-
- Katılım
- 1 May 2020
-
- Mesajlar
- 17,473
-
- Çözümler
- 1
-
- Tepkime puanı
- 47,927
-
- Puan
- 113
İstatistiki bilgi var mi merak ediyorum. Belkide taciz olayı azdır.
-
Foruma hoş geldin 👋, Ziyaretçi
Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için lütfen foruma kayıt olun veya giriş yapın. Üyelik tamamen ücretsizdir ve sadece birkaç dakikanızı alır.
FK Sözlük Başörtülü kadınlar tacize karşı sessiz mi kalıyor. (1 Görüntüleyen)
- Kullanıcı AsyA
- Başlangıç tarihi
- - FK Yorum
Tabiki @AsyA ☺
Öncelikle cinsel taciz ve cinsel saldırı arasındaki farkı bulalım.
"Cinsel saldırı vücut dokunamazlığının ihlalidir ve Anayasa'nın 102'nci maddesinde bu tanımlanmaktadır.
Cinsel taciz ise vücuda dokunmadan yapılan her türlü şaka, istenmediği halde flört isteği, söz veya mesajlaşma yoluyla bir takım isteklerde bulunma, el kol hareketleriyle cinselliği çağrıştırıcı hareketler yapmadır. Aradaki temel fark bu."
Son araştırmalara göre ülkedeki bayanların yüzde 93 ü cinsel tacize uğramış. Yani bu demektir ki her bayan en az 1 defa taciz edilmiş.
Bu kapsamda sessiz kalınma oranı şiddetle bağlantılı olması sebebiyle neredeyse yüzde 80 civarındadır. Dayak yeme korkusu, adım çıkacak korkusu, elalem ne der düşüncesi, aile baskısı gibi temel nedenler aslında tacize karşı sessizliğin başlıca sebepleridir.
Şiddet olarak aileden başlayalım ( baba ve erkek kardeş, abi vs )
Özellikle doğu kültüründe yaygın olan ataerkil aile yapısı kadınları ve kızları sindirmiş sessiz kalmaya adeta mahkum etmiştir.
Zira büyük şehirlerde ise eş terörü olarak adlandırılan aslında çaresizliğe sessiz kalma sendromu olarak isimlendirdiğim durum söz konusu.
Tacize sessiz kalma durumu özellikle türban dediğimiz teşvik edici hallerde bulunan kesimde yaygındır.
Lâkin tesettür kapsamında zaten çok azınlıkta bu duruma maruz kalınmaktadır.
Yine bir araştırmaya göre ülkede tecavüze en çok maruz kalan kesim halk tabiri ile açık kadınların bulunduğu kesimdir.
Bu süreçler anlık olabildiği gibi saplantı seviyesinde psikolojik takıntıların sonucuda olabiliyor.
Potansiyel tehdit unsuru olarak tanımlanmış karakter ve kişilerin bayanlar tarafından erken analizi sonucu bu durumların önüne geçebilmek mümkündür.
Umarım beklediğin tarzda bir cevap verebilmişimdir.
Öncelikle cinsel taciz ve cinsel saldırı arasındaki farkı bulalım.
"Cinsel saldırı vücut dokunamazlığının ihlalidir ve Anayasa'nın 102'nci maddesinde bu tanımlanmaktadır.
Cinsel taciz ise vücuda dokunmadan yapılan her türlü şaka, istenmediği halde flört isteği, söz veya mesajlaşma yoluyla bir takım isteklerde bulunma, el kol hareketleriyle cinselliği çağrıştırıcı hareketler yapmadır. Aradaki temel fark bu."
Son araştırmalara göre ülkedeki bayanların yüzde 93 ü cinsel tacize uğramış. Yani bu demektir ki her bayan en az 1 defa taciz edilmiş.
Bu kapsamda sessiz kalınma oranı şiddetle bağlantılı olması sebebiyle neredeyse yüzde 80 civarındadır. Dayak yeme korkusu, adım çıkacak korkusu, elalem ne der düşüncesi, aile baskısı gibi temel nedenler aslında tacize karşı sessizliğin başlıca sebepleridir.
Şiddet olarak aileden başlayalım ( baba ve erkek kardeş, abi vs )
Özellikle doğu kültüründe yaygın olan ataerkil aile yapısı kadınları ve kızları sindirmiş sessiz kalmaya adeta mahkum etmiştir.
Zira büyük şehirlerde ise eş terörü olarak adlandırılan aslında çaresizliğe sessiz kalma sendromu olarak isimlendirdiğim durum söz konusu.
Tacize sessiz kalma durumu özellikle türban dediğimiz teşvik edici hallerde bulunan kesimde yaygındır.
Lâkin tesettür kapsamında zaten çok azınlıkta bu duruma maruz kalınmaktadır.
Yine bir araştırmaya göre ülkede tecavüze en çok maruz kalan kesim halk tabiri ile açık kadınların bulunduğu kesimdir.
Bu süreçler anlık olabildiği gibi saplantı seviyesinde psikolojik takıntıların sonucuda olabiliyor.
Potansiyel tehdit unsuru olarak tanımlanmış karakter ve kişilerin bayanlar tarafından erken analizi sonucu bu durumların önüne geçebilmek mümkündür.
Umarım beklediğin tarzda bir cevap verebilmişimdir.
Never Give Up
FK Üyesi
Hayır, öyle bir şey bir çalışma istatistik okumadım.
Böyle ayrımlar bana doğru gelmiyor..
Sonuçta kötü olan herkese kötüdür. Savunulacak yanı olamaz.
Ancak ekonomik durumu kötü olan insanlar biraz daha az hakkını arıyorlar.
Başörtülü olmakla, sessiz kalmak arasında bir nedensellik olduğunu sanmam. Varsa bile o korelasyondur.
Böyle ayrımlar bana doğru gelmiyor..
Sonuçta kötü olan herkese kötüdür. Savunulacak yanı olamaz.
Ancak ekonomik durumu kötü olan insanlar biraz daha az hakkını arıyorlar.
Başörtülü olmakla, sessiz kalmak arasında bir nedensellik olduğunu sanmam. Varsa bile o korelasyondur.