kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 916
- Tepkime puanı
- 2,374
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Yardımı Ulaştırma Gayreti
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“…(Ey müminler!) Siz hayır işlerinde yarışın. Nerede olursanız olun sonun Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz Allah her şeye kâdirdir.” (Bakara, 148)
Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:
“Allah’a yemin ederim ki, Cenâb-ı Hakk’ın senin aracılığınla bir tek kişiyi hidayete kavuşturması, senin, en kıymetli dünya nimeti olan kırmızı develere
sahip olmandan daha hayırlıdır.” (Buhârî, Fezâilü’l-ashâb 9, Meğâzî 38; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 34)
İmâm-ı Âzam Hazretleri’nin, tıpkı ashâb-ı kirâm gibi kendisini toplumdan mes’ûl hisseden yüce bir İslâm şahsiyeti sergilediği şu misâl, bizler için güzel bir numûnedir:
İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe Hazretleri’nin komşularından ayyaş bir genç vardı. Bu genç, sabahtan akşama kadar içer, geceleri de yerinde duramaz
nâralar atıp küfürler savurarak etrafı dayanılmaz derecede rahatsız ederdi.
Bir gece gencin attığı nâralar kesilince, İmam sabahleyin gidip gencin başına bir hâl gelip gelmediğini araştırdı. Arkadaşları, içki yüzünden kavgaya
karışıp hapse atıldığını söylediler. Ebû Hanîfe Hazretleri bu duruma çok üzüldü. Hapishâneye giderek yetkililerden onu serbest bırakmalarını ricâ etti.
Memurlar ancak kefâlet ile serbest bırakabileceklerini söyleyince İmâm-ı Âzam Hazretleri kefil oldu ve sarhoş komşusunu hapisten kurtardı.
Durumu öğrenen genç, derhâl İmâm’ın yanına koşup nedâmet gözyaşları döktü. Artık içkiye tevbe ettiğini söyledi. Bundan sonra ona lâyık bir
komşu ve talebe olacağına söz verdi. Büyük İmâm, gence şefkatle baktı ve hüzünlü bir sesle:
“–Delikanlı; görüyorsun ya, seni gerçekten biz ziyân ettik! Sana ulaşma gayretini gösteremedik. Asıl sen bize hakkını helâl et!” dedi.
İmâm-ı Âzam Hazretlerinin bu şuurunu en güzel şekilde kavrayarak hayatımıza tatbîk etmeye ne kadar muhtâcız! (Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2005 Mayıs, Sayı:231, Sayfa:032)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Kaadir:
Her şeye gücü yeten, ölçen, tanzim eden, plânlayan, hükmeden, takdir eden, tam bir kudret sahibi olan ve istediğini, dilediği şekilde yapmaya gücü yeten demektir.
Kısa Günün Kârı
İslam bizden hassas gönüller istiyor. Toplumda hidayet bekleyen birçok insan var. Mü’min hidayet bekleyenlerin elinden tutmalıdır. Mü’minin sevinci hidayete vesile olmaktır.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“…(Ey müminler!) Siz hayır işlerinde yarışın. Nerede olursanız olun sonun Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz Allah her şeye kâdirdir.” (Bakara, 148)
Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:
“Allah’a yemin ederim ki, Cenâb-ı Hakk’ın senin aracılığınla bir tek kişiyi hidayete kavuşturması, senin, en kıymetli dünya nimeti olan kırmızı develere
sahip olmandan daha hayırlıdır.” (Buhârî, Fezâilü’l-ashâb 9, Meğâzî 38; Müslim, Fezâilü’s-sahâbe 34)
İmâm-ı Âzam Hazretleri’nin, tıpkı ashâb-ı kirâm gibi kendisini toplumdan mes’ûl hisseden yüce bir İslâm şahsiyeti sergilediği şu misâl, bizler için güzel bir numûnedir:
İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe Hazretleri’nin komşularından ayyaş bir genç vardı. Bu genç, sabahtan akşama kadar içer, geceleri de yerinde duramaz
nâralar atıp küfürler savurarak etrafı dayanılmaz derecede rahatsız ederdi.
Bir gece gencin attığı nâralar kesilince, İmam sabahleyin gidip gencin başına bir hâl gelip gelmediğini araştırdı. Arkadaşları, içki yüzünden kavgaya
karışıp hapse atıldığını söylediler. Ebû Hanîfe Hazretleri bu duruma çok üzüldü. Hapishâneye giderek yetkililerden onu serbest bırakmalarını ricâ etti.
Memurlar ancak kefâlet ile serbest bırakabileceklerini söyleyince İmâm-ı Âzam Hazretleri kefil oldu ve sarhoş komşusunu hapisten kurtardı.
Durumu öğrenen genç, derhâl İmâm’ın yanına koşup nedâmet gözyaşları döktü. Artık içkiye tevbe ettiğini söyledi. Bundan sonra ona lâyık bir
komşu ve talebe olacağına söz verdi. Büyük İmâm, gence şefkatle baktı ve hüzünlü bir sesle:
“–Delikanlı; görüyorsun ya, seni gerçekten biz ziyân ettik! Sana ulaşma gayretini gösteremedik. Asıl sen bize hakkını helâl et!” dedi.
İmâm-ı Âzam Hazretlerinin bu şuurunu en güzel şekilde kavrayarak hayatımıza tatbîk etmeye ne kadar muhtâcız! (Osman Nûri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 2005 Mayıs, Sayı:231, Sayfa:032)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Kaadir:
Her şeye gücü yeten, ölçen, tanzim eden, plânlayan, hükmeden, takdir eden, tam bir kudret sahibi olan ve istediğini, dilediği şekilde yapmaya gücü yeten demektir.
Kısa Günün Kârı
İslam bizden hassas gönüller istiyor. Toplumda hidayet bekleyen birçok insan var. Mü’min hidayet bekleyenlerin elinden tutmalıdır. Mü’minin sevinci hidayete vesile olmaktır.