İktibas Gerçeklikten uzak vaatlerin ittifakı... (1 Görüntüleyen)

Gerçeklikten uzak vaatlerin ittifakı...​

Ali Osman Aydın, altılı masanın bir araya geliş şeklinin tüm sıkıntıları gözler önüne serdiğine işaret ediyor.​

Screenshot_2023-03-12-15-32-41-447-edit_com.mi.globalbrowser.md.jpg
Ali Osman Aydın / Yeni Akit

“Cehennem Melekleri” siyasette


6’lı Masa etrafında 18 aydır dönen tartışmalar geçen hafta iyice alevlendi. Kimin hangi koltuğa oturacağı krizini saymazsak, ilk ciddi gündemde, Merak Akşener siyasi nezaketi ıskalayan açıklamalar yaparak masayı terk etti. Hafta sonunu, muhalefetin kendi içindeki sözlü savaşını, kar topu oynar gibi hakaretleşmesini izleyerek geçirdik. Birbirleri ile ilgili aslında neler düşündüklerini, kendi ağızlarından öğrenme fırsatı bulduk.

Arkasından dün, Kılıçdaroğlu aday olarak açıklanmadan önce, İstanbul ve Ankara belediye başkanlarının Cumhurbaşkanı yardımcısı yapılması formülü gündeme geldi.

Her umut kırıntısına sarılan muhalefet bu formüle de sarıldı.

Belki biraz acımasız olacak ama 6’lı Masa mensupları bana hep Sylwester Stallone’nin “Cehennem Melekleri” filminin ıskartaya çıkarılmış, miadını doldurmuş, güçten düşmüş romatizmalı “kahramanları” gibi göründüler. Ancak masalsı bir filmde harikalar yaratabilecek, gerçek hayatta ise hiçbir karşılıkları olmayacak, geçtikleri yerde enkaz bırakan ironik bir topluluk gibi… Üstelik bunlar filmdekiler gibi bir geçmişe de sahip değiller.

Fakat, muhalif kitle o kadar umutsuz, öyle bedbaht ki, tuvalet terliğine bile “tamam” diyebilecek halde olduğu için “kahramanların” hurdalığıyla pek ilgilenmiyor.

Mesela Ekrem İmamoğlu. Bu kişi cumhurbaşkanı yardımcısı yapılmak isteniyor. Çok somut bir şey soruyorum! Hangi “başarısına” istinaden ?

İstanbul’da yaşayan biri olarak İmamoğlu’nun akılda kalıcı herhangi bir başarısına henüz denk gelemedim maalesef! Mevcudu koruyabilmeyi bile başarılı kabul ettiğim halde…
O geldiğinden beri İstanbul’da yolunda giden az şey var. Onlarda da, onun değil, daha önce kurulan sistemin etkisi büyük.

İstanbul gibi bir şansı değerlendirememiş, zamanı ve kurum bütçesini israf etmiş, birkaç istisna dışında verdiği sözlerin hiçbirini tutmamış, hayati konularda laf kalabalığından başka bir şey yapmamış, “temel atmama” pişkinliğine imza atmış birinin ülkenin başına getirilmeye çalışılması tam bir skandal.

Kemal Kılıçdaroğlu farklı mı dediğinizi duyuyorum. Haklısınız. Üst üste seçim kaybetme şampiyonu olan bu çelişkiler yumağı ve gerçeklikten uzak adam, Türkiye’nin dağ gibi sorunlarını çözebilir mi?

“Uzlaşma kültürü, ortak akıl, çoğulculuk, müzakere” kağıt üzerinde şık duran kavramlar olabilir ama gerçek hayatta, gerçek kararlar almak gerektiğinde, Kılıçdaroğlu’nun bile bunları pek umursadığı söylenemez. Kılıçdaroğlu’nun anketlere rağmen aday olarak kendini masaya dayatması “müzakere, uzlaşma, ortak akıl” gibi söylemlerde ne kadar samimi olduğuyla ilgili bir ölçü olabilir. Yani Millet İttifakının sırtını dayıyormuş gibi yaptığı bu kavramlar da ülke gerçekliğinden ve pratiklikten uzak.

Peki ya, şairin “baba katiliyle baban bir safta“ dediği gibi CHP’nin dibinde hizalanan 82 yaşındaki Temel Karamollaoğlu? CHP’nin iktidar arayışındaki “aletlerden” bir alet olmayı kabul edecek kadar siyasi kimliği erozyona uğramış ve bu yüzden kendi partisi üzerindeki otoritesini yitirmiş Karamollaoğlu mu Türkiye’nin sorunlarını çözecek?

Yoksa, yakın tarihimizin en sancılı sürecinin tam göbeğinde, İçişleri Bakanlığı görevinde, insan hakları çerçevesinde çok tartışmalı bir performans sergileyen; Kemalist statükonun, bürokratik faşizmin payandalığını “başarıyla” yürütmüş, ekranların gediklisi bir laf ebesine cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili randevu vererek “siyasi ciddiyetinin” çapını gösteren Meral Akşener mi, Türkiye’ye “umut” olacak?


Umutsuz muhalefet ne kadar anlam yüklerse yüklesin. 6’lı, 7’li ya da 18’li de olsa bu masanın hurda aktörlerinin ve onların gerçeklikten uzak perspektiflerinin Türkiye’ye olumlu anlamda verebilecekleri bir şeyleri olmadığını düşünüyorum.

Döneceklerini söyledikleri koalisyonların, o cilalı “uzlaşı kültürünün” gerçekte ne anlama geldiğini, ciddi konularda ne kadar büyük krizlere gebe olduğunu geçen 18 ayda gördük. İkisi hariç, her biri farklı bir siyasi kampın temsilcisi olan cumhurbaşkanı yardımcılarının tamamının mutabakata varmasını zorunlu kılan bu sistem, devleti görülmedik bir şekilde hantallaştıracak, krizlerin kucağına atacak ve yönetilemez hale getirecektir.

Konuşmak için bile “konuşma kararı alınmasının” gerektiği bir ortamda konsensüs sağlanabilir ve krizlere süratle çözüm üretilebilir mi?

Fakat çözüm gibi bir endişe içinde olduklarını da düşünmüyorum. Amaç, çözüm üretmek değil, Erdoğan’ı devirmek. Sonrası. Sonrası, tufan…

Siyasette Seküler ve Kemalist çizgide hareket eden kesimlerin çözüm üretmekle değil, iş yapmamak ve sorun üretmekle maruf olduklarını, böyle bir gelenekten geldiklerini bilmeyen var mı? Bunu bilenlerin, bu kesimlere ve onların “koltuk değnekliğini” yapanlara itibar etmeyeceklerini düşünüyorum.


Kaynak:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için Giriş yap veya üye ol.
 
Merkez sağdada durumun çok farklı olmadığını görüyoruz. MHP işçi partisi ve dsp bu itifakın koalisyon bileşeni...
İki cephede durum çok farklı değil ama Erdoğan kişiliği baskın bu tarafta....
 
Mesela Ekrem İmamoğlu. Bu kişi cumhurbaşkanı yardımcısı yapılmak isteniyor. Çok somut bir şey soruyorum! Hangi “başarısına” istinaden ?

İstanbul’da yaşayan biri olarak İmamoğlu’nun akılda kalıcı herhangi bir başarısına henüz denk gelemedim maalesef! Mevcudu koruyabilmeyi bile başarılı kabul ettiğim halde…
O geldiğinden beri İstanbul’da yolunda giden az şey var. Onlarda da, onun değil, daha önce kurulan sistemin etkisi büyük.
yazar haklı
33 senedir istanbulda yaşıyorum
hangi belediye başkanlarının ne tür hizmetler yaptığını gördüm.
ekrem imamoğlunun başarılı belediye başkanlığı yok.
bol bol işçi almanın haricinde.
işçi alımı ilede tribünlere oynuyor..
 
Merkez sağdada durumun çok farklı olmadığını görüyoruz. MHP işçi partisi ve dsp bu itifakın koalisyon bileşeni...
İki cephede durum çok farklı değil ama Erdoğan kişiliği baskın bu tarafta....
mevcut durumdaki kanunlar hesaplar, ittifak yapmaya zorluyor partileri..
reis 50. 1 yasaısnı getirmekte hata etti gibi..
öyle bir seçim yasası olcaki, birinci parti iktidar olcak vekilleri ile birlikte..
 
Son düzenleme:
@Emir Şahin, adam kendi ayağına kurşun sıktı.
Bu sistemin böyle devamı halinde bu ülkede ciddi sorunlar baş göstrecektir.

Açıkçası Erdoğanın kazanması şaşırtıcı olur, zira sayısal verilere baktığımızda arada 7 puanlık fark var.
Seçime kadar neler değişir bilmiyorum ama Erdoğan karşıtlığı ülkede çok fazla. AKP nin. Vekil ve teşkilatlarına yaptığı her tür yolsuzluğun toplam değeri AKP ye kaybettirecek.
İnsanlar Erdoğanı seviyor ama maalesef kokuşmuş bir parti gerçeğide tam 7 yıldır önümüzde duruyor
 

Konuyu görüntüleyen kullanıcılar

Tema editörü

Ayarlar Renkler

  • Mobil kullanıcılar bu fonksiyonları kullanamaz.

    Alternatif header

    Farklı bir görünüm için alternatif header yapısını kolayca seçebilirsiniz.

    Görünüm Modu Seçimi

    Tam ekran ve dar ekran modları arasında geçiş yapın.

    Izgara Görünümü

    Izgara modu ile içerikleri kolayca inceleyin ve düzenli bir görünüm elde edin.

    Resimli Izgara Modu

    Arka plan görselleriyle içeriğinizi düzenli ve görsel olarak zengin bir şekilde görüntüleyin.

    Yan Paneli Kapat

    Yan paneli gizleyerek daha geniş bir çalışma alanı oluşturun.

    Sabit Yan Panel

    Yan paneli sabitleyerek sürekli erişim sağlayın ve içeriğinizi kolayca yönetin.

    Box görünüm

    Temanızın yanlarına box tarzı bir çerçeve ekleyebilir veya mevcut çerçeveyi kaldırabilirsiniz. 1300px üstü çözünürler için geçerlidir.

    Köşe Yuvarlama Kontrolü

    Köşe yuvarlama efektini açıp kapatarak görünümü dilediğiniz gibi özelleştirin.

  • Renginizi seçin

    Tarzınızı yansıtan rengi belirleyin ve estetik uyumu sağlayın.

Geri