Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“O, dönüp gitti mi (yahut bir iş başına geçti mi) yeryüzünde ortalığı fesada vermek, ekinleri tahrip edip nesilleri bozmak için çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez. Böylesine "Allah'tan kork!" denilince benlik ve gurur kendisini günaha sevkeder. (Ceza ve azap olarak) ona cehennem yeter. O ne kötü yerdir!” (Bakara, 205-206)
Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:
“Kıyâmet günü idâreci bir kimse getirilir ve cehennem köprüsü üzerine atılır. Bunun üzerine köprü, şiddetli bir şekilde sallanır ve o kişinin bütün
mafsalları yerinden oynar. Şayet amelleriyle Allah’a itaat eden birisiyse, köprüden geçip kurtulur. Yok âsî olmuşsa, köprü yarılır ve o kişi
cehennemin elli yıllık derinliğine düşüp yuvarlanır.” (Münzirî, Tergîb, III, 456)
Zâlimler, hak ve hukuk gözetmeyen, insanlara ezâ ve cefâ eden, adalet gibi bir faziletten mahrum olanlardır. Zulmün her çeşidi ve zâlimlerin her
biri çirkin, sevimsiz ve kötüdür. Ancak, yöneticiler zâlim olursa, zulüm toplumun lider kadrosunda ise, bu daha da çirkin, kötü ve yıkıcı olur. Zulüm,
insanlık tarihinin her döneminde varolageldi. Nice zâlimlerin akibetini toplumlar müşahade etti. Bütün bunlara rağmen zulmün sonu da gelmedi.
Peygamberler yeryüzünde şirki, küfrü ve bu ikisinden kaynaklanan zulmü ortadan kaldırmak üzere geldiler. Her peygamber, insanlık tarihi
boyunca eşsiz adalet örnekleri sergiledi. Fakat insanoğlu, fıtrattan, hak ve hakikatten, Allah’ın gösterdiği yoldan sapıp yine zulme yöneldi.
Kur’ân-ı Kerîm, bunların canlı ibret tablolarını, insanlığın gözleri önüne serer. Peygamber Efendimiz’in pek çok hadislerinde de, zulmün ne büyük
bir musibet olduğu ısrarla bizlere hatırlatılır.
Ebû Abdullah Târık İbni Şihâb el-Becelî el-Ahmesî (ra)’den rivayet edildiğine göre, Nebî (sav) ayağını özengiye koymuş vaziyette iken, bir adam:
“-Hangi cihad daha faziletlidir, diye sordu? Peygamberimiz:
“-Zâlim sultan katında söylenen hak söz” buyurdular. (Nesâî, Bey’at 37.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Hakîm:
Bütün işleri yerli yerince ve eksiksiz olan, hüküm ve hikmet sahibi, eşyanın, işlerin ve her şeyin hakikatini bilen demektir.
Kısa Günün Kârı
Cenâb-ı Hak, İslam’a hizmet eden yöneticilerimize ve Müslümanlara yardım eylesin! Amin..
|
|
|