Yeni Konu Suriyesiz Suriyeli ile Irkçılığın Trajikomik Maceraları

Suriyesiz Suriyeli ile Irkçılığın Trajikomik Maceraları





Son dönemlerde ülkemize Suriyeli muhacirlerin gelmesi ile birlikte gündemimizi sürekli meşgul eden bir problemle karşılaştık: “Irkçılık”. Irkçılıkla mücadelede sosyal medyada sesimizi yükseltmeye çalışsak da ne yazık ki muhataplarına çok etkisi olduğu söylenemez. Irkçılığa mizahla karşı koymaya çalışan bir karakteri tanıtacağız sizlere: “Suriyesiz Suriyeli Abdulkerim.”

Sosyal medyada Suriyeliler hakkında yanlış ithamlara ince mizahıyla ve karikatürleriyle cevap veren Abdu ve arkadaşlarıyla mini bir röportaj yaptık.



“Selam ben Suriyeli.
Başınıza nice belalar açan, ocağınıza incir ağacı diken, yaşamaması
yaşamasından evla olan ve sayısız kötülüklerin müsebbibi.
Şaka şaka. Sadece Suriyeli.”

Merhaba, sizi/ekibinizi tanıyabilir miyiz?
Merhabalar. İnsani bir konuyu ve aslında beraber yaşayabileceğimizi anlatmaya çalışıyoruz. Sayfayı ekip olarak yürütüyoruz, Suriyeli de Türk de var.

Neden böyle bir sayfa açma gereği duydunuz?

Çok tabii bir sebebi var, Türk ve Suriyeli toplum arasındaki yanlış anlamaları gidermek. Empati imkanı sağlamak. Irkçılığa karşı durmak. Daha önce bu konuyu ciddi bir şekilde anlatmaya çalıştık. Farklı bir denememiz oldu, fakat insanlara yeteri kadar ulaşamadık. Biz de mizahı kullanmayı karar verdik.

Dışarıda sanırım değişik tepkiler aldığınız oluyor. Bu tepkiler arasında sizi en fazla şaşırtan hangisiydi?

“Savaşsaydınız Esed kalmazdı.” Bu yoruma ben çok şaşırıyorum mesela. Çünkü bunu diyen kişi Suriye‘deki olaylar hakkında hiçbir şey bilmiyordur. Esed birkaç kez düşecek duruma geldi, kalmasının sebebini uzaktan da olsa takip edenler iyi bilir. Esed’e kim destek verdi, hangi devletler onun yanında oldu… Sadece bunları bilenler çok iyi bilir ki normal bir güç ile Esed asla düşmezdi.



Suriye’ye dair en çok özlediğiniz şey nedir?
Arkadaşlarımızın mezarlığı.
Geri dönme imkanınız olsa, bu kadar şeye rağmen yine de burada kalmak ister miydiniz?
Dönme şartı tamamen Esed’e bağlı bir şey, kimse kendi vatanından ayrılmak istemez.
Yüzyüze gelmediğiniz ama ırkçı düşüncelere sahip insanlara ilk olarak ne söylemek isterdiniz?
Sen belli bir ülkede, belli bir tarihte doğdun. Babanı ve anneni bile seçemedin. Bu şeyleri seçmekte hiçbir gücün yok. Nasıl ayrımcılık ve ırkçılık yapıyorsun?

Röportaj: gencmuslumanlar.com

Mükemmel cevaplar olmuş...
Irkçı faşist bakış açıları maalesef insanlığımızı bize unutturdu...
Savaşın musebiblerini, zalimleri bırakıp savaşın tarafı olmayan, mülteci konuma düşmüş mazlumlarla uğraşmaya başladık.
İşin aslı şu kaç mülteci ile oturup konuştunuz?
Yada bu süreçte hiç sınıra yada kamplara gittiniz mi?
Rahat yataklarından neyin eleştirisini yapıyorsunuz?

Zalimi bırakıp mazluma uğraşmak ancak fikren ve zihnen çürüme yaşayanların işidir...

Mülteci, en az üç kez hayatta kalmayı başarmış kişidir:
Savaşın içindeyken,
Savaştan kaçarken,
Savaşın izlerini silmeye çalışırken.
Ekli dosyayı görüntüle 6268

@Hatra, Yaşadıklarını yazmaya kalksam buna kitaplar da zamanda yetmez...
O kampları o savaş alanlarında tanık olduklarımızı onda birini bilselerdi kendilerine insan demezdi bu masum insanlarla uğraşanlar.
Tuzları kuru ya...

Gerçi anlayacaklarınıda sanmam.
Irkçılık gerçeğin üstünü örten, doğru bakmayı önleyen, vicdanı körelten, bir yanlışı binlere mal eden bir bakış açısıdır.
Maruz kalmadıkça anlamazlar...
Çanakkaleye baksalardı anlarlardı...
Uydurma bir tarihe iman etmiş yığınlardan bahsediyoruz...

Kamplara ya da Suriye’ye gitme şansım olmadı. Ancak Suriyeli çok öğrencim oldu. Yapabildiğim tek şey onlara destek olmak. Zaten onlar da insanca yaşamaktan başka bir şey istemiyor.