- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 15,678
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 42,602
- Puanları
- 113
Tarih: 31.07.2020
VEDA HUTBESİ:
ÇAĞLARI AŞAN NEBEVİ VASİYET
Muhterem Müslümanlar!
Her türlü hamd ve övgüye, tesbih ve tazime
layık olan Yüce Rabbimize sonsuz şükürler olsun.
Bir Kurban Bayramı’na ve Cuma sevincine daha
erişmeyi bizlere lütfetti. Maddi ve manevi bütün
varlığımızla O’nun rızasına talip olduğumuzu
idrak ederek bayram namazlarımızı kıldık,
kurbanlarımızı eda ettik. Yeryüzündeki bütün
müminlerle birlikte bayramın bereketini yaşıyoruz.
Aziz Müminler!
Her yıl bayram sevincimize hacılarımızın
dilinden dökülen “Lebbeyk Allahümme Lebbeyk”
nidaları eşlik ederdi. Ama bu yıl Beytullah’a,
Arafat’a, Müzdelife’ye, Mina’ya varamadık. Hacı
adaylarımız mahzun, yüreklerimiz buruk.
Rabbimizden en yakın zamanda sağlık, afiyet ve
emniyet içinde mübarek beldelere yeniden
kavuşmayı, Kâbe’de tavaf edip, Mescid-i
Nebevi’de huzura ermeyi diliyoruz.
Kıymetli Müslümanlar!
Geliniz! Kutsal topraklara olan hasretimizi
bir nebze de olsa dindirmek için bugün
Peygamberimizin Veda Haccı’nı hatırlayalım.
Onun Veda Haccı esnasında okuduğu hutbelerde
insanlığa miras bıraktığı çağlar üstü mesajlardan
birkaçına burada kulak verelim. Hep birlikte o anı
yaşarcasına tefekkür edelim, inşirah bulalım.
Değerli Müminler!
Rahmet Peygamberi (s.a.s), Arafat’ta büyük bir
kalabalığa seslenirken, Allah’a hamd ve sena ettikten
sonra şöyle buyurmuştu:
“Ey insanlar! Biliniz ki Rabbiniz birdir, atanız da
birdir. Hepiniz Âdem’densiniz, Âdem de topraktandır.
Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a,
beyazın siyaha, siyahın beyaza hiçbir üstünlüğü
yoktur. Allah katında üstünlük ancak takva iledir.
Biliniz ki bu (Zilhicce) ayınızda, bu (Mekke)
şehrinizde bu (Arefe) gününüz nasıl mukaddes ise
kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız da aynı şekilde
mukaddestir, dokunulmazdır.”
O gün Peygamberimiz, faizin her türlüsünü ve
kan davalarını ayaklarının altına aldığını ilan etmiştir.
“Dikkat edin! Sizin kadınlar üzerinde hakkınız
olduğu gibi onların da sizin üzerinizde hakları vardır.”
buyurarak, asırlar önce kadının hakları, saygınlığı ve
dokunulmazlığı konusunda Müslümanları uyarmıştır.
Veda Hutbesini dinlemeye devam edelim:
“Ey insanlar! Sözlerimi iyi dinleyin ve öğrenin.
Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Bir Müslüman’ın
malı, rızası olmadıkça diğer bir Müslüman’a helâl
olmaz. Sakın zulmetmeyin… Ödünç alınan şeyler
sahibine geri verilmelidir. Borçlar ödenmelidir. Kimin
yanında bir emanet varsa onu sahibine iade etsin.””1
“Ey müminler! Size iki şey bırakıyorum. Onlara
sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla
şaşırmazsınız: Bunlar, Allah’ın Kitabı ve
Peygamberinin sünnetidir.”2
Aziz Müslümanlar!
Bu şerefli sözler, Son Peygamber’in insanlığa
vasiyeti, ümmetine emaneti, güvenli bir geleceğin
teminatıdır. Onun sevgisiyle dolu hayatlarımıza
rehberdir. Hutbemi bir ayet-i kerimeyle bitiriyorum:
“Resûlüm! De ki: ‘Eğer Allah’ı seviyorsanız bana
uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı
bağışlasın. Çünkü Allah bağışlayan ve merhamet
edendir.”3
1 Müsned, VII, 307, 330, 376; Buhârî, Ḥac, 132, Meġāzî, 78; Müslim, Ḥac, 147.
2 Muvatta’, Kader, 3.
3 Âl-i İmrân 3/31.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
VEDA HUTBESİ:
ÇAĞLARI AŞAN NEBEVİ VASİYET
Muhterem Müslümanlar!
Her türlü hamd ve övgüye, tesbih ve tazime
layık olan Yüce Rabbimize sonsuz şükürler olsun.
Bir Kurban Bayramı’na ve Cuma sevincine daha
erişmeyi bizlere lütfetti. Maddi ve manevi bütün
varlığımızla O’nun rızasına talip olduğumuzu
idrak ederek bayram namazlarımızı kıldık,
kurbanlarımızı eda ettik. Yeryüzündeki bütün
müminlerle birlikte bayramın bereketini yaşıyoruz.
Aziz Müminler!
Her yıl bayram sevincimize hacılarımızın
dilinden dökülen “Lebbeyk Allahümme Lebbeyk”
nidaları eşlik ederdi. Ama bu yıl Beytullah’a,
Arafat’a, Müzdelife’ye, Mina’ya varamadık. Hacı
adaylarımız mahzun, yüreklerimiz buruk.
Rabbimizden en yakın zamanda sağlık, afiyet ve
emniyet içinde mübarek beldelere yeniden
kavuşmayı, Kâbe’de tavaf edip, Mescid-i
Nebevi’de huzura ermeyi diliyoruz.
Kıymetli Müslümanlar!
Geliniz! Kutsal topraklara olan hasretimizi
bir nebze de olsa dindirmek için bugün
Peygamberimizin Veda Haccı’nı hatırlayalım.
Onun Veda Haccı esnasında okuduğu hutbelerde
insanlığa miras bıraktığı çağlar üstü mesajlardan
birkaçına burada kulak verelim. Hep birlikte o anı
yaşarcasına tefekkür edelim, inşirah bulalım.
Değerli Müminler!
Rahmet Peygamberi (s.a.s), Arafat’ta büyük bir
kalabalığa seslenirken, Allah’a hamd ve sena ettikten
sonra şöyle buyurmuştu:
“Ey insanlar! Biliniz ki Rabbiniz birdir, atanız da
birdir. Hepiniz Âdem’densiniz, Âdem de topraktandır.
Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap’a,
beyazın siyaha, siyahın beyaza hiçbir üstünlüğü
yoktur. Allah katında üstünlük ancak takva iledir.
Biliniz ki bu (Zilhicce) ayınızda, bu (Mekke)
şehrinizde bu (Arefe) gününüz nasıl mukaddes ise
kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız da aynı şekilde
mukaddestir, dokunulmazdır.”
O gün Peygamberimiz, faizin her türlüsünü ve
kan davalarını ayaklarının altına aldığını ilan etmiştir.
“Dikkat edin! Sizin kadınlar üzerinde hakkınız
olduğu gibi onların da sizin üzerinizde hakları vardır.”
buyurarak, asırlar önce kadının hakları, saygınlığı ve
dokunulmazlığı konusunda Müslümanları uyarmıştır.
Veda Hutbesini dinlemeye devam edelim:
“Ey insanlar! Sözlerimi iyi dinleyin ve öğrenin.
Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Bir Müslüman’ın
malı, rızası olmadıkça diğer bir Müslüman’a helâl
olmaz. Sakın zulmetmeyin… Ödünç alınan şeyler
sahibine geri verilmelidir. Borçlar ödenmelidir. Kimin
yanında bir emanet varsa onu sahibine iade etsin.””1
“Ey müminler! Size iki şey bırakıyorum. Onlara
sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla
şaşırmazsınız: Bunlar, Allah’ın Kitabı ve
Peygamberinin sünnetidir.”2
Aziz Müslümanlar!
Bu şerefli sözler, Son Peygamber’in insanlığa
vasiyeti, ümmetine emaneti, güvenli bir geleceğin
teminatıdır. Onun sevgisiyle dolu hayatlarımıza
rehberdir. Hutbemi bir ayet-i kerimeyle bitiriyorum:
“Resûlüm! De ki: ‘Eğer Allah’ı seviyorsanız bana
uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı
bağışlasın. Çünkü Allah bağışlayan ve merhamet
edendir.”3
1 Müsned, VII, 307, 330, 376; Buhârî, Ḥac, 132, Meġāzî, 78; Müslim, Ḥac, 147.
2 Muvatta’, Kader, 3.
3 Âl-i İmrân 3/31.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü