Foruma hoş geldin, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Düşünce Platformumuza Hoşgeldiniz!

Düşünce Platformumuz bilgi ve düşüncenin en özgür adresidir!
Güne, gündeme ve yarınlara dair söyleyeceğim var diyenlerin, günlük koşuşturmaca içerisinde zihin jimnastiği yapmak isteyenlerin özgürlük meşalesi ~ FORUM KALEMİ ~

Veled-i Zina Anlayışının Perde Arkası Doç. Dr. Ahmet Emin Seyhan

AsyA

Forum Kalemi
Öylesine...
Katılım
1 May 2020
Mesajlar
14,282
Çözümler
1
Tepkime puanı
37,958
Puanları
113

AsyA

Forum Kalemi
Öylesine...
Katılım
1 May 2020
Mesajlar
14,282
Çözümler
1
Tepkime puanı
37,958
Puanları
113
VELED-İ ZİNA ANLAYIŞININ TEMELİNDE NE VAR?



Ahmed Bîcan’ın “veled-i zînâ” ile ilgili anlayışına da katılmak mümkün gözükmemektedir. Şöyle ki o, cennet ve cehennem arasında kalacak “a’râf ehli” ile ilgili görüşleri aktarırken, “veled-i zînâ”, “kâfirlerin baliğ olmadan ölen çocukları”, “melekler” ve “mü’minlerden bazı kimseler” dedikten sonra şöyle bir ifâde kullanmaktadır. “Sahihi (doğrusu) budur ki, bu dediklerimizin cemîsi A’râf’da vardır. Cemîsi mü’minlerdir.” [1]

Bîcan ile aynı görüşü savunanlara göre, “veled-i zînâ” olan bir kişinin iyi bir mü’min olsa bile cennete girmeye hakkı yoktur. Ancak böyle bir yaklaşımın doğru olmadığı da açıktır.[2] Çünkü, bu kimsenin zînâ sonucu doğmasında ne bir dahli, ne bir kabahati, ne de bir tercîhi söz konusudur.

Dolayısıyla mevcut suçu bu çocuğa yüklemenin kabul edilebilir hiçbir tarafı yoktur. Zîra Kur’ân-ı Kerim’in ifâdesine göre üstünlük ancak takvâ iledir.[3] Ve suçun şahsîliği ilkesi esastır. Sorumluluk taşıyan bir kimseye başkasının sorumluluğu yüklenmez.[4]

Allah’a gönülden teslim olup inanan, O’na karşı derin bir sorumluluk bilinci taşıyan, sonrada dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koyan bir kulun ırkının, dilinin, renginin, soyunun hiçbir önemi yoktur. Bunlar birer üstünlük vesilesi değildir. Çünkü üstünlük, sonradan elde edilen kazanımlarla olur.

Zaten Yüce Allah’ın bizim mallarımıza ve şekillerimize değil, îmânımıza ve sâlih amellerimize bakacağı Hz. Peygamber’in açık bir ifâdesidir.[5] Dolayısıyla, eski kültürlerin ve anlayışların izlerini taşıyan, soy ve sopa önem veren böyle bir bakış açısıyla söylenmiş bu ve benzeri sözlerin ciddiye alınır ve kabul edilebilir bir tarafının olmadığını düşünmekteyiz.

Selam ve dua ile...



Geniş bilgi için bkz, Dr. Ahmet Emin Seyhan, Hadislerde Kıyamet Alametleri, s. 102


[1] AHMED BÎCAN, s. 433.
[2] KIRBAŞOĞLU, Alternatif Hadis, s. 206. Bu tür rivâyetlerin Kur’an’ın sorumluluk anlayışıyla taban tabana zıt olduğunu belirtmektedir.
[3] Hucurât, 49/13. Ayrıca bkz. Bakara, 2/197; Âl-i İmrân, 3/102; Ra’d, 13/35; Nahl, 16/128; Nûr, 24/52.
[4] En’âm, 6/164; İsrâ, 17/15; Fâtır, 35/18; Zümer, 39/7; Necm, 53/38.
[5] MÜSLİM, 41/Birr, 10 (III, 1987); İBN MÂCE, 37/Zühd, 9 (II, 1388); İBN HANBEL, II, 285, 539.
 

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın yada üye olun!

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın veya kayıt olun!

Kayıt ol

Forumda bir hesap oluşturmak tamamen ücretsizdir.

Şimdi kayıt ol
Giriş yap

Eğer bir hesabınız var ise lütfen giriş yapın

Giriş yap

Tema düzenleyici

Tema özelletirmeleri

Grafik arka planlar

Granit arka planlar