Puan
113
Çözümler
1
- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 16,694
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 46,032
- Puan
- 113
Yahudilerin Düştüğü Hataya Biz de Düştük!
84- Sizden bir zamanlar şu sözleri de almıştık: “Birbirinizin kanını dökmeyecek ve birbirinizi topraklarınızdan çıkarmayacaksınız.” Sonra şahitlik ederek bu sözü ikrar etmiştiniz.
85- Bu sözünüzden sonra sizler birbirinizi öldürüyor ve sizden olan bir grubu topraklarından çıkarıyor; günaha düşerek ve düşmanlık ederek, onların aleyhine düşmanlarıyla iş birliği yapıyorsunuz.
Fakat din kardeşleriniz düşmanın eline esir düşüp size geldiklerinde, Allah’ın emri olduğu için onların fidyesini ödüyorsunuz.
Hâlbuki öncelikle onları topraklarından çıkarmanız size haram kılınmıştı.
Yoksa siz Allah’ın kitabının bir kısmına iman edip bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden her kim bunu yaparsa onun dünya hayatındaki cezası aşağılanmadır.
Bunu yapanlar kıyamet gününde ise azabın en büyüğüne çarptırılırlar. Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.
86- İşte bunlar, ahiret hayatının yerine dünya hayatını satın alan kimselerdir. Bunlardan azap hafifletilmeyecek ve bunlar yardım da görmeyecekler.
Bakara sûresi, 84-86.
Allah Teâlâ Yahudilerden dört söz almıştı:
“Birbirinizi öldürmeyin, kimseyi topraklarından çıkarmayın, düşmanlarınızla iş birliği yapmayın ve düşmanın eline düşen din kardeşlerinizin fidyelerini ödeyin.”
Onlar ilk üç yasağı çiğnemekten geri durmuyorlardı. Ancak düşmanın eline esir düşen din kardeşlerinin fidyelerini ödemeyi dinî bir sorumluluk olarak görüyorlardı. Yani ilahî emirlerden nefislerine hoş ve kolay olanı yerine getiriyor, diğerlerini ise ihmal ve ihlal ediyorlardı. Allah Teâlâ bu şekilde davranmayı, kitabın bir kısmına iman etmek ve bir kısmını ise inkâr etmekle bir tuttu.
Bizler de onların aynısını yapıyoruz. Din kardeşlerimizi Siyonistlerin bombalarına maruz bırakıyor, bomba yapımında kullanılan malzemeleri Siyonistlere gönderiyor, Katil Siyonistlere vatandaşlık veriyor sonra da yaralanan din kardeşlerimize gıda kolisi dağıtıyoruz.
Din kardeşlerimizin aleyhine olacak her türlü ticarî faaliyeti yapıyor, sonra da kardeşlerimizin kurtuluşu için dua ediyoruz.
Din kardeşlerimizi öldüren katilleri uçaklarımızla taşıyor, sonra da mazlumlar için gözyaşı döküyoruz.
Katillere limanlarımızdan askerî malzeme gönderiyor, din kardeşlerimize ise sadece dua ediyoruz.
Yahudiler dinlerini bu kadar bozdular mı diye düşünemeden edemiyorum. Halen mitingden döndükten sonra katil siyonist ordusuna açıktan destek veren ürünleri satan esnaf, bu malları tüketen insanımız var. Dilinde dua, elinde katil Siyonistlerin yiyeceği var!
İslam ümmeti dağınık! Başımız yok! Sahipsiz kaldık! Her ülke kendi ırkını korumakla meşgul!
Cenazelerde Müslümanız ama ihalelerde müslüman değiliz. Açılışları Kur'ân’la yapan Müslümanız ama açtığımız iş yeri katillere destek veren iş yeri! Oruç tutuyoruz ama iftarı katillerin yiyeceği ile açıyoruz. Her yanımız Siyonizm kokuyor!
Yöneticiler Hz. Yakub’un oğulları gibi: Kardeşlerini kuyuya atıyorlar ama akşama babalarının yanına ağlayarak geliyorlar!
Murat PADAK
84- Sizden bir zamanlar şu sözleri de almıştık: “Birbirinizin kanını dökmeyecek ve birbirinizi topraklarınızdan çıkarmayacaksınız.” Sonra şahitlik ederek bu sözü ikrar etmiştiniz.
85- Bu sözünüzden sonra sizler birbirinizi öldürüyor ve sizden olan bir grubu topraklarından çıkarıyor; günaha düşerek ve düşmanlık ederek, onların aleyhine düşmanlarıyla iş birliği yapıyorsunuz.
Fakat din kardeşleriniz düşmanın eline esir düşüp size geldiklerinde, Allah’ın emri olduğu için onların fidyesini ödüyorsunuz.
Hâlbuki öncelikle onları topraklarından çıkarmanız size haram kılınmıştı.
Yoksa siz Allah’ın kitabının bir kısmına iman edip bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden her kim bunu yaparsa onun dünya hayatındaki cezası aşağılanmadır.
Bunu yapanlar kıyamet gününde ise azabın en büyüğüne çarptırılırlar. Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.
86- İşte bunlar, ahiret hayatının yerine dünya hayatını satın alan kimselerdir. Bunlardan azap hafifletilmeyecek ve bunlar yardım da görmeyecekler.
Bakara sûresi, 84-86.
Allah Teâlâ Yahudilerden dört söz almıştı:
“Birbirinizi öldürmeyin, kimseyi topraklarından çıkarmayın, düşmanlarınızla iş birliği yapmayın ve düşmanın eline düşen din kardeşlerinizin fidyelerini ödeyin.”
Onlar ilk üç yasağı çiğnemekten geri durmuyorlardı. Ancak düşmanın eline esir düşen din kardeşlerinin fidyelerini ödemeyi dinî bir sorumluluk olarak görüyorlardı. Yani ilahî emirlerden nefislerine hoş ve kolay olanı yerine getiriyor, diğerlerini ise ihmal ve ihlal ediyorlardı. Allah Teâlâ bu şekilde davranmayı, kitabın bir kısmına iman etmek ve bir kısmını ise inkâr etmekle bir tuttu.
Bizler de onların aynısını yapıyoruz. Din kardeşlerimizi Siyonistlerin bombalarına maruz bırakıyor, bomba yapımında kullanılan malzemeleri Siyonistlere gönderiyor, Katil Siyonistlere vatandaşlık veriyor sonra da yaralanan din kardeşlerimize gıda kolisi dağıtıyoruz.
Din kardeşlerimizin aleyhine olacak her türlü ticarî faaliyeti yapıyor, sonra da kardeşlerimizin kurtuluşu için dua ediyoruz.
Din kardeşlerimizi öldüren katilleri uçaklarımızla taşıyor, sonra da mazlumlar için gözyaşı döküyoruz.
Katillere limanlarımızdan askerî malzeme gönderiyor, din kardeşlerimize ise sadece dua ediyoruz.
Yahudiler dinlerini bu kadar bozdular mı diye düşünemeden edemiyorum. Halen mitingden döndükten sonra katil siyonist ordusuna açıktan destek veren ürünleri satan esnaf, bu malları tüketen insanımız var. Dilinde dua, elinde katil Siyonistlerin yiyeceği var!
İslam ümmeti dağınık! Başımız yok! Sahipsiz kaldık! Her ülke kendi ırkını korumakla meşgul!
Cenazelerde Müslümanız ama ihalelerde müslüman değiliz. Açılışları Kur'ân’la yapan Müslümanız ama açtığımız iş yeri katillere destek veren iş yeri! Oruç tutuyoruz ama iftarı katillerin yiyeceği ile açıyoruz. Her yanımız Siyonizm kokuyor!
Yöneticiler Hz. Yakub’un oğulları gibi: Kardeşlerini kuyuya atıyorlar ama akşama babalarının yanına ağlayarak geliyorlar!
Murat PADAK