Vera
Yeni Üye
- Katılım
- 27 Kas 2020
- Mesajlar
- 1,360
- Tepkime puanı
- 2,799
- Puanları
- 113
- Burç
- Boğa
- Meslek
- Boş Gezenin Boş Kalfası
- Cinsiyet
- Medeni Hal
- Takım
Türkiye’nin kurucu üyesi olduğu OECD (Ekonomik ve Kalkınma İşbirliği Örgütü) Türkiye raporunu açıkladı. Bu kapsamlı rapordan, bizim medyada önce çıkan başlık ve mesaj şuydu: “Yapısal reformlar Türkiye'nin toparlanmasını destekleyecek.”
Oysa 122 sayfa içinde; yargı bağımsızlığı, hukuk devleti, yolsuzluk ve rüşvetle mücadele alanında tespit ve tavsiyeler de yer alıyordu.
★★★
Rapor 14 Ocak'ta Paris merkezden çevrimiçi (online) toplantıyla sunuldu. Zoom programıyla yapılan sunuma gazeteciler de davetliydi. Toplantıya Sözcü adına katılarak OECD'nin Ülke Araştırmaları Direktörü Alvaro Pereira'ya soru yönelttim.
Sorum, Türkiye'nin Yolsuzluk Algı Endeksi'ndeki yerine dairdi. Endeksteki yeri, her yıl istikrarlı olarak gerileyen Türkiye ile ilgili olarak raporda güncel veriler yer alıyordu. Alvaro Pereira, “Yolsuzlukla mücadele ve kurumsal yapının iyileştirilmesi konusunda Türkiye'nin alması gereken büyük mesafe olduğunu” belirtti. Yolsuzlukla mücadelenin ekonomik etkinlik ve rekabet açısından da önemli olduğunu söyledi.
Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubu'nun hazırladığı rapora atıfta bulundu.
“Malezya gibi yapsanız iyi olur”
OECD Şefi Alvaro Pereira, Malezya örneğinden söz etti. Cevabını tercüme ederek aktarıyorum:
“Birkaç yıl önce Malezya'da bazı sorunlar vardı. Yolsuzluk göstergeleri açısından pek iyi görünmüyorlardı. Harekete geçmeye karar verdiler ve başbakanlığın yanında bir daire kurdular. Yolsuzlukla mücadele kurumsal arka planı, kurumsal mimariyi, hukukun üstünlüğünü önemli ölçüde güçlendirmeye karar verdiler. Bu adım yabancı yatırımcıların ilgisini çekti. Sonuçta çok daha fazla yabancı yatırım çekmeyi başardılar. Pandemi çıkıncaya kadar da gayet iyi gidiyorlardı. Türkiye de aynısını yapsa bence iyi bir fikir olur.”
Pereira'nın sözünü ettiği ajans, Malezya tarihindeki en büyük rüşvet ve yolsuzluk skandalının ardından devreye girmişti. Eski başbakanın kişisel banka hesaplarına yüzlerce milyon dolar transfer ettiği öne sürülmüştü.
Böyle bir ajansın ülkemizde kurulup kurulmayacağının takdirini okurlara bırakıyorum.
Uçuşa geçen iki harcama
2020 yılı bütçe harcamaları Aralık 2019 verileri açıklanınca ortaya çıktı. İki harcama verisini paylaşacağım.
Bütçede “bahçe malzemesi alımları ile yapım ve bakım giderleri” adlı bir kalem zaman zaman bu kalemden gelişmeleri size duyururum.
2020 yılında devletin bu kalem için harcadığı ödeneği okumaya hazır mısınız? 85.9 milyon TL. (Sadece geçen ay 21.8 milyon TL.)
Bir de bunu 2019 verisiyle karşılaştıralım. 2019'da bütçeden bahçe malzemesi ve bakımına harcanan tutar 62 milyon TL'ymiş. Aradaki fark, yaklaşık 24 milyon TL. Bu kalemdeki olağanüstü harcama artışının saraylarla ilgisiz olduğunu söyleyecek kimse var mı?
“Uçuşa geçen” öteki harcama “dernek, birlik, kurum, kuruluş ve sandıklara” yapılan aktarma. Bütçedeki adı ,“kâr amacı gütmeyen kuruluşlara transferler.” İktidar ısrarlı sorulara karşın hangi dernek ve vakıflara, ne kadar para aktardığını açıklamıyor.
2019 yılı bütçesinden, derneklere 840.5 milyon TL aktaran iktidar, 2020 yılında bu tutarı 968.8 milyon TL'ye yükseltmiş. Aradaki fark 128.3 milyon. Hangi derneğe hangi kriterle ne kadar gitti, bilemiyoruz.
Hazine yardımı parti hesaplarına yattı
Siyasi partilere bütçeden her yıl Hazine yardımı yapılır. Bütçe gelirinin 5 binde 2'si partilere aktarılır. Aktarım öncesindeki hesaplama epeyce karmaşıktır. Siyasi partinin son genel seçimde aldığı oy oranı, toplam geçerli oy sayısı ile partilerin aldığı oy adedine göre belirlenir.
Yüzde 10 barajını aşmak ilk koşul. Ama yüzde 3'ün üzerinde oy alan partiye de ayrı bir hesapla yardım yapılıyor.
2021 bütçesinde bütçe gelir hedefi 1 trilyon 82 milyar 29 milyon TL. Buna göre ilk aşamada yardım tutarının 432.8 milyon TL olması gerekiyor. Ancak İYİ Parti'ye de yardım hak ettiği için bu tutarın 482 milyon TL'ye kadar çıkması bekleniyordu. Hesaplama usulüne göre yardım tutarları şöyle çıkıyordu:
AKP: 209.3 CHP: 111.3 HDP: 57.5 MHP: 54.6 İYİ Parti: 49
Hazine yardımlarının geçtiğimiz hafta Hazine ve Maliye Bakanlığı'nca, parti hesaplarına yatırıldığını öğrendim.
Oysa 122 sayfa içinde; yargı bağımsızlığı, hukuk devleti, yolsuzluk ve rüşvetle mücadele alanında tespit ve tavsiyeler de yer alıyordu.
★★★
Rapor 14 Ocak'ta Paris merkezden çevrimiçi (online) toplantıyla sunuldu. Zoom programıyla yapılan sunuma gazeteciler de davetliydi. Toplantıya Sözcü adına katılarak OECD'nin Ülke Araştırmaları Direktörü Alvaro Pereira'ya soru yönelttim.
Sorum, Türkiye'nin Yolsuzluk Algı Endeksi'ndeki yerine dairdi. Endeksteki yeri, her yıl istikrarlı olarak gerileyen Türkiye ile ilgili olarak raporda güncel veriler yer alıyordu. Alvaro Pereira, “Yolsuzlukla mücadele ve kurumsal yapının iyileştirilmesi konusunda Türkiye'nin alması gereken büyük mesafe olduğunu” belirtti. Yolsuzlukla mücadelenin ekonomik etkinlik ve rekabet açısından da önemli olduğunu söyledi.
Rüşvetle Mücadele Çalışma Grubu'nun hazırladığı rapora atıfta bulundu.
“Malezya gibi yapsanız iyi olur”
OECD Şefi Alvaro Pereira, Malezya örneğinden söz etti. Cevabını tercüme ederek aktarıyorum:
“Birkaç yıl önce Malezya'da bazı sorunlar vardı. Yolsuzluk göstergeleri açısından pek iyi görünmüyorlardı. Harekete geçmeye karar verdiler ve başbakanlığın yanında bir daire kurdular. Yolsuzlukla mücadele kurumsal arka planı, kurumsal mimariyi, hukukun üstünlüğünü önemli ölçüde güçlendirmeye karar verdiler. Bu adım yabancı yatırımcıların ilgisini çekti. Sonuçta çok daha fazla yabancı yatırım çekmeyi başardılar. Pandemi çıkıncaya kadar da gayet iyi gidiyorlardı. Türkiye de aynısını yapsa bence iyi bir fikir olur.”
Pereira'nın sözünü ettiği ajans, Malezya tarihindeki en büyük rüşvet ve yolsuzluk skandalının ardından devreye girmişti. Eski başbakanın kişisel banka hesaplarına yüzlerce milyon dolar transfer ettiği öne sürülmüştü.
Böyle bir ajansın ülkemizde kurulup kurulmayacağının takdirini okurlara bırakıyorum.
Uçuşa geçen iki harcama
2020 yılı bütçe harcamaları Aralık 2019 verileri açıklanınca ortaya çıktı. İki harcama verisini paylaşacağım.
Bütçede “bahçe malzemesi alımları ile yapım ve bakım giderleri” adlı bir kalem zaman zaman bu kalemden gelişmeleri size duyururum.
2020 yılında devletin bu kalem için harcadığı ödeneği okumaya hazır mısınız? 85.9 milyon TL. (Sadece geçen ay 21.8 milyon TL.)
Bir de bunu 2019 verisiyle karşılaştıralım. 2019'da bütçeden bahçe malzemesi ve bakımına harcanan tutar 62 milyon TL'ymiş. Aradaki fark, yaklaşık 24 milyon TL. Bu kalemdeki olağanüstü harcama artışının saraylarla ilgisiz olduğunu söyleyecek kimse var mı?
“Uçuşa geçen” öteki harcama “dernek, birlik, kurum, kuruluş ve sandıklara” yapılan aktarma. Bütçedeki adı ,“kâr amacı gütmeyen kuruluşlara transferler.” İktidar ısrarlı sorulara karşın hangi dernek ve vakıflara, ne kadar para aktardığını açıklamıyor.
2019 yılı bütçesinden, derneklere 840.5 milyon TL aktaran iktidar, 2020 yılında bu tutarı 968.8 milyon TL'ye yükseltmiş. Aradaki fark 128.3 milyon. Hangi derneğe hangi kriterle ne kadar gitti, bilemiyoruz.
Siyasi partilere bütçeden her yıl Hazine yardımı yapılır. Bütçe gelirinin 5 binde 2'si partilere aktarılır. Aktarım öncesindeki hesaplama epeyce karmaşıktır. Siyasi partinin son genel seçimde aldığı oy oranı, toplam geçerli oy sayısı ile partilerin aldığı oy adedine göre belirlenir.
Yüzde 10 barajını aşmak ilk koşul. Ama yüzde 3'ün üzerinde oy alan partiye de ayrı bir hesapla yardım yapılıyor.
2021 bütçesinde bütçe gelir hedefi 1 trilyon 82 milyar 29 milyon TL. Buna göre ilk aşamada yardım tutarının 432.8 milyon TL olması gerekiyor. Ancak İYİ Parti'ye de yardım hak ettiği için bu tutarın 482 milyon TL'ye kadar çıkması bekleniyordu. Hesaplama usulüne göre yardım tutarları şöyle çıkıyordu:
AKP: 209.3 CHP: 111.3 HDP: 57.5 MHP: 54.6 İYİ Parti: 49
Hazine yardımlarının geçtiğimiz hafta Hazine ve Maliye Bakanlığı'nca, parti hesaplarına yatırıldığını öğrendim.