İslam 500 Bin Sosyal Konut Projesi Fıkhen Caiz mi? (1 Görüntüleyen)

  • Kullanıcı AsyA
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
  • - Dini Sorular ve Cevaplar
🏠 500 Bin Sosyal Konut Projesi Fıkhen Caiz mi?

Son dönemde herkesin sorduğu soru:
“TOKİ’nin 500 Bin Sosyal Konut Projesi İslâm’a göre caiz mi?”

Bu değerlendirme bana aittir. Herhangi birinin görüşünü içermez.

Başlayalım.
Evler henüz yapılmadı, ama vatandaş bugünden peşinat ve taksit ödemeye başlıyor. Bu durum doğal olarak şu soruyu getiriyor:

👉 “Ortada olmayan bir evi satmak dinen olur mu?”

🔹 Fıkhi Mesele: Henüz Yapılmamış Malın Satışı

İslâm hukukuna göre mevcut olmayan bir şeyi satmak normalde caiz değildir. Ancak bunun bir istisnası vardır: İstisnâ akdi. Bu, “sipariş üzerine üretim” anlamına gelir. Yani:

“Şu özellikte bir ev yap, fiyatı belli olsun, ben de taksitle ödeyeyim.”

Hz. Peygamber (s.a.v.) döneminden beri uygulanan bu yöntem, inşaat, üretim ve yapım işlerinde meşru görülmüştür.

🔹 TOKİ’nin Projesi Bu Kapsama Giriyor mu?

Evet, tamamen istisnâ akdi mantığıyla yürütülüyor. Bakanlık kitapçığındaki bilgilere göre:

Konutların metrekaresi, tipi ve teslim tarihi önceden belli,

%10 peşinat ve 240 ay vade uygulanıyor,

Taksitler sadece memur maaş artışı oranına göre güncelleniyor,

Faizli kredi kullanılmıyor,

Başvurular Ziraat, Halk ve Emlak Katılım Bankası üzerinden yapılıyor,

Devlet kâr amacı gütmüyor, toplum maslahatını yani faydasını hedefliyor.

Bu yönüyle proje, fıkhen istisnâ akdine uygun ve caiz bir modeldir. Burada yapılan şey “olmayan bir evi satmak” değil, “devletin sipariş üzerine ev yaptırmasıdır.”

⚠️ Ne Zaman Şüpheli Olur?

Şu durumlarda fıkhi risk doğabilir:

Vatandaş, ödemesini faizli krediyle yaparsa,

Teslim tarihi veya sözleşme şartları belirsiz bırakılırsa,

Gecikme durumunda faizli ceza uygulanırsa.

Bunlar olmadığı sürece sorun yoktur.

🔹 Sonuç: Bu proje bir satış değil, bir inşa taahhüdüdür. Yani fıkhi açıdan caizdir.

Üstelik bu tür projeler, barınma hakkı, adalet ve kamu yararı gibi İslâm’ın temel hedefleri olan makâsıdü’ş-şeriâ ile de tam uyumludur.

🟢 Özetle:

500 Bin Sosyal Konut Projesi,
hem fıkhen caizdir ve toplumsal açıdan da hayırlıdır. 🤝

Değerlendirmede isabet ettiysem Allah’tandır; hata ettiysem bu kendi kusurumdandır. En doğrusunu Allah bilir.

Vesselam.

Muhammet Fatih Canbaz
20251027_211001.webp
 
Ulkemiz insanini son donemde ekonomik maliyet anlaminda zorlayici en buyuk sorun barinma hal boyleyken hadi vatandasi gectim iktidari koruma adina 2028 secim vaadi olarak hali hazirda ev sahibi olamayan tum vatandaslarimizi ucretsiz olarak secimden once 2+1 konut sahibi yapacagiz denilse secim yarisi baslamadan bitebilirdi
 
TOKİ’NİN “500 BİN SOSYAL KONUT” PROJESİ HAKKINDA


#İsmailağadanAçıklama


KARAR METNİ


TOKİ; “500 Bin Sosyal Konut” projesine başvurmak ve ihtiyaca bağlı olarak kura ile hak sahipliği oluşan evi satın almak caizdir. Bu noktada yeniden değerleme oranı ile borcun güncelleneceği bir akdin meşruiyetinde toplumun ihtiyacı temel esas kabul edilmiştir. Ülkemizdeki mesken ihtiyacının mevhum bir durum değil bilakis kesin bir hakikat olduğu açıktır. İslam fıkhında tahakkuk etmiş hacet, naslara açıkça muhalif olmayan hususlarda kolaylaştırmayı gerektirir.


GEREKÇELİ İZAH


İslam fıkhında akitlerin vazedilmesindeki temel maksat ictimai hayatta nizamı tesis etmek ve olası bütün niza’ları daha oluşmadan kesmektir. (Sığnâkî, en-Nihaye, c.13, s.230) O halde toplum düzeninin muhafazasını temin edecek ve halka fayda sağlayacak hususlarda Müslümanları gözetmemek, bu hikmetin tersine hareket etmek olur. “Fıkıh hayattır” ilkesi gereğince fıkhı, uygulanamaz kurallar bütünü olarak algılamak, fıkhın tabiatına aykırıdır.

İçinde bulunduğumuz çağın değerlerine göre düzenlenen piyasa şartlarının, Müslümanları zaman zaman sıkıntıya soktuğu izahtan varestedir. Alışveriş, icare, ipotek vesair akitlerin yanında ekonominin dünya düzeyinde faize bağlı kılınması ve banka sisteminin esas alınması İslam fıkhının yer yer uygulanmasına mâni olmaktadır. Böyle durumlarda “zaruret ve ihtiyaç” fıkhını tatbik etmek kaçınılmaz hale gelmektedir.


Devletin vatandaşına yönelik konut meselesini çözmeye çalışması da vatandaşın kiradan kurtularak başını sokacak bir eve sahip olması da şer’an itibar edilmesi gereken ihtiyaçlardır. TOKİ uygulamasında, yerli paranın korunması adına altın ve döviz unsurları yerine TL’nin tercih edilmesi, devlet için gözetilmesi gereken bir maslahat olduğu gibi halkın da faydasınadır. Bununla beraber TOKİ’nin, devlet kurumu olması ve mali varlıklarının devlet hazinesinin bir parçasını temsil etmesi haysiyetiyle yararı ve zararı kamuya râcîdir. Buradaki zarar, yıllar içerisinde TOKİ’nin alacak tutarında oluşacak olan değer kaybıdır. Bu noktada TOKİ, toplam tutarı ve aylık taksit sayısını ortaya koyarak (semeni ve vadeyi belirledikten) sonra ilerleyen yılların taksitleri için yeni bir takvim / değerleme yapacağını belirterek zararın bir kısmını karşılamayı hedeflemektedir.


TOKİ’nin, katılımcıların ihtiyaç sahibi olmasını şart koşması ve hak sahiplerini kura ile belirlemesi, ticari bir gaye güdülmediğini açıkça ortaya koymaktadır.
Müslümanları, halkın maslahatı için düzenlenen bu emsal fırsatlardan yararlandırmamak, onları, hassasiyetlerini ranta dönüştüren yapılara mecbur bırakmak olacaktır. Bu tür bir hüküm; “Tâ ki o, içinizden zenginler arasında elden ele dolaşan (ve onların gücüne güç katan) bir şey olmasın.” âyet-i kerimesindeki hikmete aykırı olur.


İslam fıkhında semenin belirsizliği akdi ifsat edici bir unsur olarak kabul edilmiştir. Buna rağmen “hıyar-ı kemmiyye”, “subret-i taam”, “bey bi'l isticrar”, “rahs-gala” ve benzeri meselelerde fakihler, gerek örfe gerek hacete binaen bu akitlerdeki meçhuliyeti hükmen malum saymışlardır. Mezkûr hükümler, bu tür ihtiyaçlara mebni birtakım ruhsatlara altyapı oluştururlar. Bu tür akitlerde tashihe ve tecvize mâni olacak en temel ilke; neticesinin “Makasıd-ı Şeri’a”ya aykırı oluşudur.


Her ne kadar TOKİ'deki fiyatlandırma, bu meseleler ile birebir aynı olmasa da hem “Zaruret-Hacet” ilkesinin tahakkuku hem de “Makasıd-ı Şeri’a”ya açıkça aykırı bir durumun söz konusu olmaması hasebiyle tecvizine mâni bir durum görülmemektedir.


Netice olarak: Başvuru şartlarına sahip olan ihtiyaç sahiplerinin, yalan beyanda bulunmadan TOKİ’den konut satın almaları heyetimiz tarafından hacet ilkesi çerçevesinde caiz görülmüştür.


En doğrusunu Allah Azze ve Celle bilir.


İSMAİLAĞA FETVA HEYETİ


Karar tarihi: 28.10.2025
Karar numarası: 0152
 

Konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Tema editörü

Ayarlar Renkler

  • Mobil kullanıcılar bu fonksiyonları kullanamaz.

    Alternatif header

    Farklı bir görünüm için alternatif header yapısını kolayca seçebilirsiniz.

    Görünüm Modu Seçimi

    Tam ekran ve dar ekran modları arasında geçiş yapın.

    Izgara Görünümü

    Izgara modu ile içerikleri kolayca inceleyin ve düzenli bir görünüm elde edin.

    Resimli Izgara Modu

    Arka plan görselleriyle içeriğinizi düzenli ve görsel olarak zengin bir şekilde görüntüleyin.

    Yan Paneli Kapat

    Yan paneli gizleyerek daha geniş bir çalışma alanı oluşturun.

    Sabit Yan Panel

    Yan paneli sabitleyerek sürekli erişim sağlayın ve içeriğinizi kolayca yönetin.

    Box görünüm

    Temanızın yanlarına box tarzı bir çerçeve ekleyebilir veya mevcut çerçeveyi kaldırabilirsiniz. 1300px üstü çözünürler için geçerlidir.

    Köşe Yuvarlama Kontrolü

    Köşe yuvarlama efektini açıp kapatarak görünümü dilediğiniz gibi özelleştirin.

  • Renginizi seçin

    Tarzınızı yansıtan rengi belirleyin ve estetik uyumu sağlayın.

Geri