kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 945
- Tepkime puanı
- 2,388
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Zamanı Gelmedi mi?
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“İnananların gönüllerinin Allah’ı anması ve O’ndan inen gerçeğe içten bağlanması zamanı daha gelmedi mi? Mü’minler, daha önce kendilerine kitap
verilip de, üzerlerinden uzun zaman geçmesi yüzünden kalbleri katılaşan kimseler gibi olmasınlar.” (Hadîd, 16)
Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:
“Kul bir hata işlediği zaman, kalbine siyah bir nokta vurulur. Şâyet günahtan vazgeçer, istiğfâr ve tevbe ederse kalbi cilâlanır. Böyle yapmaz da
tekrar hatalara yönelirse siyah nokta artırılır ve netîcede bütün kalbini kaplar.” (Tirmizî, Tefsîr, 83; İbn-i Mâce, Zühd, 29)
İbrâhîm Ethem hazretleri anlatır:
Bir gün Beyt-i Makdis mescidinde, hasıra sarınıp yatmıştım. Gece yarısı olunca mescidin kapısı açıldı, içeri bir pîr girdi. İki rekât namaz kıldıktan
sonra arkasını mihrâba dönerek oturdu. Oraya kırk kişi daha geldi. İçlerinden biri:
“–Burada bir kişi yatıyor.” dedi. Pîr gülümseyerek:
“–O İbrâhîm Ethem’dir. Kırk gündür, kıldığı namazın tadını bulamıyor!” dedi. O sözü işitince dayanamayıp pîrin huzûruna geldim. Selam verip:
“–Allâh aşkına, benim bu hâlimin sebebi nedir?” diye sordum. Şöyle dedi:
“–Falan gün, Basra’da hurma satın almıştın. Farkında olmadan yere düşen hurmaları kendinin zannederek heybene koydun. Hâlbuki onlar satıcıya
âitti. Bu sebeple mâneviyattan bir miktar uzak düştün.” dedi.
Hemen gidip hurma aldığım kimseyle helâlleştim. Bu durum, satıcıya da çok tesir etti ve infâk sâhibi sâlih kimselerden birisi oldu. (Feridüddin Attâr, Tezkiretü’l-Evliyâ, 122-123)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
El-Mümît:
Ölümü yaratan, ecelleri geldiğinde canlıları öldüren, mahlûkuna bağışlamış olduğu his ve hareket enerjisini zamanı gelince kesen demektir.
Kısa Günün Kârı
Yüce Rabbimiz, kendisine karşı işlenen hatâ ve günahları affettiği hâlde, kul hakkını ilâhî affının dışında tutmuş; onu, zulme uğrayan kulunun
arzusuna bırakmıştır. Dolayısıyla, herhangi bir kul hakkı sebebiyle tevbe edecek olan kişinin, evvelâ hakkını yediği kimseden helâllik alması şart koşulmuştur.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“İnananların gönüllerinin Allah’ı anması ve O’ndan inen gerçeğe içten bağlanması zamanı daha gelmedi mi? Mü’minler, daha önce kendilerine kitap
verilip de, üzerlerinden uzun zaman geçmesi yüzünden kalbleri katılaşan kimseler gibi olmasınlar.” (Hadîd, 16)
Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:
“Kul bir hata işlediği zaman, kalbine siyah bir nokta vurulur. Şâyet günahtan vazgeçer, istiğfâr ve tevbe ederse kalbi cilâlanır. Böyle yapmaz da
tekrar hatalara yönelirse siyah nokta artırılır ve netîcede bütün kalbini kaplar.” (Tirmizî, Tefsîr, 83; İbn-i Mâce, Zühd, 29)
İbrâhîm Ethem hazretleri anlatır:
Bir gün Beyt-i Makdis mescidinde, hasıra sarınıp yatmıştım. Gece yarısı olunca mescidin kapısı açıldı, içeri bir pîr girdi. İki rekât namaz kıldıktan
sonra arkasını mihrâba dönerek oturdu. Oraya kırk kişi daha geldi. İçlerinden biri:
“–Burada bir kişi yatıyor.” dedi. Pîr gülümseyerek:
“–O İbrâhîm Ethem’dir. Kırk gündür, kıldığı namazın tadını bulamıyor!” dedi. O sözü işitince dayanamayıp pîrin huzûruna geldim. Selam verip:
“–Allâh aşkına, benim bu hâlimin sebebi nedir?” diye sordum. Şöyle dedi:
“–Falan gün, Basra’da hurma satın almıştın. Farkında olmadan yere düşen hurmaları kendinin zannederek heybene koydun. Hâlbuki onlar satıcıya
âitti. Bu sebeple mâneviyattan bir miktar uzak düştün.” dedi.
Hemen gidip hurma aldığım kimseyle helâlleştim. Bu durum, satıcıya da çok tesir etti ve infâk sâhibi sâlih kimselerden birisi oldu. (Feridüddin Attâr, Tezkiretü’l-Evliyâ, 122-123)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
El-Mümît:
Ölümü yaratan, ecelleri geldiğinde canlıları öldüren, mahlûkuna bağışlamış olduğu his ve hareket enerjisini zamanı gelince kesen demektir.
Kısa Günün Kârı
Yüce Rabbimiz, kendisine karşı işlenen hatâ ve günahları affettiği hâlde, kul hakkını ilâhî affının dışında tutmuş; onu, zulme uğrayan kulunun
arzusuna bırakmıştır. Dolayısıyla, herhangi bir kul hakkı sebebiyle tevbe edecek olan kişinin, evvelâ hakkını yediği kimseden helâllik alması şart koşulmuştur.