- Katılım
- 2 May 2020
- Mesajlar
- 10,943
- Çözümler
- 5
- Tepkime puanı
- 31,733
- Puanları
- 113
- Konum
- ⊰❂ 𝑰𝒔𝒕𝒂𝒏𝒃𝒖𝒍 ❂⊱
- Cinsiyet
Yazdığı kitaplarla Müslüman gençler üzerinde bir dönem etkili olan Emine Şenlikoğlu, son röportajında "Tesettürlü kadın şık olmaya çalışabilir ama şuh olmaya çalışamaz" diye konuştu.
Ekli dosyayı görüntüle 5442
Emine Şenlikoğlu, "Gençliğin imanını sorularla çaldılar", "Bize nasıl kıydınız?", "İmamın manken kızı" gibi kitaplarla bir dönem Müslüman gençler üzerinde dikkat çeken bir yazardı. Son dönemlerde Şule Yüksel Şenler gibi Şenlikoğlu da muhafazakar gençlerin ilgi odağı değil.
Özellikla 90'lı yıllarda en çok okunan yazarlar arasında olan Şenlikoğlu, kendi döneminin kadın yazarları arasında etkin bir yere sahipti. Bir ayzar olarak örnek alınan ve sözü dinlenen Şenlikoğlu, şu anda dünyevileşen muhafazakar kesim tarafından neredeyse tanınmıyor.
Şenlikoğlu, Independent Türkçe'ye verdiği röportajda, tesettür ve kadın konularında ilgi çeken ifadeler kullandı. Feministliğe doğru kayan muhafazkar kadın derneklerini kızdıracak ifadeler kullanmaktan çekinmeyen Şenlikoğlu, Her 'kapalının' tam tesettürlü sayılamayacağını belirtiyor.
"TESETTÜR BİR MAKAMIN ADIDIR"
28 Şubat sürecinde başörtüsü mücadelesi veren isimlerden olan Emine Şenliklioğlu, kendiliğinden oluşan bir modanın her dönemde var olduğunu, 1997'den bu yana geçen sürede “tesettür modası” algısında da değişimin yaşandığını söylüyor.
Şenliklioğlu’na göre önemli olan tesettürün “ana maddesini” kaybetmemesi.
Yazar Şenliklioğlu “İslam kimliğini muhafaza etmiyorsa, üzerinde çarşaf olsa çuval olsa hiçbir şey ifade etmez” diyor.
Her “kapalının” tam tesettürlü sayılamayacağını söyleyen Emine Şenlikoğlu’na göre tesettür, manevi bir kariyer.
“Tesettür bir makamın adıdır” diyen yazar, tesettür kurallarının bilinçli şekilde uygulayan kişi için “Harika bir Müslümandır” ifadesini kullanıyor.
Şenlikoğlu’na göre dar giyinmek bu kuralların dışında yer alıyor.
"ŞIKLIK BAŞKA ŞUH OLMAK BAŞKA"
“Şuh olmak” bu kuralların dışında olan diğer bir unsur.
Şenlikoğlu, “Biz şıklığı tesettüre aykırı olarak gördük hep. Eski Türk filmlerinde kapıcılar, hademeler, bulaşıkçılar başörtülüdür. Ama öğretmen, profesör, doktor başörtülü olmazdı. Şıklık başka, şuhluk başka. Tesettürlü kadın şık olmaya çalışabilir. Ama şuh olmaya çalışamaz” diyor.
Ünlü yazar ayrıca, hiç kimsenin tesettüre kariyer için girmeyeceğine inanıyor ve konuyu “Kişi tesettüre, az çok Allah’ın emirlerine bir saygısı olduğu için girer. Ben kariyer için tesettüre girileceğine ihtimal vermiyorum” şeklinde değerlendiriyor.
"İNAT İÇİN KAPANANLAR SONRADAN DÖKÜLDÜ"
28 Şubat sürecinde “tesettürü” tercih edenlerin gerekçeleri arasında bir miktar da olsa bir “inat” unsurunun olduğunu aktaran Yazar Şenlikoğlu, şunları söyledi:
28 Şubat’ ta birazda inadına iman vardı. Bugün başörtüsü yasak olsun, üniversitelerde, liselerde ne kadar kızın kapandığını kendi gözlerinizle görüp şok olursunuz.
O dönemde inadına kapananlar çok fazlaydı. 28 Şubat’ta o “şuurlu” diye düşündüğümüz kardeşlerimizin yüzde 55’i veya 65’i, aynen şuurunda duruyordur.
Geri kalanlar döküldü. Neden? İnadına yapılmıştı, inadına yapılan bir iş bir gün biter.
Geçen 22 yılda tesettürlü kadınların hâlâ ayrımcılığa maruz kalıp kalmadığı sorulduğunda ise Şenlikoğlu’ndan “Tesettürlü olana o kadar ilgi gösterilmiyor” yanıtını alıyoruz.
Geçenlerde doğudan reklamcı bir kardeşimiz aradı beni, diyor ki; Ben reklamcıyım, benim karşımda da reklamcı bir hanım var, sırtına kadar açık.
Belediyelere gittiği zaman o iş alıyor ama ben alamıyorum. Yani tesettürlüye hâlâ bugün hiçbir yerde itibar yok.
Ekli dosyayı görüntüle 5442
Emine Şenlikoğlu, "Gençliğin imanını sorularla çaldılar", "Bize nasıl kıydınız?", "İmamın manken kızı" gibi kitaplarla bir dönem Müslüman gençler üzerinde dikkat çeken bir yazardı. Son dönemlerde Şule Yüksel Şenler gibi Şenlikoğlu da muhafazakar gençlerin ilgi odağı değil.
Özellikla 90'lı yıllarda en çok okunan yazarlar arasında olan Şenlikoğlu, kendi döneminin kadın yazarları arasında etkin bir yere sahipti. Bir ayzar olarak örnek alınan ve sözü dinlenen Şenlikoğlu, şu anda dünyevileşen muhafazakar kesim tarafından neredeyse tanınmıyor.
Şenlikoğlu, Independent Türkçe'ye verdiği röportajda, tesettür ve kadın konularında ilgi çeken ifadeler kullandı. Feministliğe doğru kayan muhafazkar kadın derneklerini kızdıracak ifadeler kullanmaktan çekinmeyen Şenlikoğlu, Her 'kapalının' tam tesettürlü sayılamayacağını belirtiyor.
"TESETTÜR BİR MAKAMIN ADIDIR"
28 Şubat sürecinde başörtüsü mücadelesi veren isimlerden olan Emine Şenliklioğlu, kendiliğinden oluşan bir modanın her dönemde var olduğunu, 1997'den bu yana geçen sürede “tesettür modası” algısında da değişimin yaşandığını söylüyor.
Şenliklioğlu’na göre önemli olan tesettürün “ana maddesini” kaybetmemesi.
Yazar Şenliklioğlu “İslam kimliğini muhafaza etmiyorsa, üzerinde çarşaf olsa çuval olsa hiçbir şey ifade etmez” diyor.
Her “kapalının” tam tesettürlü sayılamayacağını söyleyen Emine Şenlikoğlu’na göre tesettür, manevi bir kariyer.
“Tesettür bir makamın adıdır” diyen yazar, tesettür kurallarının bilinçli şekilde uygulayan kişi için “Harika bir Müslümandır” ifadesini kullanıyor.
Şenlikoğlu’na göre dar giyinmek bu kuralların dışında yer alıyor.
"ŞIKLIK BAŞKA ŞUH OLMAK BAŞKA"
“Şuh olmak” bu kuralların dışında olan diğer bir unsur.
Şenlikoğlu, “Biz şıklığı tesettüre aykırı olarak gördük hep. Eski Türk filmlerinde kapıcılar, hademeler, bulaşıkçılar başörtülüdür. Ama öğretmen, profesör, doktor başörtülü olmazdı. Şıklık başka, şuhluk başka. Tesettürlü kadın şık olmaya çalışabilir. Ama şuh olmaya çalışamaz” diyor.
Ünlü yazar ayrıca, hiç kimsenin tesettüre kariyer için girmeyeceğine inanıyor ve konuyu “Kişi tesettüre, az çok Allah’ın emirlerine bir saygısı olduğu için girer. Ben kariyer için tesettüre girileceğine ihtimal vermiyorum” şeklinde değerlendiriyor.
"İNAT İÇİN KAPANANLAR SONRADAN DÖKÜLDÜ"
28 Şubat sürecinde “tesettürü” tercih edenlerin gerekçeleri arasında bir miktar da olsa bir “inat” unsurunun olduğunu aktaran Yazar Şenlikoğlu, şunları söyledi:
28 Şubat’ ta birazda inadına iman vardı. Bugün başörtüsü yasak olsun, üniversitelerde, liselerde ne kadar kızın kapandığını kendi gözlerinizle görüp şok olursunuz.
O dönemde inadına kapananlar çok fazlaydı. 28 Şubat’ta o “şuurlu” diye düşündüğümüz kardeşlerimizin yüzde 55’i veya 65’i, aynen şuurunda duruyordur.
Geri kalanlar döküldü. Neden? İnadına yapılmıştı, inadına yapılan bir iş bir gün biter.
Geçen 22 yılda tesettürlü kadınların hâlâ ayrımcılığa maruz kalıp kalmadığı sorulduğunda ise Şenlikoğlu’ndan “Tesettürlü olana o kadar ilgi gösterilmiyor” yanıtını alıyoruz.
Geçenlerde doğudan reklamcı bir kardeşimiz aradı beni, diyor ki; Ben reklamcıyım, benim karşımda da reklamcı bir hanım var, sırtına kadar açık.
Belediyelere gittiği zaman o iş alıyor ama ben alamıyorum. Yani tesettürlüye hâlâ bugün hiçbir yerde itibar yok.