Foruma hoş geldin, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Düşünce Platformumuza Hoşgeldiniz!

Düşünce Platformumuz bilgi ve düşüncenin en özgür adresidir!
Güne, gündeme ve yarınlara dair söyleyeceğim var diyenlerin, günlük koşuşturmaca içerisinde zihin jimnastiği yapmak isteyenlerin özgürlük meşalesi ~ FORUM KALEMİ ~

Dini Terimler Sözlüğü 25 U Harfi

SiyahSancaktaR

FK Üyesi
Ceddi Osmanlı
Katılım
7 Kas 2020
Mesajlar
10,553
Çözümler
1
Tepkime puanı
13,913
Puanları
113
Yaş
40
Konum
Istanbul
Burç
Yengeç
Cinsiyet
Medeni Hal
JkcUDD
Usûl Bilgileri nedir? ne demektir?

İmâm-ı a'zam Ebû Hanîfe ile İmâm-ı Ebû Yûsuf ve İmâm-ı Muhammed'in kavillerini (ictihâdlarını, re'ylerini, sözlerini) içerisinde bulunduran El-Mebsût, Ez-Ziyâdât, El-Câmi-us-Sagîr, Es-Siyer-us-Sagîr, El-Câmi-ül-Kebîr, Es-Siyer-ül-Kebîr kitablarındaki fıkıh (din) bilgileri. Bu altı kitabı İmâm-ı Muhammed yazmıştır.Bu kitabları İmâm-ı Muhammed'den güvenilir kimseler bildirdiği için, bunlara zâhir haberler denmiştir. Usûl bilgilerini (haberlerini) ilk toplayan Hakîm Şehîd'dir. Bunun Kâfî kitabı meşhurdur. (İbn-i Âbidîn)

Hanefî mezhebindeki bilgiler üç ana kısımda toplanır:Birincisi, Usûl bilgileri, ikincisi, Nevâdir haberler:Bunlar da İmâm-ı a'zam Ebû Hanîfe, İmâm-ı Ebû Yûsuf ve İmâm-ı Muhammed'den gelen haberlerdir. Fakat bu haberler, o altı kitabda bulunmayıp, ya İmâm-ı Muhammed'in El-Kisâniyyât, El-Hârûniyyât, El-Cürcâniyyât, Er-Rükiyyât adındaki başka kitabları ile bildirilmiştir. Bu dört kitab, yukarıdaki altı kitab gibi açıkça ve sağlam gelmediğinden, bu haberlere zâhir olmayan haberler de denir. Yâhut başkalarının kitabları ile bildirilmişlerdir.Meselâ İmâm-ı a'zâm'ın talebesinden Hasan bin Ziyâd'ın Muharrer adındaki kitâbı ve İmâm-ı Ebû Yûsuf'un Emâlî adındaki kitâbı ile bildirilmiştir. Üçüncüsü, Vâkıât haberleri:Üç imâmdan bildirilmiş olmayıp, bunların talebelerinin ve talebesi talebelerinin ictihâd ettikleri mes'eleler (bilgiler)dir. Böyle haberleri ilk toplayan Ebü'l-Leys Semerkandî olup, bu hususta Nevâzîl kitabını yazmıştır. (İbn-i Âbidîn)
 

SiyahSancaktaR

FK Üyesi
Ceddi Osmanlı
Katılım
7 Kas 2020
Mesajlar
10,553
Çözümler
1
Tepkime puanı
13,913
Puanları
113
Yaş
40
Konum
Istanbul
Burç
Yengeç
Cinsiyet
Medeni Hal
JkcUDD
Usûl-i Din nedir? ne demektir?

Kalb ile inanılması lâzım olan bilgiler, îmân ve îtikâd bilgileri.

Allahü teâlânın gösterdiği emirlere ve kulluk vazîfelerine İslâmiyet denir. İslâmiyet, iki kısımdır:Birincisi, usûl-i dîn, ikincisi, Furû'-i dîn yâni beden ve kalb ile yapılacak ibâdetler ve işlerdir. Halk için, yâni tahsîli olmayanlar için yazılmış olan ve herkesin bilmesi ve yapması gereken îmân, fıkıh (ibâdet, iş) ve ahlâk bilgilerini kısaca ve açıkça anlatan kitablara ilm-i hâl kitabları denir. Dînini bilen ve seven ve kayıran kıymetli zâtların ilm-i hâl kitablarını alıp, çoluk-çocuğuna öğretmek her müslümanın birinci vazîfesidir. (Seyyid Abdülhakîm)
 

SiyahSancaktaR

FK Üyesi
Ceddi Osmanlı
Katılım
7 Kas 2020
Mesajlar
10,553
Çözümler
1
Tepkime puanı
13,913
Puanları
113
Yaş
40
Konum
Istanbul
Burç
Yengeç
Cinsiyet
Medeni Hal
JkcUDD
Usûl-i Kelâm nedir? ne demektir?

Îmân bilgilerinin âyet-i kerîmelerden ve hadîs-i şerîflerden nasıl çıkarıldığını öğreten ilim.
 

SiyahSancaktaR

FK Üyesi
Ceddi Osmanlı
Katılım
7 Kas 2020
Mesajlar
10,553
Çözümler
1
Tepkime puanı
13,913
Puanları
113
Yaş
40
Konum
Istanbul
Burç
Yengeç
Cinsiyet
Medeni Hal
JkcUDD
UŞŞÂKİYYE nedir? ne demektir?

Evliyânın büyüklerinden Hasan Hüsâmeddîn Uşâkî'nin tasavvuftaki yolu.

Uşşâkiyye tarîkatının kurucusu olan Hasan Hüsâmeddîn Efendi, Buhârâ'da Seyyid Ahmed-i Semerkandî'den feyz aldı. Daha sonra Anadolu'ya gelerek Uşak'ta yerleşti. Bunun için kendisine Uşâkî denildi. 1594 (H.1003)'de Konya'da vefât etti. Vasiyyeti üzerine İstanbul'a getirilerek defnedildi. (Hüseyin Vassâf)

Sultan Üçüncü Murâd Han zamânında İstanbul'a gelen Hasan Hüsâmeddîn Uşâkî, evliyânın büyüklerinden Ümmî Sinan hazretleriyle görüştü, onun sohbetlerinde bulundu.Ümmî Sinan ona Halvetiyye yolundan hilâfet verdi. Hocası Şeyh Ahmed-i Semerkandî ise ona Kübreviyye ve Nûrbahşiyye yolunun hilâfetini vermişti. HasanHüsâmeddîn Uşâkî, bu yolları birleştirerek Uşşâkiyye yolunu kurdu. Pâdişâh Sultan Üçüncü Murâd Han'ın emriyle Kâğıthâne civârında Hasan Hüsâmeddîn Uşâkî Efendi için bir dergâh inşâ edildi. Burada uzun zaman kalarak çok talebe yetiştirdi. Sohbetlerinde çok kimseler kemâle (olgunluğa) ulaştı. Hilâfet verdiği talebelerini Anadolu'nun çeşitli yerlerine halka, İslâmiyet'in emir ve yasaklarını anlatmaları için gönderdi. (Hüseyin Vassâf Halvetî)
 

SiyahSancaktaR

FK Üyesi
Ceddi Osmanlı
Katılım
7 Kas 2020
Mesajlar
10,553
Çözümler
1
Tepkime puanı
13,913
Puanları
113
Yaş
40
Konum
Istanbul
Burç
Yengeç
Cinsiyet
Medeni Hal
JkcUDD
UZEYR ALEYHİSSELÂM kimdir ?

İsrâiloğullarına gönderilen peygamber veya velî. Mûsâ aleyhisselâmın dîninin hükümlerini İsrâiloğullarına tebliğ etti.

Peygamber olup olmadığı Kur'ân-ı kerîmde açıkça bildirilmedi. Babası Şureyha, Hârûn aleyhisselâmın neslindendir. Kur'ân-ı kerîmde, Allahü teâlâ tarafından öldürülüp yüz sene sonra tekrar diriltildiği haber verilmiştir.Bu sebepten İsrâiloğulları ona "Allah'ın oğlu" diye iftirâda bulunmuşlardır.

Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:

Yâhut o kimse gibisini görmedin mi? O kimse (Uzeyr aleyhisselâm) bir karyeye (beldeye, kendi eski vatanı olan Kudüs'e) uğramıştı. O karyenin ise tavanları çökmüş, onların üzerine duvarları yıkılmıştı. (Uzeyr aleyhisselâm bu hâli görünce pek müteessir olup üzüldü.) Allahü teâlâ bu ölümden sonra nasıl diriltecek diyordu.Bunun üzerine Allahü teâlâ o kimseyi (Uzeyr aleyhisselâmı) yüz sene ölü bıraktı. (Hayattan mahrûm etti. Onun bedenini, yiyecek ve içeceğini insanların ve hayvanların gözlerinden gizledi. Yüz sene sonra) onu (Uzeyr aleyhisselâmı) yeniden diriltti. Allahü teâlâ (veya vazîfeli melek) ona dedi ki:"Ne kadar kaldın? (ne kadar zaman geçti). O da (Uzeyr aleyhisselâm da kendisini uykuda imiş gibi zannederek) "Bir gün veya bir günden daha az kaldım." dedi. Allahü teâlâ (vahy ederek veya melek vâsıtasıyla) buyurdu ki: "Hayır yüz sene kaldın. Yiyeceğin ve içeceğine bak ki onlardan hiçbiri bozulmamış. Merkebine de bak (o ne hâle gelmiş, parça parça olan kemikleri vücûdundan nasıl ayrılmış)ve seni insanlara bir âyet (delil) kılmak için böyle öldürüp dirilttik ve (merkebin) kemiklerine bak. Onları nasıl birbirine birleştiriyoruz. Sonra da onlara et giydiriyoruz. Vaktâ ki o ölmüş, etleri çürümüş, kemikleri parça parça olup kaybolmuş olan merkeb, Allahü teâlânın kudretiyle tekrar dirilip yürüdü. (Bu hakîkat, ölülerin diriltilmesi husûsu ve Allahü teâlânın kudretinin üstünlüğü Uzeyr aleyhisselâma) tebeyyün etti (gözleriyle görüp müşâhede etti) ve dedi ki: "Ben bilirim ki şüphesiz Allahü teâlâ her şeye kâdirdir." (Bekara sûresi: 259)

Uzeyr aleyhisselâm, Hârûn aleyhisselâmın neslinden olan Şureyha'nın oğludur. Küçük yaşından îtibâren Tevrât'ı öğrenmiş olan Uzeyr aleyhisselâm, Bâbil hükümdârı Buhtunnasar'ın Kudüs'ü işgâl ettiği sırada esîr alınıp Bâbil'e götürüldü. Bir müddet esârette kaldıktan sonra, kurtularak Kudüs'e dönmek üzere yola çıktı. Kudüs yakınına gelince bir bahçede dinlenmek için konakladı. Kudüs şehrinin harâb hâlini görüp bu şehir yeniden nasıl îmâr edilecek diye düşündü. Allahü teâlâ onu öldürüp, yüz sene sonra tekrar diriltti. Uzeyr aleyhisselâm yeniden îmâr edilmiş Kudüs şehrine gelip kendisinin Uzeyr olduğunu söyledi. İsrâiloğulları onun Uzeyr olduğuna inanmadılar. Uzeyr aleyhisselâm Tevrât'ı ezberden okuyunca; "Bu kadar uzun zamandan sonra Uzeyr'in Tevrât'ı ezbere okuması mümkün değildir" düşüncesiyle "Uzeyr Allah'ın oğludur" dediler. Uzeyr aleyhisselâm insanları Tevrât'ın emirlerine uymaya çağırdı. Onların isyân ve günâhlarından dolayı tövbe etmelerini istedi. Allahü teâlânın şiddetli azâbıyla korkuttu. Uzeyr aleyhisselâm vefât edinceye kadar İsrâiloğullarının arasında bulundu. Onların işlerini yürüttü ve hak yola dâvet etmeye devâm etti. Uzeyr aleyhisselâmın vefâtından sonra İsrâiloğullarının isyanları ve sapıklıkları iyice arttı. (Râzî, Kurtubî, Taberî)
 

SiyahSancaktaR

FK Üyesi
Ceddi Osmanlı
Katılım
7 Kas 2020
Mesajlar
10,553
Çözümler
1
Tepkime puanı
13,913
Puanları
113
Yaş
40
Konum
Istanbul
Burç
Yengeç
Cinsiyet
Medeni Hal
JkcUDD
UCB (Ucub) nedir? ne demektir?

Kendini başkasından üstün bilmek, ayıplarını görmeyip kendini beğenmek, yaptığı ibâdetleri, iyilikleri beğenerek, bunlarla övünmek.

Üç şey insanı felâkete sürükler: Buhl (cimrilik), hevâ (nefsin arzuları) ve ucb. (Hadîs-i şerîf-Beyhekî

İslâmiyet'in emirlerini bildiriniz ve yasak ettiklerini anlatınız! Bir kimse ucb eder, sizi dinlemezse, kendi hâlinizi ıslâh ediniz. (Hadîs-i şerîf-Berîka)

Bütün kötülüklerin başı, kaynağı üçtür: Hased (kıskançlık), riyâ (gösteriş), ucb. Kalbini bunlardan temizlemeye çalış! (İmâm-ı Gazâlî)

Ucb sâhibi, Allahü teâlânın mekrini ve azâbını unutur. Başkalarından istifâde etmekten mahrûm kalır. Kimse ile meşveret etmez, danışmaz. Günâh işleyenin boynu bükük olur. Tövbe edebilir. Ucb sâhibi, ilmi ve ameli ile mağrûr olur. Egoist olur. Tövbe etmesi güç olur. Günâh işleyenlerin iniltileri, Allahü teâlâya, tesbîh çekenlerin övünmesinden iyi gelir. Ucbun en kötüsü, hatâlarını, nefsinin hevâsını beğenmektir. Hep nefsine uyar, nasîhat kabûl etmez. Başkalarını câhil sanır. Hâlbuki, kendisi çok câhildir. Bid'at sâhibleri böyledirler.Bozuk, sapık îtikâdlarını ve amellerini, doğru ve iyi bilip, bunlara sarılmışlardır. Böyle ucbun ilâcı çok güçtür. (Muhammed Hâdimî)

Ucbun zararları, âfetleri çoktur: Kibre sebeb olur. Günahları unutmaya sebeb olur. Günâh kalbi karartır. Günâhlarını düşünen kimse, ibâdetlerini büyük görmez. İbâdet yapmanın da, Allahü teâlânın lütfu, ihsânı olduğunu düşünür. Îsâ aleyhisselâm buyurdu ki: "Ey havârîler! Rüzgâr çok ışıkları söndürmüştür. Ucb da çok ibâdetleri söndürmüş, sevâbları yok etmiştir." (M. Hâdimî)

Yaptığı ibâdetlerin, iyiliklerin kıymetini bilerek, bunların elden gitmesini düşünerek korkmak, üzülmek ucb olmaz. Yâhut bunların Allahü teâlâdan gelen nîmetler olduğunu düşünerek, sevinmek de, ucb olmaz. Bunların Allahü teâlâdan gelen nîmetler olduğunu düşünmeyerek kendi yaptığını, kazandığını sanarak sevinmek, kendini beğenmek, ucb olur. Ucbun zıddına minnet denir. Minnet, nîmete kendi eliyle, kendi çalışmasıyla kavuşmadığını, Allahü teâlânın lütfu olduğunu düşünmektir. Böyle düşünmek, ucb tehlikesi olduğu zaman farz olur. (M. Hâdimî)
 

SiyahSancaktaR

FK Üyesi
Ceddi Osmanlı
Katılım
7 Kas 2020
Mesajlar
10,553
Çözümler
1
Tepkime puanı
13,913
Puanları
113
Yaş
40
Konum
Istanbul
Burç
Yengeç
Cinsiyet
Medeni Hal
JkcUDD
UHREVÎ nedir? ne demektir?

Âhiretle ilgili.
 

SiyahSancaktaR

FK Üyesi
Ceddi Osmanlı
Katılım
7 Kas 2020
Mesajlar
10,553
Çözümler
1
Tepkime puanı
13,913
Puanları
113
Yaş
40
Konum
Istanbul
Burç
Yengeç
Cinsiyet
Medeni Hal
JkcUDD
UKNÛM nedir? ne demektir?

Hıristiyanların kabûl ettiği teslis (üç tanrı) inancındaki üç asıl veya üç esas varlıktan her birine verilen ad. Üçüne birden üç uknum mânâsına ekânim-i selâse denir.

Tevhîd, yâni Allahü teâlânın birliği akîdesi (inancı) bütün semâvî dinlerde başka başka olmayıp, hepsi aynıdır. Îsâ aleyhisselâm göğe çıkarıldıktan iki yüz sene geçinceye kadar Allahü teâlânın varlığı ile birliği akîdesinde aslâ bir ihtilâf ve çekişme olmamıştır. İlk yazılan üç İncîl'in (Matta, Markos, Luka) hiçbirinde teslîs yâni baba, oğul, rûh-ül-kuds üçlü inancına dâir tek bir harf dahi yoktu. Sonra ortaya çıkan Yuhanna İncili'nde Yunan felsefecilerinden Eflâtun'un fikri olan üç uknumu ihtivâ eden ifâdeler görüldü. Îsâ aleyhisselâmın bildirdiği şekilde inananlarla Yuhanna İncîlindeki teslis inancını savunanlar arasında pekçok münâzara ve muhârebeler oldu. Mîlâdın 325. senesinde Roma İmparatoru Birinci Konstantin zamânında İznik'te toplanan ruhban (papazlar) cemiyeti, Îsâ aleyhisselâmın dîninin esâsı olan tevhîdi (Allahü teâlânın birliği inancını) bırakıp, Eflâtun taraftârı olan Büyük Konstantin'in baskısı ile üç uknum fikrini, akîdesini (inancını) kabûl ettiler. (Harputlu İshâk Efendi)

Hıristiyanlığın başlangıcında üç uknum inanışı yoktu. Eflâtun'un ortaya koyduğu üç uknumu, üçlü tanrı inancı şeklinde mîlâddan 200 sene sonra Sibelius adlı bir papaz teklif etmiştir.Sibelius'un teklifi pekçok hıristiyan tarafından şiddetle reddedilerek kiliseler arasında kanlı kavgalar baş gösterdi ve çok kan döküldü. 200 senesinde yalnız baba, oğul uknumları öne sürülmüştü. Daha sonra bunlara rûh-ül-kuds uknumu ilâve edildi. (El-Hac Destan Mustafa)
 

SiyahSancaktaR

FK Üyesi
Ceddi Osmanlı
Katılım
7 Kas 2020
Mesajlar
10,553
Çözümler
1
Tepkime puanı
13,913
Puanları
113
Yaş
40
Konum
Istanbul
Burç
Yengeç
Cinsiyet
Medeni Hal
JkcUDD
ULEMÂ nedir? ne demektir?

Âlimler, ilim sâhibleri; zamânın fen ve edebiyât bilgilerinde yetişmiş, Kur'ân-ı kerîmin ve binlerce hadîs-i şerîfin mânâsını ezberden bilen, İslâm'ın yirmi ana ilim ve kolları olan seksen ilimde mütehassıs (uzman), tasavvufun (evliyâlığın) en yüksek derecesine ulaşmış, yetişmiş ve yetiştirebilen, insanların ilminden faydalandığı zâtlar. Âlim kelimesinin çokluk şeklidir. (Bkz. Âlim)
 

SiyahSancaktaR

FK Üyesi
Ceddi Osmanlı
Katılım
7 Kas 2020
Mesajlar
10,553
Çözümler
1
Tepkime puanı
13,913
Puanları
113
Yaş
40
Konum
Istanbul
Burç
Yengeç
Cinsiyet
Medeni Hal
JkcUDD
Ulemâ-i Râsihîn nedir? ne demektir?

Kur'ân-ı kerîmin ve hadîs-i şerîflerin derin ve ince mânâlarını, işâretlerini anlayan yüksek din âlimlerine verilen isim. Bunlar; Eshâb-ı kirâm, Tâbiîn, Tebe-i tâbiîn ve her bakımdan onlara tâbi olan müctehidler, tefsîr ve hadîs âlimleri ve tasavvuf büyükleridir.

Ulemâ-i râsihîn, Peygamber efendimize tam uydukları ve O'na vâris oldukları için, sevgili Peygamberimize ihsân olunan nîmetlerden bunlara da pay düşmektedir. O büyüklerin gizli bilgileri, bunlara da duyurulmaktadır. Bunun için; "Ümmetimin âlimleri, İsrâiloğullarının peygamberleri gibidir." müjdesi ile şereflenmişlerdir. (İmâm-ı Rabbânî)
 

SiyahSancaktaR

FK Üyesi
Ceddi Osmanlı
Katılım
7 Kas 2020
Mesajlar
10,553
Çözümler
1
Tepkime puanı
13,913
Puanları
113
Yaş
40
Konum
Istanbul
Burç
Yengeç
Cinsiyet
Medeni Hal
JkcUDD
ULÛHİYYET nedir? ne demektir?

İlâhlık, ibâdet olunmaya hakkı olmak.

Ulûhiyyete, ma'bûdiyyete hakkı olan yalnız Allahü teâlâdır.Şerîki, ortağı, benzeri yoktur. Vâcib-ül vücûddur. Varlığı elbette lâzımdır. Noksanlık ve yaratılmak sıfatları, alâmetleri O'nda yoktur. (Mevlânâ Hâlid)

Ulûhiyyet sıfatları bulunana ibâdet edilir. Bu sıfatları bulunmayanın ibâdet olunmaya hakkı yoktur. İbâdete hakkı olanın, yalnız bir olması lâzımdır. O da bir olan Allahü teâlâdır. (İmâm-ı Rabbânî)
 

SiyahSancaktaR

FK Üyesi
Ceddi Osmanlı
Katılım
7 Kas 2020
Mesajlar
10,553
Çözümler
1
Tepkime puanı
13,913
Puanları
113
Yaş
40
Konum
Istanbul
Burç
Yengeç
Cinsiyet
Medeni Hal
JkcUDD
ULÛM-İ ÂLİYYE nedir? ne demektir?

Yüksek din bilgileri.

Ulûm-i âliyye bilgileri sekizdir.
1) Tefsîr ilmi,
2) Usûl-i kelâm ilmi,
3) Kelâm ilmi,
4) Usûl-i hadîs ilmi,
5) İlm-i hadîs,
6) Usûl-i fıkıh,
7) Fıkıh ilmi,
8) Tasavvuf ilmi.
Bu sekizilimden kelâm, fıkıh ve ahlâk bilgilerini lüzûmu kadar öğrenmek ve çoluk çocuğuna öğretmek, her müslümana farz-ı ayndır, mutlaka lâzımdır. Öğrenmeyenler ve çoluk-çocuğuna öğretmeyenler, büyük günâh işlemiş olur. Cehennem'e gider, yanarlar. Öğrenmeye lüzum görmeyen, ehemmiyet vermeyen ise, dinden çıkar. (Seyyid Abdülhakîm Arvâsî, İbn-i Âbidîn)
 

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın yada üye olun!

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın veya kayıt olun!

Kayıt ol

Forumda bir hesap oluşturmak tamamen ücretsizdir.

Şimdi kayıt ol
Giriş yap

Eğer bir hesabınız var ise lütfen giriş yapın

Giriş yap

Tema düzenleyici

Tema özelletirmeleri

Grafik arka planlar

Granit arka planlar