Tadı kaçmış zamanlarda yaşamak düştü nasibimize...

Tadı kaçmış zamanlarda yaşamak düştü nasibimize...

"Abla, patlıcan 30, yeşil biber 25 lira oldu. Ben alamıyorum" diyor.

"Ben de ALMIYORUM ablam." diyorum.
Bu defa bana üzülüyor almıyorum diye.

"Ablam elinde 55 lira varsa patlıcan, biber yerine
Pırasa, lahana alsan üste kalanına da bir kilo kuru fasulye alsan daha karlı olursun" diyorum.

Yüzü düşüyor...
(1 kilo pırasa 10 lira
1 lahana 10 lira
1 kilo kuru fasulye 20 lira)

Tarım ve seracılık ile uğraşan bir ailenin kızı olarak, yıllardır her zaman yazdım, söyledim
"Kışın yaz sebzelerini asla almayın" diye...

Bunca hastalık, hormonlu gıdalar, ilaçlar, genetiği değiştirilmiş sebzeler, meyveler vs...

Yazın patlıcanı, biberi, domatesi, fasulyeyi, kabağı, bamyayı vb sebzeleri kurutmak daha ucuz ve şifasını kaybetmeden kışın yemek daha faydalı...

Benim evime kışın asla salatalık, patlıcan, biber, fasulye falan girmez.

Yazın küçük bahçemde çoğunu yetiştirir ve kurturum.
Yetiştiremediğimi de köy pazarından alır kuruturum.
Bunu bir marifetmiş gibi anlatmıyorum.
(Aslında bu devir için marifet de sayılır )

Akrabalarım kış döneminde seralarda o sebzeleri yetiştiriyor ve inanın bana çoğu bu sebzeleri yemiyorlar.

Yeterli güneş alamayan, yaza özgü olan o sebzeler, sizlerinde bildigi gibi malesef kısa sürede ve daha çok verimle yetişmesi için çok fazla horman ilaçları kullanılarak büyütülüyor...

Tadı olmayan, lastik gibi patlıcanı 30 liraya alıp yemek akıl kârı değil...

Hanım kardeşlerim sadece bir tavsiye olarak diyorum.
Yazın her sebzeyi alın ve kurutun.
Tarhanayı, bulguru kendiniz yapmaya çalışın.
Yazın yüzlerce çeşit meyve oluyor, onlardan reçellerinizi kendiniz yapın.
Kesinlikle turşularınızı kendiniz yapın.
Hem ekonomik, hem daha sağlıklı...
Safiye Çetinkaya