- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 14,423
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 38,453
- Puanları
- 113
14 yıldır anneyim. Anneliğim hep bugünkü kıvamında mıydı peki? Pihhuuuu? Çocuğum emmediğinde yaşadığım yetersizlik hissini, uyumadığı gecelerde yorgunluktan ölecek gibi hissettiğim saatleri, boya yaparken ‘Amman elini koltuğa sürecek mi’ telaşını, iştahsız dönemlerinde içimde uyanan kaygıyı, aman gecikmesin telaşıyla saat kurup beklediğim ara öğün/ana öğün savaşlarını bir ben bilirim bir de Enes) Yavrucuğum, her ilk çocuk gibi acemilik telaşlarımın, anneliği öğrenme sancılarımın en büyük mağduru oldu. Neyse büyüdü de özür dileyip, helalleştim kuzumla? Şimdi, bugün, şuanki anneliğimle 14 yıl önceki kendime sesleniyor olsam, derdim ki; “Bir sakin ol, hiç bir çocuk açlıktan ölmez. Bir rahatla, koltuğun boya olursa silersin geçer. Kendini bir rahat bırak, çocuğunun emmemesi, geç konuşması, geç yürümesi ya da tombul olmaması seni yetersiz yapmaz. Kaygılanma, her çocuk uykusu gelince uyur, acıkınca yer, zamanı gelince konuşur, yürür, bezden çıkar. Merak etme, hiç bir anne yorgunluktan ölmez)) Ha bir de şöyle derdim; tadını çıkar çok çabuk büyüyorlar...?
Hatice Kübra Tongar
Hatice Kübra Tongar