Ve bulut kapattı gözkapağını.
Boğazımdaki düğüm çözüldü.
Yanağımdan o yağmur damlası süzüldü.
Sen "yağmur"umdun sakladığım,
Gözlerimden döküldün ağladığımda.
Çoğaldıkça yakan bir sevdaydın.
"Su" sandığım an ateş oldun.
Bermuda’nın sırrı sende gizliydi.
Geldim... gidemedim.
Çok sevdim.
Belki de Kaf Dağı’nın ardındaki Simurg sendin.
Dokunsam bitecek gibiydin.
Ulaşsam, "olmayacaktın" sanki.
Yokluğun varlığını şakağından vuracaktı.
Gelmedim, hep var olasın diye.
Gelmedim, hiç bitmeyesin diye.
İçimde sana dair ne çok şey...
Şimdi düşünüyorum da
Meğer ne büyükmüşsün.
Bir kalbi içine alacak kadar.
Ve aslında sen ne küçükmüşsün.
Bir kalbin içine sığacak kadar.
Sen "ben" olmuştun.
Ben senle dopdoluydum.
Kapını çalsam, "Kim o?" dediğinde;
"Senim" diyebilirdim.
Ah "ben", senim.
Ben senim...
"La" notasını duymak için dinledim şarkıyı.
Başlığını koyup bitirecektim şiiri.
Kitaın kapağına bakmak yetecekti.
Yetmedi.
Şelalenin dönüşü olmayan noktasındayım şimdi.
Bir dala tutunacak olsam,
Dal sensin.
Düşsem suyun derinliğine,
Derinliktesin.
Mecnun Leylaya şiir yazmış mıydı acaba?
Yoksa yanına "kalem" yerine "kalbini" mi almıştı?
Sadece inlemiş miydi gecelerde?
Sen de beni gerçekten sevdiğinde,
Kelimelerini uçurumdan atar mısın?
"Söz" yerine "öz"ünü bana sunar mısın?
Yusuf iradesini buldu.
Züleyha aciz oldu.
Ben seni sevdim.
Fildişi kulelerde aşk katına indim.
Şimdi vakit şarkıların sesini kısma,
Susma,
Unutma zamanı.
Yaşanmamışçasına hafızaya ket vurma zamanı.
Ne varsa sana dair yüreğimde.
Sırra kadem basmalı artık.Vakit geldi.
Bak işte , Sırattan geçiyor sevgimiz.
Sus ve yürü.
Bu senfoniye kulak ver.
Değil mi ki, bu gitmek bir dönmeye gebe;
Ve bu dönmek, hiç bitmemeye...
Sen şimdi kapat gözlerini.
Müziği dinle, aç sesini.
Unut beni...
Boğazımdaki düğüm çözüldü.
Yanağımdan o yağmur damlası süzüldü.
Sen "yağmur"umdun sakladığım,
Gözlerimden döküldün ağladığımda.
Çoğaldıkça yakan bir sevdaydın.
"Su" sandığım an ateş oldun.
Bermuda’nın sırrı sende gizliydi.
Geldim... gidemedim.
Çok sevdim.
Belki de Kaf Dağı’nın ardındaki Simurg sendin.
Dokunsam bitecek gibiydin.
Ulaşsam, "olmayacaktın" sanki.
Yokluğun varlığını şakağından vuracaktı.
Gelmedim, hep var olasın diye.
Gelmedim, hiç bitmeyesin diye.
İçimde sana dair ne çok şey...
Şimdi düşünüyorum da
Meğer ne büyükmüşsün.
Bir kalbi içine alacak kadar.
Ve aslında sen ne küçükmüşsün.
Bir kalbin içine sığacak kadar.
Sen "ben" olmuştun.
Ben senle dopdoluydum.
Kapını çalsam, "Kim o?" dediğinde;
"Senim" diyebilirdim.
Ah "ben", senim.
Ben senim...
"La" notasını duymak için dinledim şarkıyı.
Başlığını koyup bitirecektim şiiri.
Kitaın kapağına bakmak yetecekti.
Yetmedi.
Şelalenin dönüşü olmayan noktasındayım şimdi.
Bir dala tutunacak olsam,
Dal sensin.
Düşsem suyun derinliğine,
Derinliktesin.
Mecnun Leylaya şiir yazmış mıydı acaba?
Yoksa yanına "kalem" yerine "kalbini" mi almıştı?
Sadece inlemiş miydi gecelerde?
Sen de beni gerçekten sevdiğinde,
Kelimelerini uçurumdan atar mısın?
"Söz" yerine "öz"ünü bana sunar mısın?
Yusuf iradesini buldu.
Züleyha aciz oldu.
Ben seni sevdim.
Fildişi kulelerde aşk katına indim.
Şimdi vakit şarkıların sesini kısma,
Susma,
Unutma zamanı.
Yaşanmamışçasına hafızaya ket vurma zamanı.
Ne varsa sana dair yüreğimde.
Sırra kadem basmalı artık.Vakit geldi.
Bak işte , Sırattan geçiyor sevgimiz.
Sus ve yürü.
Bu senfoniye kulak ver.
Değil mi ki, bu gitmek bir dönmeye gebe;
Ve bu dönmek, hiç bitmemeye...
Sen şimdi kapat gözlerini.
Müziği dinle, aç sesini.
Unut beni...