Haftanın Tartışması Türkiyede Yargı sistemi ve Hukuk (5. Hafta)

AK Partinin gündemi yargı reformu, mecliste bunun TARTIŞMASI yaşanırken pratikte yaşananlar ise hayret verici...
Ünye'de bir yargı mensubunun kibar bir üslupla kendisini uyaran vatandaşı gözaltına aldırmadı hukuk alanında geldiğimiz noktayı gösteriyor.

Vatandaş yanlış yere park edilen bir otomobilin camına, "Arabayı bıraktığınız alan yol girişidir, bilgilerinize" şeklinde not bırakıyor. Araçta bir savcıya ait olunca vatandaş gözaltına alınıyor.

Geldiğiniz nokta maalesef bu,
Sorum şu ; Türkiyede yargıda hukul ve ülkede Adalet sağlanabilir mi?
Yargı reformundan bir beklentiniz var mı?

Şimdi diyeceksiniz ki olurmu Türkiye cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Evet hukuk devleti olmakla hukukun uygulanıyor olması ayrı şeyler... Cumhuriyet ilk döneminden itibaren her zaman etkili bir yargı mekanizmasına ve geniş çaplı bir kanun külliyatına sahip olmuştur bu bir gerçek. Her nekadar darbelerle kurulup yürütülmüş olsada bu gerçeğin üstünü örtemeyiz. Evet hukuk devleti olmasına hukuk devletinde ama mevcut işleyişin hukukla, hukuk düzeniyle, evrensel hukuk ilkeleriyle ne ölçüde bağdaştığı bence çokça tartışılır. Hemde her dönem...

Yani aslında bir hukuk devleti olmaktan ziyade bir kanunlar ülkesiyiz de denebilir buna.. Buna güncel siyaset ve ülke gündeminden örnekler verecek olursak ; her zaman ve her iktidar yada koşula göre değişim özelliği taşıyan konjonktürel yaklaşımlar, iktidarın yani değişen ve değişken gücün politikalarına göre şekillenen her iktidar dönemine hizmet eden iktidarın gücü olan kararlar, mahkeme kararlarına yansıyan adil olmaktan uzak ve pervasız aşırı sübjektivizm, kamuoyu ve medya yönlendirmesine açık hatta onların güdümünde girmişilik vs... Daha bir çok örnekle çoğaltılabilir. Bu örnekler bize bağımsız, adil ve vicdani temelde bir yargı zemininden hala uzak, hatta çok uzak olduğumuzun göstergesidir...

Aksini iddia edecekelrle daha detaylı konuyu konuşabiliriz.

Bana Your'e making a big diyebilirsiniz..
Ama gerçek bu.

Neden İngilizce cümle kurdum derseniz, İngilizce'ye başladım, pratik yapıyorum

Mevcut hukuk sistemimizin nereden hangi badirelerden geldiğini hatırlatmakta fayda var bence.... İlk dönem İstiklal Mahkemeleri neredeyse kemalist sisteme karşı çıkanları hiç bir norm yasa tanımaksızın katliamlarla dizayn etmek istemiştir. Takrir-i Sükûnlara, İnkılâp Kanunlarına, oradan Yassıada hukukuna, darbe dönemlerinde işbaşı yapan askerî mahkemelere, sıkıyönetim yargılamalarına uzanan seyre dikkat çekmek ve nasıl hukuksuzluklar üzerine bir hukuk inşaa edildiğini görmek gerek... Ve yine sadece hafızalarımızda değil, bünyemizde de derin izler bırakan 28 Şubat brifing yargısının buram buram hukuksuzluk kokan kararlarıyla pekişmiş bir hukuk sistemi ve bürokrasiden bu günlere gelmiş bir ki hukuk sisteminin ve anayasanın yeniden düşünülmesi tartışılması gerekir.
Zira halk devlet için değil, Devlet halk için vardır...