Seçim şokuyla ırkçılıkta level atlayan muhalefetin köpürttüğü yalanlardan biri de seçimlerde büyük sayıda yabancı kökenli seçmen oylarının seçim sonucunu belirlediği tezi.
% 60’la kazanma hayalleri 14 Mayıs’ta duvara toslayan muhalefet seçim gecesinden itibaren inanılmaz boyutta bir insanlık dışı kampanyayla 2. Turda seçmenleri etkileme gayretinde. Irkçı söylemler bu kampanyanın temelini oluşturuyor. Suriyeli düşmanlığı merkezli bu kampanyada öne çıkartılan başlıklardan biri de yabancı seçmen iddiası.
Başta Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere tüm ittifak partilerine mensup siyasiler, gazeteciler, akademisyenler ısrarla yabancı kökenli seçmenlerin oylarının seçim tablosunu belirlediği iddiasını gündemleştiriyorlar.
Biri kalkıp gazetedeki
nüfus artış ve seçmen sayısı farklarından yola çıkarak bir teori geliştiriyor ve yeni seçmenlerin % 20’sinin, yani beşte birinin yabancı kökenli olduğunu söylüyor.
Anında tüm muhalefet cephesi hepsi bu iddiayı veri gibi tekrarlıyor. Sonra başkaları çıkıp iddiayı biraz daha geliştirerek toplam seçmenlerin yüzde yirmisinin yabancı kökenli olduğunu, iktidarın oy devşirmek için önüne gelene vatandaşlık dağıttığını söylüyor, yazıyor, tekrarlıyor.
Öyle ki Karar Gazetesinde Yıldıray Oğur gibi bir ismi bile bu kampanyaya omuz vermeye iten bir seferberlik hali söz konusu.
İYİ Parti’den Demokrat Parti’ye geçen ırkçılığı ve Arap düşmanlığıyla maruf İlay Aksoy bir tweet paylaşıyor. Orada birtakım ne olduğu anlaşılmaz görüntüler, okunamaz halde sayılar arka planda akıp gidiyor. Cumhuriyet de bunu alıp
Günlerdir sosyal medyada, televizyon ekranlarında, muhalif siyasilerin ağızlarında yabancı seçmen lafı düşmüyor. Peki, gerçekten sonradan Türkiye vatandaşı olmuş toplam ne kadar seçmen var Türkiye’de? Veriler ortada. Buna ulaşmak hiç zor değil. YSK bilgileri gizli saklı falan da değil.
Öncelikle, son günlerde kimilerince sıkça zikredilen bir iddiayı konuşalım. Türkiye dışında doğmuş 1,5 milyon yeni seçmenin sonradan vatandaşlık elde etmiş yabancı kökenli seçmen olduğu iddiası açık bir yalan. Bunların içinde yurt dışında yaşayan ailelerin çocukları olduğu gibi, örneğin 300 binden fazla Bulgaristan vatandaşı Türk, 200 binden fazla Almanya’da doğmuş Türkiye kökenli vs. nüfus var.
Peki, Ortadoğu kökenli, yani Kemalist muhalefetin tümünü ‘AKP yanlısı seçmen’ olarak resmettiği, sonradan TC vatandaşı olanların sayısı ne kadar? 150 bini bu seçimde ilk kez oy kullanacak şekilde toplam 235 bin. Evet, üzerinde kıyametler koparılan ‘yabancı kökenli seçmen’ sayısı toplamda çeyrek milyon bile değil. Yani, köken itibariyle Suriyeli, Iraklı, İranlı, Yemenli vs. yabancı kökenli seçmenlerin hepsi AK Parti’ye oy verecek olsa dahi toplam seçmen sayısının yüzde 0.40’ını bile oluşturmayan bir orandan söz ediyoruz.
Erdoğan’ın aldığı toplam oy sayısı neydi, tekrar hatırlayalım: 27 milyon 133 bin. Yabancı kökenli yeni seçmen sayısı 150 bin olduğuna göre, günlerdir 27 milyonu görmezden gelip ancak küsurata tekabül eden bir rakam üzerinde birilerinin tepindiği görülüyor. Peki, Erdoğan rakibi Kılıçdaroğlu’na ne kadar fark atmıştı? Yaklaşık 2,5 milyon. Bu durumda yeni-eski yabancı kökenli bahsedilen seçmenlerin hepsinin sandığa gittiğini ve hepsinin de Erdoğan’a oy verdiğini varsaysak dahi, bu rakamın Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na attığı farkın 10’da 1’ine bile ulaşmadığı görülüyor.
Garip olan şu ki tüm bu bilgiler CHP’nin seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel tarafından
bu iddialar malum çevrelerce tekrarlanmakta.
Açıkçası seçim yenilgisine mazeret arayışının bir ürünü olarak bu yalanın köpürtüldüğü görülüyor ama bunu yaparken muhalif cephe kimliğine, tiynetine de uygun olarak ırkçılık ateşini körüklemeyi marifet biliyor, yabancı düşmanlığı zehrini topluma zerk ediyor. Aslında yabancı düşmanlığı ifadesinin de bunların ruh halini tam ifade etmediğini, asıl dertlerinin İslam düşmanlığı olduğunu da belirtmekte fayda var. Sürekli biçimde Müslüman kökenli halkları düşmanlaştıran bu tiplerin örneğin Ukraynalılar’dan, Ruslar’dan, Almanlar ya da İngilizler’den rahatsızlık duyduklarını görmüş değiliz.
Tam bu noktada siyasi gündemde ‘yabancı’ diye vasfedilen insanların bizim açımızdan yabancı olarak görülmediğini, kardeş olarak algılandığını da vurgulayalım. Burada bu tartışmaya dair sözlerimiz sadece muhalefetin tezlerinin, iddialarının temelsizliğini göstermeye yöneliktir. Yoksa özü itibariyle bu tartışmanın bizim açımızdan bir anlam ifade etmediğini, kardeş halklarımızı ötekileştirmeye yönelik söylemlerin tümünü şeytan işi pislik olarak gördüğümüzü hatırlatalım. Bununla birlikte Kemalist-ırkçı-ulusalcı muhalefetin tezlerinin tümüyle abartıdan ve yalandan ibaret olduğunu ifade etmek için konuyu tartışmaya ihtiyaç duyduğumuzu da ekleyelim.
Sonuç itibariyle bir kere daha vurgulamakta yarar var: Bu muhalefette gerçekten akıl ve tutarlılık olmadığı gibi ahlakın zerresi de yok!
Rıdvan Kaya : Haksöz Haber
% 60’la kazanma hayalleri 14 Mayıs’ta duvara toslayan muhalefet seçim gecesinden itibaren inanılmaz boyutta bir insanlık dışı kampanyayla 2. Turda seçmenleri etkileme gayretinde. Irkçı söylemler bu kampanyanın temelini oluşturuyor. Suriyeli düşmanlığı merkezli bu kampanyada öne çıkartılan başlıklardan biri de yabancı seçmen iddiası.
Başta Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere tüm ittifak partilerine mensup siyasiler, gazeteciler, akademisyenler ısrarla yabancı kökenli seçmenlerin oylarının seçim tablosunu belirlediği iddiasını gündemleştiriyorlar.
Biri kalkıp gazetedeki
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Anında tüm muhalefet cephesi hepsi bu iddiayı veri gibi tekrarlıyor. Sonra başkaları çıkıp iddiayı biraz daha geliştirerek toplam seçmenlerin yüzde yirmisinin yabancı kökenli olduğunu, iktidarın oy devşirmek için önüne gelene vatandaşlık dağıttığını söylüyor, yazıyor, tekrarlıyor.
Öyle ki Karar Gazetesinde Yıldıray Oğur gibi bir ismi bile bu kampanyaya omuz vermeye iten bir seferberlik hali söz konusu.
İYİ Parti’den Demokrat Parti’ye geçen ırkçılığı ve Arap düşmanlığıyla maruf İlay Aksoy bir tweet paylaşıyor. Orada birtakım ne olduğu anlaşılmaz görüntüler, okunamaz halde sayılar arka planda akıp gidiyor. Cumhuriyet de bunu alıp
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Günlerdir sosyal medyada, televizyon ekranlarında, muhalif siyasilerin ağızlarında yabancı seçmen lafı düşmüyor. Peki, gerçekten sonradan Türkiye vatandaşı olmuş toplam ne kadar seçmen var Türkiye’de? Veriler ortada. Buna ulaşmak hiç zor değil. YSK bilgileri gizli saklı falan da değil.
Öncelikle, son günlerde kimilerince sıkça zikredilen bir iddiayı konuşalım. Türkiye dışında doğmuş 1,5 milyon yeni seçmenin sonradan vatandaşlık elde etmiş yabancı kökenli seçmen olduğu iddiası açık bir yalan. Bunların içinde yurt dışında yaşayan ailelerin çocukları olduğu gibi, örneğin 300 binden fazla Bulgaristan vatandaşı Türk, 200 binden fazla Almanya’da doğmuş Türkiye kökenli vs. nüfus var.
Peki, Ortadoğu kökenli, yani Kemalist muhalefetin tümünü ‘AKP yanlısı seçmen’ olarak resmettiği, sonradan TC vatandaşı olanların sayısı ne kadar? 150 bini bu seçimde ilk kez oy kullanacak şekilde toplam 235 bin. Evet, üzerinde kıyametler koparılan ‘yabancı kökenli seçmen’ sayısı toplamda çeyrek milyon bile değil. Yani, köken itibariyle Suriyeli, Iraklı, İranlı, Yemenli vs. yabancı kökenli seçmenlerin hepsi AK Parti’ye oy verecek olsa dahi toplam seçmen sayısının yüzde 0.40’ını bile oluşturmayan bir orandan söz ediyoruz.
Erdoğan’ın aldığı toplam oy sayısı neydi, tekrar hatırlayalım: 27 milyon 133 bin. Yabancı kökenli yeni seçmen sayısı 150 bin olduğuna göre, günlerdir 27 milyonu görmezden gelip ancak küsurata tekabül eden bir rakam üzerinde birilerinin tepindiği görülüyor. Peki, Erdoğan rakibi Kılıçdaroğlu’na ne kadar fark atmıştı? Yaklaşık 2,5 milyon. Bu durumda yeni-eski yabancı kökenli bahsedilen seçmenlerin hepsinin sandığa gittiğini ve hepsinin de Erdoğan’a oy verdiğini varsaysak dahi, bu rakamın Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na attığı farkın 10’da 1’ine bile ulaşmadığı görülüyor.
Garip olan şu ki tüm bu bilgiler CHP’nin seçim işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Onursal Adıgüzel tarafından
Ziyaretçiler için gizlenmiş link, görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Açıkçası seçim yenilgisine mazeret arayışının bir ürünü olarak bu yalanın köpürtüldüğü görülüyor ama bunu yaparken muhalif cephe kimliğine, tiynetine de uygun olarak ırkçılık ateşini körüklemeyi marifet biliyor, yabancı düşmanlığı zehrini topluma zerk ediyor. Aslında yabancı düşmanlığı ifadesinin de bunların ruh halini tam ifade etmediğini, asıl dertlerinin İslam düşmanlığı olduğunu da belirtmekte fayda var. Sürekli biçimde Müslüman kökenli halkları düşmanlaştıran bu tiplerin örneğin Ukraynalılar’dan, Ruslar’dan, Almanlar ya da İngilizler’den rahatsızlık duyduklarını görmüş değiliz.
Tam bu noktada siyasi gündemde ‘yabancı’ diye vasfedilen insanların bizim açımızdan yabancı olarak görülmediğini, kardeş olarak algılandığını da vurgulayalım. Burada bu tartışmaya dair sözlerimiz sadece muhalefetin tezlerinin, iddialarının temelsizliğini göstermeye yöneliktir. Yoksa özü itibariyle bu tartışmanın bizim açımızdan bir anlam ifade etmediğini, kardeş halklarımızı ötekileştirmeye yönelik söylemlerin tümünü şeytan işi pislik olarak gördüğümüzü hatırlatalım. Bununla birlikte Kemalist-ırkçı-ulusalcı muhalefetin tezlerinin tümüyle abartıdan ve yalandan ibaret olduğunu ifade etmek için konuyu tartışmaya ihtiyaç duyduğumuzu da ekleyelim.
Sonuç itibariyle bir kere daha vurgulamakta yarar var: Bu muhalefette gerçekten akıl ve tutarlılık olmadığı gibi ahlakın zerresi de yok!
Rıdvan Kaya : Haksöz Haber