kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 945
- Tepkime puanı
- 2,388
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Vefâ Yokuşu
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“…Allâh’tan başka ahdine daha çok vefâ gösteren kim vardır?..” (Tevbe, 111
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Allahım! Gücüm yettiği kadar ahdine ve va’dine sadâkat gösteriyorum” (Buhârî, Daavât, 16)
Mehmed Âkif merhum, kızının nikâh akdine çok sevdiği ahbâbından olan Bosnalı Ali Şevki Efendi’yi de dâvet etmişti. Yaşlı hoca efendi bu dâvete
biraz geç geldi ve gecikme sebebi olarak da, Vefâ Yokuşu’ndan çıktığını söyledi. Merhûm Âkif de, bu yerinde mâzereti, yerinde bir hakîkatle
mezcederek mütebessim ve mânidar bir şekilde şöyle dedi:
“Hangi Vefâ Yokuşu’ndan bahsediyorsun hoca efendi? Nesl-i hâzır (şimdiki nesil) o yokuşu çoktan düzledi…”
Merhûmun hüzünle dile getirdiği ve âdeta “âh vefâ” dercesine ifâde ettiği gerçek, insanoğlunun en çok muhtaç olduğu vazgeçilmez bir haslettir. Bu
hasleti gerçekleştirmenin güçlüğünü ifâde sadedinde Vefâ Yokuşu’nu çıkmanın güçlüğüne âit sözden istifâde sûretiyle telmihte bulunan Âkif
merhum, bugünkü cemiyetimizi görse kimbilir nasıl feryat ederdi… Bugün, insanlar izleri silinmiş iyilikleri hatırına bile getirmemekte ve ekseriyetle
“vefâ” kelimesi, âdeta ve sırf İstanbul’da bir semt adı olarak kalmış bulunmaktadır. (Osman Nûri Topbaş, Gönül Bahçesinden Son Nefes, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Veliyy: Seven, yardım eden, gerçek ve yegâne dost, yardımcı olan, kâinatın ve bütün mahlûkatın işlerini yürüten, sevk ve idare eden demektir.
Kısa Günün Kârı
Allâh’ım! Gönüllerimize o “sâhibü’l-vefâ”nın güzel hâllerini ihsân ederek bizleri sâlihler zümresine dâhil eyle! Amellerimize sadâkat ve samîmiyet
lutfedip cümlemizi Naîm cennetlerinin vârisleri kıl! Neslimizden ve zürriyetimizden muttakîlere sertâc olacak göz nûru ve gönül sürûru evlâdlar ihsân
eyle! Cümlemizi Sana, Rasûlüne, ana-babaya, akrabâya, bütün ehl-i îmâna, vatana, millete ve diğer emânetlere karşı vefâkâr eyle! İki cihânda da
rızâ-yı şerîfin iklîminde yaşat! Âmîn!..
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“…Allâh’tan başka ahdine daha çok vefâ gösteren kim vardır?..” (Tevbe, 111
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Allahım! Gücüm yettiği kadar ahdine ve va’dine sadâkat gösteriyorum” (Buhârî, Daavât, 16)
Mehmed Âkif merhum, kızının nikâh akdine çok sevdiği ahbâbından olan Bosnalı Ali Şevki Efendi’yi de dâvet etmişti. Yaşlı hoca efendi bu dâvete
biraz geç geldi ve gecikme sebebi olarak da, Vefâ Yokuşu’ndan çıktığını söyledi. Merhûm Âkif de, bu yerinde mâzereti, yerinde bir hakîkatle
mezcederek mütebessim ve mânidar bir şekilde şöyle dedi:
“Hangi Vefâ Yokuşu’ndan bahsediyorsun hoca efendi? Nesl-i hâzır (şimdiki nesil) o yokuşu çoktan düzledi…”
Merhûmun hüzünle dile getirdiği ve âdeta “âh vefâ” dercesine ifâde ettiği gerçek, insanoğlunun en çok muhtaç olduğu vazgeçilmez bir haslettir. Bu
hasleti gerçekleştirmenin güçlüğünü ifâde sadedinde Vefâ Yokuşu’nu çıkmanın güçlüğüne âit sözden istifâde sûretiyle telmihte bulunan Âkif
merhum, bugünkü cemiyetimizi görse kimbilir nasıl feryat ederdi… Bugün, insanlar izleri silinmiş iyilikleri hatırına bile getirmemekte ve ekseriyetle
“vefâ” kelimesi, âdeta ve sırf İstanbul’da bir semt adı olarak kalmış bulunmaktadır. (Osman Nûri Topbaş, Gönül Bahçesinden Son Nefes, Erkam Yay.)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Veliyy: Seven, yardım eden, gerçek ve yegâne dost, yardımcı olan, kâinatın ve bütün mahlûkatın işlerini yürüten, sevk ve idare eden demektir.
Kısa Günün Kârı
Allâh’ım! Gönüllerimize o “sâhibü’l-vefâ”nın güzel hâllerini ihsân ederek bizleri sâlihler zümresine dâhil eyle! Amellerimize sadâkat ve samîmiyet
lutfedip cümlemizi Naîm cennetlerinin vârisleri kıl! Neslimizden ve zürriyetimizden muttakîlere sertâc olacak göz nûru ve gönül sürûru evlâdlar ihsân
eyle! Cümlemizi Sana, Rasûlüne, ana-babaya, akrabâya, bütün ehl-i îmâna, vatana, millete ve diğer emânetlere karşı vefâkâr eyle! İki cihânda da
rızâ-yı şerîfin iklîminde yaşat! Âmîn!..