırken, Aynı şekilde Emanet Misakını da üstlenerek İnsanın Dünyada Özgürleştirilmesi için de sorumluluk almıştır.
7 Ekim 2023’te Gazze’de başlayan ve “Büyük İntifada” olarak adlandırdığı Aksa Tufanı’na dair görüşlerini dile getiren Wael B. Hallaq da Taha Abdurrahman gibi, Filistin halkının direnişini sadece İsrail’e karşı gösterilen mahallî bir tepki olmadığını, bunun yanı sıra Filistin davasına yönelik küresel fikir ve tutumları yeniden şekillendiren bilişsel bir değişimi yansıtan evrensel bir hareket olduğunu ifade ediyor.
Hallaq ayrıca “Büyük İntifada”nın sadece Filistin’e özgü bir mesele olmadığını, coğrafi ve siyasi sınırları aşarak birçok halkın dikkatini ve desteğini çeken küresel bir olay hâline geldiğini, öncekilerden farklı olarak bu intifada, küresel ölçekte en geniş halk desteğini almış ve Filistin davasına yönelik evrensel bilinçte önemli bir değişimi yansıtmıştır. Ayrıca Hallaq bu değişimi, geleneksel siyasi bilincin ötesine geçerek geç modernitenin yapısal boyutlarını ve küresel kapitalizmin krizini de içeren daha derin bir epistemolojik değişimin başlangıcı görmektedir.

Alaaddin Yurderi
 

Tema özelleştirme sistemi

Bu menüden forum temasının bazı alanlarını kendinize özel olarak düzenleye bilirsiniz

  • Geniş / Dar görünüm

    Temanızı geniş yada dar olarak kullanmak için kullanabileceğiniz bir yapıyı kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Izgara görünümlü forum listesi

    Forum listesindeki düzeni ızgara yada sıradan listeleme tarzındaki yapının kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Resimli ızgara modu

    Izgara forum listesinde resimleri açıp/kapatabileceğiniz yapının kontrolünü sağlayabilirsiniz.

    Kenar çubuğunu kapat

    Kenar çubuğunu kapatarak forumdaki kalabalık görünümde kurtulabilirsiniz.

    Sabit kenar çubuğu

    Kenar çubuğunu sabitleyerek daha kullanışlı ve erişiminizi kolaylaştırabilirsiniz.

    Köşe kıvrımlarını kapat

    Blokların köşelerinde bulunan kıvrımları kapatıp/açarak zevkinize göre kullanabilirsiniz.

  • Zevkini yansıtan renk kombinasyonunu seç
    Arkaplan resimleri
    Renk geçişli arkaplanlar
Geri