Puan
113
Çözümler
1
- Katılım
- 7 Kas 2020
- Mesajlar
- 10,553
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 13,916
- Puan
- 113
- Yaş
- 41
- Konum
- Istanbul
Devir, Yavuz Sultan devridir. Sadrazam Hersekzade Ahmet Paşa, haşmetli padişaha çıkarak Venedik elçisi Antonio Justinaninin Dersaadete geleceğini bildirmiş ve padişahın iznini istemiştir.
Yavuz Sultan, Venedik Elçisinin gelmesine izin verir. Bu defa elçinin gelişinde devlet erkanın şatafatlı kıyafetler giyinmesi için izin ister Sadrazam. Çünkü düşmana güçlü, onurlu ve asaletli bir şekilde görünmek gerektir. Yavuz Sultan Hay hay der. Bütün devlet erbabının en yeni libaslar giyinmesi münasiptir.
O devir gücün ve asaletin zirveye çıktığı devirdir.
Elçilerin kabul edileceği gün, Osmanlının şanına layık bir karşılama yapılır. Bütün devlet erkanı gösterişli kıyafetler giyinmesine karşın, Yavuz Sultan Selim son derece sade bir kıyafet giyinmişti. Devlet adamları padişahın oldukça sade bir kıyafet giydiğini görünce, kendileri şatafatlı bir kıyafetler giyindikleri için mahcup olmuşlardı.
Yavuz Sultan, sade kıyafetinin arkasında kükremiş bir aslanı andırır bir şekilde tahtta oturuyordu. Tahtın basamaklarının üzerine kılıcını koymuştu. Pencereden gelen ışık kılıca vurdukça, kılıç pırıl pırıl parıldıyordu. Parıltılar, Arz Odasının duvarlarında adeta bir ışık dansı sergiliyordu.
Elçi, Padişahı selamladıktan sonra Venedik Kralından getirdiği mektubu takdim etti.
Yavuz Sultan, tercüman vasıtasıyla elçi ile bir müddet konuştuktan sonra gitmesine izin verdi. Elçi, gerek karşılama merasimi, gerek içerde karşılaştığı manzaradan dolayı şaşkınlık içindeydi.
Yavuz, Hersekzade Ahmet Paşaya dönerek Var, elçiye sor bakalım, bizi nasıl bulmuşlar emir buyurdu. Ahmet Paşa, Padişahın emri üzerine, Venedik Elçisine Padişahı nasıl bulduğunu sorar. Justinani şu cevabı verir: O kılıcın parıltısı öyle gözüme aldı ki, kendilerini göremedim bile.
Ahmet Paşa, elçinin bu sözlerini nakledince Yavuz, orada bulunan devlet erkanına dönerek şöyle der:
İşte kılıcımızın ağzı kestikçe, kafirin gözü ondan ayrılmayıp bizi görmez. Ama ALLAH esirgesin kesmez olursa, hem bizi görür, hem de tepeden bakar.
Padişah-ı alem olmak bir kuru kavga imiş-Bir veliye bende olmak cümleden ala imiş."(Yavuz Sultan Selim Han)
Ruhun Şad Olsun Ey Ceddi !....
Yavuz Sultan, Venedik Elçisinin gelmesine izin verir. Bu defa elçinin gelişinde devlet erkanın şatafatlı kıyafetler giyinmesi için izin ister Sadrazam. Çünkü düşmana güçlü, onurlu ve asaletli bir şekilde görünmek gerektir. Yavuz Sultan Hay hay der. Bütün devlet erbabının en yeni libaslar giyinmesi münasiptir.
O devir gücün ve asaletin zirveye çıktığı devirdir.
Elçilerin kabul edileceği gün, Osmanlının şanına layık bir karşılama yapılır. Bütün devlet erkanı gösterişli kıyafetler giyinmesine karşın, Yavuz Sultan Selim son derece sade bir kıyafet giyinmişti. Devlet adamları padişahın oldukça sade bir kıyafet giydiğini görünce, kendileri şatafatlı bir kıyafetler giyindikleri için mahcup olmuşlardı.
Yavuz Sultan, sade kıyafetinin arkasında kükremiş bir aslanı andırır bir şekilde tahtta oturuyordu. Tahtın basamaklarının üzerine kılıcını koymuştu. Pencereden gelen ışık kılıca vurdukça, kılıç pırıl pırıl parıldıyordu. Parıltılar, Arz Odasının duvarlarında adeta bir ışık dansı sergiliyordu.
Elçi, Padişahı selamladıktan sonra Venedik Kralından getirdiği mektubu takdim etti.
Yavuz Sultan, tercüman vasıtasıyla elçi ile bir müddet konuştuktan sonra gitmesine izin verdi. Elçi, gerek karşılama merasimi, gerek içerde karşılaştığı manzaradan dolayı şaşkınlık içindeydi.
Yavuz, Hersekzade Ahmet Paşaya dönerek Var, elçiye sor bakalım, bizi nasıl bulmuşlar emir buyurdu. Ahmet Paşa, Padişahın emri üzerine, Venedik Elçisine Padişahı nasıl bulduğunu sorar. Justinani şu cevabı verir: O kılıcın parıltısı öyle gözüme aldı ki, kendilerini göremedim bile.
Ahmet Paşa, elçinin bu sözlerini nakledince Yavuz, orada bulunan devlet erkanına dönerek şöyle der:
İşte kılıcımızın ağzı kestikçe, kafirin gözü ondan ayrılmayıp bizi görmez. Ama ALLAH esirgesin kesmez olursa, hem bizi görür, hem de tepeden bakar.
Padişah-ı alem olmak bir kuru kavga imiş-Bir veliye bende olmak cümleden ala imiş."(Yavuz Sultan Selim Han)
Ruhun Şad Olsun Ey Ceddi !....