- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 15,685
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 42,610
- Puanları
- 113
Çocukken, babannem perşembe günleri beni, Hacı Bayram Veli camisine götürürdü.
Önce camiye yakın adını bilmediğim Uzun Hala diye yaşlı,yatalak bir teyzeyi ziyaret ederdik. Babannem Kur-an okur, hal, hatır sorar yanında getirdiklerini usulca bir kenara bırakırdı.
Sonra ben camiye koşarak giderdim.
Babannem:
-Yavaş, bekle, bak bir daha getirmem diye tehdit ederdi.
Güvercinlerin yanına gelene kadar duymazdım ve durmazdım.
Babannem, kuş yemi satan amcaya bozuk para verir, karşılığında yem alırdı.
Güvercinler bırakın kaçmayı, attığınız yemi neredeyse elinizden almaya çalışırdı.
Allahım, ne kadar güzeldi.
Camide hanımlara ayrılan bölüme girer, namazımı babannemi taklit ederek kılardım.
Babannem sohbet edenleri, yüksek sesle konuşanları uyarır.Kendince yaşlı gördüklerine yardım ve hürmet ederdi.
O gün bugündür camileri, kokularını çok severim .Taş duvarlarına sarılmak isterim.
Malûm covid19 dan dolayı aylardır camilere gidemiyoruz.
Bugün uzun süredir görmediğim arkadaşımla, buluşma kararı aldık.
Ona Antakya Yeni Camii görmediğimi, oraya gitmek istediğimi söyledim.
Tamam dedi.Birlikte gittik.
Yeni cami 1755 yılında Mehmet Zührî efendi tarafından yapılmış.
Bir deprem sırasında yıkılmış, tekrar yapılmış tarihi, eski bir cami.
Uzun Çarşı ile Tenekeciler Çarşısı arasında.
Çok geniş olmayan bir avludan camiye giriliyor.
Avludan girince, camiye yöneldik ama hanımlar bölümünün ayrı olduğunu söylediler.
Hanımlar bölümünde, kapıda bir uyarı yazısı var.
"Bebek bezi değiştirmek, yemek yemek, dinlenmek yasaktır "diye.
Uyarı beni şaşırtmadı desem yalan olur.
Ama içeri girdiğimde neden yazdıklarını anladım maalesef.
Ayakkabılar her camide olduğu gibi, biri bir tarafta diğeri bir tarafta.
Bir hanım uzanmış etrafında bir sürü poşet ayaklarını duvara dayamış yatıyor.
Iki küçük çocuklu bir hanım çocuklarını besliyor. Arkadaşımın söylediğine göre bezleride degiştirilmiş.
Mescidin çeşitli yerlerinde, kullanılmış ıslak mendil, kâğıt mendiller buruşturulmuş atılmış.
Duvarlardan molozlar dökülmüş.
"Estağfirullah el azim" dedim ön safa geçtim görevimi yerine getirmeye çalıştım.
Çıkarken molozları, kağıtları, ip parçalarını topladım çıktım. Dışardaki çöpe attım,şadırvanda elimi yıkadım.
Tiksinmedim mi? Ne sildiklerini bilmediğim kağıtlardan tabii ki tiksindim. Ama başkalarının da tiksinmesini istemedim.
Şimdi bu yazıyı okuyup kimse işgüzarlık yapmasın.
Aaa camiler pis, pis insanların gittiği yer felan diye de düşünmesin,orada burada yaymasın.
Eğer kendinizi temiz buluyorsanız, temizliği biri geleceği, biri göreceği zaman yapmıyorsanız ve müslümanım diyorsanız camilere mescidlere sahip çıkmak zorundayız.
Aylardır Kabe,mescidi nebevi, camiler, mescidler kapalı kaldı. Inandim diyene bundan büyük ceza,uyarı var mı?
Öyle kolay koca bulsun, elalem hakkında güzel konuşsun diye kızların başını örtmekle, pardusülerin yerleri süpürmesiyle olmuyor bu iş.
Camide çocuk bezi değiştirmek, yemek yemek ne demek ya!!!
Niye erkeklerin bölümünde böyle bir şey yok.
Orası senin babanın evi değil, Allah'ın evi !!!
Kadınlar, aklımızı başımıza almazsak, her şey elden gidiyor. Edep, haya, gelecek herşey.
Bir virus bakın nelere mal oldu.Bir şeyleri anlamamız için illaki gözümüze parmak mı girmeli?
Camiler, koşarak gittigimiz, huzur bulduğumuz, gördüğümüz insanları kendimizden bildiğimiz,
çocuklarımızın güzel anı biriktirdikleri, yer olsun nolur.
ŞERİFE ŞAHİN OKTAY
Ekli dosyayı görüntüle 2154
Ekli dosyayı görüntüle 2155
Önce camiye yakın adını bilmediğim Uzun Hala diye yaşlı,yatalak bir teyzeyi ziyaret ederdik. Babannem Kur-an okur, hal, hatır sorar yanında getirdiklerini usulca bir kenara bırakırdı.
Sonra ben camiye koşarak giderdim.
Babannem:
-Yavaş, bekle, bak bir daha getirmem diye tehdit ederdi.
Güvercinlerin yanına gelene kadar duymazdım ve durmazdım.
Babannem, kuş yemi satan amcaya bozuk para verir, karşılığında yem alırdı.
Güvercinler bırakın kaçmayı, attığınız yemi neredeyse elinizden almaya çalışırdı.
Allahım, ne kadar güzeldi.
Camide hanımlara ayrılan bölüme girer, namazımı babannemi taklit ederek kılardım.
Babannem sohbet edenleri, yüksek sesle konuşanları uyarır.Kendince yaşlı gördüklerine yardım ve hürmet ederdi.
O gün bugündür camileri, kokularını çok severim .Taş duvarlarına sarılmak isterim.
Malûm covid19 dan dolayı aylardır camilere gidemiyoruz.
Bugün uzun süredir görmediğim arkadaşımla, buluşma kararı aldık.
Ona Antakya Yeni Camii görmediğimi, oraya gitmek istediğimi söyledim.
Tamam dedi.Birlikte gittik.
Yeni cami 1755 yılında Mehmet Zührî efendi tarafından yapılmış.
Bir deprem sırasında yıkılmış, tekrar yapılmış tarihi, eski bir cami.
Uzun Çarşı ile Tenekeciler Çarşısı arasında.
Çok geniş olmayan bir avludan camiye giriliyor.
Avludan girince, camiye yöneldik ama hanımlar bölümünün ayrı olduğunu söylediler.
Hanımlar bölümünde, kapıda bir uyarı yazısı var.
"Bebek bezi değiştirmek, yemek yemek, dinlenmek yasaktır "diye.
Uyarı beni şaşırtmadı desem yalan olur.
Ama içeri girdiğimde neden yazdıklarını anladım maalesef.
Ayakkabılar her camide olduğu gibi, biri bir tarafta diğeri bir tarafta.
Bir hanım uzanmış etrafında bir sürü poşet ayaklarını duvara dayamış yatıyor.
Iki küçük çocuklu bir hanım çocuklarını besliyor. Arkadaşımın söylediğine göre bezleride degiştirilmiş.
Mescidin çeşitli yerlerinde, kullanılmış ıslak mendil, kâğıt mendiller buruşturulmuş atılmış.
Duvarlardan molozlar dökülmüş.
"Estağfirullah el azim" dedim ön safa geçtim görevimi yerine getirmeye çalıştım.
Çıkarken molozları, kağıtları, ip parçalarını topladım çıktım. Dışardaki çöpe attım,şadırvanda elimi yıkadım.
Tiksinmedim mi? Ne sildiklerini bilmediğim kağıtlardan tabii ki tiksindim. Ama başkalarının da tiksinmesini istemedim.
Şimdi bu yazıyı okuyup kimse işgüzarlık yapmasın.
Aaa camiler pis, pis insanların gittiği yer felan diye de düşünmesin,orada burada yaymasın.
Eğer kendinizi temiz buluyorsanız, temizliği biri geleceği, biri göreceği zaman yapmıyorsanız ve müslümanım diyorsanız camilere mescidlere sahip çıkmak zorundayız.
Aylardır Kabe,mescidi nebevi, camiler, mescidler kapalı kaldı. Inandim diyene bundan büyük ceza,uyarı var mı?
Öyle kolay koca bulsun, elalem hakkında güzel konuşsun diye kızların başını örtmekle, pardusülerin yerleri süpürmesiyle olmuyor bu iş.
Camide çocuk bezi değiştirmek, yemek yemek ne demek ya!!!
Niye erkeklerin bölümünde böyle bir şey yok.
Orası senin babanın evi değil, Allah'ın evi !!!
Kadınlar, aklımızı başımıza almazsak, her şey elden gidiyor. Edep, haya, gelecek herşey.
Bir virus bakın nelere mal oldu.Bir şeyleri anlamamız için illaki gözümüze parmak mı girmeli?
Camiler, koşarak gittigimiz, huzur bulduğumuz, gördüğümüz insanları kendimizden bildiğimiz,
çocuklarımızın güzel anı biriktirdikleri, yer olsun nolur.
ŞERİFE ŞAHİN OKTAY
Ekli dosyayı görüntüle 2154
Ekli dosyayı görüntüle 2155
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.