kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 945
- Tepkime puanı
- 2,388
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Tartışmadan Uzak Durmak
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle dâvet et! Ve onlarla en güzel şekilde mücâdele et.” (Nahl, 125)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Haklı bile olsa çekişip didişmeyen kimseye cennetin kenarında bir köşk verileceğine ben kefilim.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 7)
İmâm-ı Azam hazretleri, zaman zaman usûl ve akâid hakkında münakaşalar yapmakla beraber talebelerini ve yakınlarını bu tür münakaşalardan
men etmekteydi. Bir defasında oğlu Hammâd’ı bir kelâm mes’elesinde münakaşa yaparken gördü ve onu bundan vazgeçirdi. İmâm-ı Âzam’a:
“-Seni münakaşa yaparken görüyoruz, bize neden engel oluyorsun?” dediler.
Büyük İmâm, şu muhteşem cevabı verdi:
“-Biz münazara yaparken, arkadaşımız kayıp düşecek, yanılacak diye korkudan başımızda kuş varmış gibi dikkatli duruyoruz. Siz ise münazara
yapıyorsunuz ve arkadaşınızın hata yapmasını istiyorsunuz. Arkadaşının ayağını kaydırmak isteyen kişi, onun günaha ve dalâlete düşmesini istiyor,
onu küfre itiyor, demektir. Arkadaşını tekfir etmek isteyen ise, ondan önce küfre düşer.” (Ebû Zehra, Ebû Hanife, s.25, 26)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Metîn:
Son derece güçlü, sağlam ve kuvvetli olan, kuvveti azalıp gevşemeyen çok dayanıklı olan demektir.
Kısa Günün Kârı
İnsanın gerek dînî gerekse dünyevî bir meselede doğru bildiği bir hususu karşındakine mutlaka kabul ettirmek için uğraşması doğru değildir. Çünkü
karşı taraf kendi bildiğinden vazgeçmemek için direndiği takdirde, tatsız olaylar çıkabilir. Faydadan çok zarar meydana gelebilir. Hatta kişi
muhatabını susturup münakaşayı başarıyla neticelendirdiğini düşünse bile yine sonuç aynıdır. Bu sebeple denilmiştir ki, “Kazanılmış yersiz bir
münakaşa çoğu zaman bir dostun kaybı demektir.”
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle dâvet et! Ve onlarla en güzel şekilde mücâdele et.” (Nahl, 125)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Haklı bile olsa çekişip didişmeyen kimseye cennetin kenarında bir köşk verileceğine ben kefilim.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 7)
İmâm-ı Azam hazretleri, zaman zaman usûl ve akâid hakkında münakaşalar yapmakla beraber talebelerini ve yakınlarını bu tür münakaşalardan
men etmekteydi. Bir defasında oğlu Hammâd’ı bir kelâm mes’elesinde münakaşa yaparken gördü ve onu bundan vazgeçirdi. İmâm-ı Âzam’a:
“-Seni münakaşa yaparken görüyoruz, bize neden engel oluyorsun?” dediler.
Büyük İmâm, şu muhteşem cevabı verdi:
“-Biz münazara yaparken, arkadaşımız kayıp düşecek, yanılacak diye korkudan başımızda kuş varmış gibi dikkatli duruyoruz. Siz ise münazara
yapıyorsunuz ve arkadaşınızın hata yapmasını istiyorsunuz. Arkadaşının ayağını kaydırmak isteyen kişi, onun günaha ve dalâlete düşmesini istiyor,
onu küfre itiyor, demektir. Arkadaşını tekfir etmek isteyen ise, ondan önce küfre düşer.” (Ebû Zehra, Ebû Hanife, s.25, 26)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Metîn:
Son derece güçlü, sağlam ve kuvvetli olan, kuvveti azalıp gevşemeyen çok dayanıklı olan demektir.
Kısa Günün Kârı
İnsanın gerek dînî gerekse dünyevî bir meselede doğru bildiği bir hususu karşındakine mutlaka kabul ettirmek için uğraşması doğru değildir. Çünkü
karşı taraf kendi bildiğinden vazgeçmemek için direndiği takdirde, tatsız olaylar çıkabilir. Faydadan çok zarar meydana gelebilir. Hatta kişi
muhatabını susturup münakaşayı başarıyla neticelendirdiğini düşünse bile yine sonuç aynıdır. Bu sebeple denilmiştir ki, “Kazanılmış yersiz bir
münakaşa çoğu zaman bir dostun kaybı demektir.”