Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Soruyoruz!!Tüketim İlişkisine mi Döndü Herşey?
(1 Görüntüleyen)
Söz kime ait bilmiyorum fakat güzel söylemiş; "Yaralanmayı göze almadığımız yerde ilişki yoktur. Tüketim vardır."
Günümüzdeki ilişkiler tüketim ilişkisine dönmedi mi sence de? Emek, adanmışlık, özenme bunların hepsi yok oldu gibi. (Hala olanlar da var, görüyorum ve biliyorum biraz abartayım dedim.)
Karşımızdaki insana emek vermeden sen bana ne vereceksin? Bana ne sağlayacaksın? Hangi duygumu şaha kaldıracaksın? Sanki önce karşımızdaki insandan alacaklarımızın hesabını yapar olduk gibi. Ben ne verebilirim raflara kalkmış durumda.
Hedonizim ile mi başlayayım yoksa bencillikle mi bilemedim. Ama her halukarda burada bireyin ürün haline geldiğini görmekteyiz. Dünyada herşey okadar kolay ulaşılmış hale geldiki bu kolay ve hızlı ulaşım aynı hızla ilişkilerin kolay ve hızlı tüketilmesine, yine tüm ilişkilerin kısa ve geçici olmasını beraberinde getirmektedir.
Yani diyebiliriz ki her ilişki artık kullan ve at velsefesi üzerine inşaa ediliyor. Tıpkı bir mendil gibi. Sahip olduğumuz her şeyi her değeri kolayca kullanıp atabiliyoruz. Dönüp etrafınıza baksanıza ilişkiler günü birlik, sevgili, eş, dost, arkadaş hepsi kullan at formatında anlaşmaya, emek harcamaya, anlamaya çalışmıyoruz. Koşulsuz sevgi hayatımızda adeta rafa kalkmış.
Cep telefonu değişme alışkanlığı gibi hayatımızdaki her şeyi (değerler dahil) hızla değiştirip atıyor ve bizde bununla beraber tükeniyoruz. Okadar tatminsiz bir hal aldıkki hayatımızda herşey anlık değişime gebe gibi...
Tüketim kültürünün esiri olan bizler, aslında tükettiğimiz şeyin kendimiz olduğunu anladığımızda çok geç olacak. @Erva Tüketici ; Yaşayan, hızlı öğrenen ve çabucak unutan kişi demektir. Maalesef medya bunu istesekte istenesekte bize dayatıyor ve bizi bu formata sokuyor. Anlam dünyalarımız, değer yargılarımız tamamen değişti.
Kapitalist kültürün esiri olduk, olduğumuz şeyinde farkında olmamıza rağmen intihara doğru hızlı ve koşar adımlarla ilerliyoruz.
İşte bu yüzden zalimlere karşı ayakta durduğumuz saflar seyrek meydanlar boş, Ama stadyumlar tıkabasa dolu, konser alanları iğne atsan yere düşmez.
Yani sözün özü tüketim kültürünün esiri olan bizler sadece bireyselleşmedik, bencilleştik, hedegonlaştık. Kendimizden başkasını düşünmeyen, insanlığa evrene karşı duyarsız bir hale gelen nemelazımcı günübirlik yaşa an ve kendini tüketen, üzerine kapitalizmin fiyat etiketi vurduğu bireylere dönüştük.
Alacaklı gibi geliyoruz dünyaya. Sonra da mutluluktan bahsediyoruz... Halbuki mutluluk, cömertlikle; haz ise sömürmekle mümkün. Sadece haz almak, yani almak, çalmak, tüketmek amacıyla yaşayan bir canlının insan olduğu nasıl söylenebilir...
@Erva İslam bireyselleşmeyi değil cemaatleşmeyi neredeyse emreder.
Sosyal hayatta baktığımızda islamın meden bu konuda sert bir tavır geliştirdiğini daha iyi anlarız.
Bireyselleşmek beraberinde sekülerleşmeyi getirir. Özellikle de modernleşen, kentleşen, liberalleşen, bireyselleşen toplumlarda sekülerleşmenin de bu süreçlerle at başını gittiğini, bireylerin ibadet konusu başta olmak üzere örgütlü hareket etme konusunda daha esnek bir tutum gösterdiklerini söylemek mümkündür.
Yani bana sorarsan bireyselleşmek , mevcut dünyada yanlızlaşmak , seküler hale gelmek ve zalime zulme karşı bir yavır geliştirmemektir. Ben çoğu zaman korkaklık ve işe yaramazlık olarak yorumluyorum
@Erva Cemaatten kasıt bir cemaat topluluk değildir.
Cem topluluktur , iki kişide topluluktur , harekette bir topluluktur.
Çok yalın ve basit bir örnek vereyim. Burada Süleymancılar hakim güç , ama ne dünya görüşüm ne islam ve Kuran anlayışım nede fikri herhangi bir görüşüm onlarla örtüşmez. Haliyle onlarla sadece belli zamanlarda çay içmek ve sahip çıktıkları kimsesiz çocukların eğitim giderleri için bir araya gelirim. Onun dışında o çatı altında ölsem dahi bulunmam. Buradaki hakim diğer cemaatlerin onlardan farkı yok , sadece bir kaç Filistinli , Bangladeş ve ürdünlü arkadaşın birlikte kurdukları bir vakıf bana yakın ama onlarlada aynı çatı altında bulunmuyorum. Çünkü siyasal düşüncelerimiz , urvetul vuska anlayışımız örtüşsede Vahye yaklaşımda çok ciddi uçurumlarımız mevcut.
Önümde 4 seçenek var;
1. Ya buradaki herkes gibi sekülerleşip , bana neci davranıp mal biriktirip dünyada olan bitene karşı sağır kesilip hayatıma Murat olarak devam ederim.
2. Ya buradaki Arkadaş çevresi ile takılır , kumar alkol ve kadın bataklığında günümü gün ederim
3. Ya buradaki yozlaşmış cemaatlerin çatısı altında kullanılmaya ve yontulmaya hazır bir kaz olurum …
4. Yada şuan yaptığım gibi kendi çizgimi yolumu çizerim.
Bu yol ne , belirlediğim ve başta 3 kişi olarak yola çıktığım şıan 10 kişi olan okuma gurubum ile siyasi gündem değerlendirmeleri , tatih değerlendirmesi ve vahyi okumaları yapıyorum. Herhafta bir yerde buluşuyoruz. Bir kaç haftadır ara vermiş bulunuyoruz. Önümüzdeki hafta yine başlayacak. Normalde yarın var ben hastayım diye katılmıyorum. Sosyal faaliyetlerimiz var.
Yani yanlız kalmamaktır cemaat . İki kişi olunca birini imam tayin edip namaza birlikte durmaktır. Evde iki kişi olunca bir film izlerken bir amaca binaen izleyip değerlendirmektir. Yola çıktığında istişare edip üç kişiden birini lider tayin etmektir. İstişare yapmak danışmaktır. Duyarlılık kazandırmak için mahalle arkadaşlarını akrabalarını toplayıp yetim ziyaret etmektir , hasta ziyaret etmektir , akraba ziyaretti gerçekleştirmektir. Dünya mazlumlarına yardım eli uzaktmak onlara merhem olmaya çalışmaktır.
Cemaat örgüt olmak değil birlikte hareket ede bilme kabiliyeti kazanmaktır.
Haccın amacı ibadet değil , birliktelik , cemaat olmak , birlikte hareket ede bilme kabiliyetli kazanmak , dünya zalimlerine gözdağı mazlumlara umut ışığı vermektir. Maalesef oda yozlaştırıldı.
Dedimya kavramlara doğru yaklaşmak doğru kullanmak gerek
Erva hanımın kavramlar ile imtihanı. Ve geceniz hayrolsun derken daha fazla soru yok arkadaşlar der gibi magazincilere dur ihtarı yapan @Qasem in Erva ile imtihanı kihhhkihhhh
Tamam o kısmı anladık büyük halkayı çizdik. Şimdi iç küçük halkalarda. Şimdi ben kendi ilişkilerimde eş, dost, akraba ilişkilerimde sınır çizdiğimde burası benim alanım buradan sonrasında cısss dediğim konuma ne deniyor? Sen orda birey olmuyor musun? Bireyselleşmiyor musun?
Sorduğu sorular ile bunaltan Erva en son semalarda uçuyorduuu
Kendi mahrem alanına sahip olmak, insanlar ile sınırlarını sağlıklı bir şekilde belirlemek, toplum içinde özgün ve özgür bir "birey" olmak çok önemli. Kendisini gerçekleştirmiş, toplumla iç içe olan duyarlı bireyler ile insandan neredeyse nefret eder noktaya gelip, "sen özelsin, biriciksin, sen her şeyin en iyisini hak ediyorsun" motivasyonuyla, "ben benim, sen de sensin" ayrımıyla bencilleşen ve kibirle yalnızlaşan bireyselciler arasında ciddi bir fark olduğunu düşünüyorum ben de.
Bu arada foruma hoş geldiniz Erva.
@Hatra bende senin gibi düşünüyorum. Ben kendi sınırını belirleyen, kendi sınırına sahip çıkan aynı zamanda topluma karışan ve bunun için emek harcayıp yatırım yapan birey olmanın farkında olan insana hayranım. Ama gel gelelim Qasem geliyor bir kavramları daldırıyor sonra Erva nın kafası uçuyor. Ve teşekkür ederim hoşbuldum.
Qasem, düşünce dünyamızı doğru temellendirmek için kavramları çok önemli bulur. Bu yüzden böyle : ) Şahsiyet inşası için kavramlara oldukça kafa yorduğu söylenebilir. Alışırsınız. : )
Şimdi iç küçük halkalarda. Şimdi ben kendi ilişkilerimde eş, dost, akraba ilişkilerimde sınır çizdiğimde burası benim alanım buradan sonrasında cısss dediğim konuma ne deniyor? Sen orda birey olmuyor musun? Bireyselleşmiyor musun?
Hepimizin kendine has özel dediğimiz alanı elbetteki var , ilişki varsa iletişim varsa bireyselleşmeden bahsedemeyiz. Mesela foruma geldin kimseyi tanımıyorsun ama bir kaç hafta içinde sanki 10 yıldır burdaymışsın ki sıkı gıkı oldun yani sosyalleştin , işte bu bireyselleşemeueceğin anlamına gelir. Sekülerleşmek kişiyi yanlızlaştırır. Bireysellik denilen şey kabuğuna çekilme , kendini dış dünyaya kapatma , yalnızlaşmadır. Özel alan ile bireyselleşmeyi karıştırma @Erva