- Katılım
- 3 May 2020
- Mesajlar
- 15,931
- Çözümler
- 12
- Tepkime puanı
- 42,624
- Puanları
- 113
- Konum
- FK
- Web sitesi
- forumkalemi.com
- Burç
- Akrep
- İsim
- Murat
- Cinsiyet
- Takım
Bahçaeli’nin özel gayretleriyle infaz yasasında yapılan düzenlemeyle tahliye edilen organize suç örgütü lideri A.Çakıcı’dan K.Kılıçdaroğlu’na yönelik akıl almaz hakaret ve tehditler bakalım Adalet ve İçişleri Bakanlıkları nezdinde nasıl karşılık bulacak!
HAKSÖZ-HABER
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün son bir haftadır birkaç kez yargıda reform, hukukta reform, demokratikleşme ve ekonomide yeni atılımlar diye üzerine basa basa kurduğu cümlelerin karşılığında üstelik de Devlet Bahçeli'nin özel isteği ile henüz yeni cezaevinden çıkmış/çıkarılmış bir kişi (ki hakkında cinayetten gaspa onlarca suçlama var ve bu kişi - Alaattin Çakıcı) kalkıyor Cumhuriyet Halk Partisi yani ana muhalefet partisi lideri hakkında sadece hakaret değil aynı zamanda açıkça tehdit içeren cümleler kuruyor…
Bu cümlelerin ajitasyondan da öteye provokasyon olduğunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çizdiği yeni yol haritasını adeta sabote etmeye dönük bir girişim olduğunu düşünmemek mümkün değil. Alaattin Çakıcı reform diye ortaya konulan süreci sabote etmek üzere ortaya atılmış gibi bir durumda.
Bu söylemlere karşı Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ne söyleyecek, nasıl bir tutum alacak; bu da önemli çünkü Kemal Kılıçdaroğlu her yönden eleştirilebilir ama açıkça hakaret ve tehditle karşı karşıya kalırsa, bunu da daha önceden birçok suça karışmış, bu suçları bizatihi organize etmiş bir kişi yaparsa bunun karşısında Adalet Bakanlığı ve ç İşleri Bakanlığının sessiz kalması normal değildir, makul değildir. Ve bu en temelde de cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son bir haftadır topluma güven telkin etmek üzere vermiş olduğu mesajları imha etmek, inkar etmek anlamına gelecektir. Buna karşı kamuoyunun duyarlı olması lazım. Ama özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve onu destekleyen kesimlerin son derece duyarlı olması ve bu hakaretleri, bu tehditleri CHP’den önce açıkça reddetmesi, kınaması, ayıplaması gerekmektedir. Yoksa bu çok baş ağrıtıcı bir mesele olarak karşımıza çıkar.
Bu durum, Alaattin Çakıcı'nın, Kemal Kılıçdaroğlu'na şu veya bu zararı verebileceği anlamına gelmez ama 90'lı yıllar Türkiye'sinin yani organize suç çetelerinin siyasetçileri, bakanları böyle tehdit ve şantajla hizaya çektiği görüntüleri hatırlat. Bu ise en temelde hükümetin güvenini sarsar ve alınmak istenen yolu da daha başlamadan imha etmiş olur.
HAKSÖZ-HABER
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ve Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün son bir haftadır birkaç kez yargıda reform, hukukta reform, demokratikleşme ve ekonomide yeni atılımlar diye üzerine basa basa kurduğu cümlelerin karşılığında üstelik de Devlet Bahçeli'nin özel isteği ile henüz yeni cezaevinden çıkmış/çıkarılmış bir kişi (ki hakkında cinayetten gaspa onlarca suçlama var ve bu kişi - Alaattin Çakıcı) kalkıyor Cumhuriyet Halk Partisi yani ana muhalefet partisi lideri hakkında sadece hakaret değil aynı zamanda açıkça tehdit içeren cümleler kuruyor…
Bu cümlelerin ajitasyondan da öteye provokasyon olduğunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çizdiği yeni yol haritasını adeta sabote etmeye dönük bir girişim olduğunu düşünmemek mümkün değil. Alaattin Çakıcı reform diye ortaya konulan süreci sabote etmek üzere ortaya atılmış gibi bir durumda.
Bu söylemlere karşı Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı ne söyleyecek, nasıl bir tutum alacak; bu da önemli çünkü Kemal Kılıçdaroğlu her yönden eleştirilebilir ama açıkça hakaret ve tehditle karşı karşıya kalırsa, bunu da daha önceden birçok suça karışmış, bu suçları bizatihi organize etmiş bir kişi yaparsa bunun karşısında Adalet Bakanlığı ve ç İşleri Bakanlığının sessiz kalması normal değildir, makul değildir. Ve bu en temelde de cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son bir haftadır topluma güven telkin etmek üzere vermiş olduğu mesajları imha etmek, inkar etmek anlamına gelecektir. Buna karşı kamuoyunun duyarlı olması lazım. Ama özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan ve onu destekleyen kesimlerin son derece duyarlı olması ve bu hakaretleri, bu tehditleri CHP’den önce açıkça reddetmesi, kınaması, ayıplaması gerekmektedir. Yoksa bu çok baş ağrıtıcı bir mesele olarak karşımıza çıkar.
Bu durum, Alaattin Çakıcı'nın, Kemal Kılıçdaroğlu'na şu veya bu zararı verebileceği anlamına gelmez ama 90'lı yıllar Türkiye'sinin yani organize suç çetelerinin siyasetçileri, bakanları böyle tehdit ve şantajla hizaya çektiği görüntüleri hatırlat. Bu ise en temelde hükümetin güvenini sarsar ve alınmak istenen yolu da daha başlamadan imha etmiş olur.