Erva
Aktif Üye
Ya ben bu filmi çok sevdim. Bir daha izleyeceğim.
Film kahramanımız Joe Gardner. Joe ortaokulda müzik öğretmeni. Ama onun aklı fikri ünlü bir Jazz kulübünde müzisyenlik yapmakta. Derken bu kulüpten gruba birini aradıkları ve elemelere katılması için arkadaşından teklif gelir. Joe o kadar heyecanlıdır ki yıllardır hayalini kurduğu şeye sonunda kavuşacaktır. Ve 24 saat uzaklığındadır. Ama ne oluyor? Yolda giderken kanalizasyon çukuruna düşüp ölüyor. Ve ruhu öteki aleme gidiyor. Çıldırmış gibi ruhu bunu kabul etmezken, kendini bir anda dünyaya gönderilen ruhlar aleminde bulur. Defalarca dünyaya gitmeye çalışıyor ve her seferinde geri geliyor derken sahneye dünyaya gitmek için bir türlü ikna edilemeyen 22 ile tanışıyor. Macera böylelikle başlıyor. 22, Joe'nin dünyaya gitmesine yardım ederken yaşadıkları insanı gülümsetiyor. Oluşturulan atmosfer beni hayran bıraktı. Bir yanda Astra seyahattan bahsederken, stresten, mutsuzluktan ruhunu kaybetmiş insanlar detayı benim için çok etkileyiciydi.
En güzeli de kafamızdaki dünyayı elde ederken küçük detayları unutmamız, yok saymamiz 22 sayesinde öyle güzel işlenmiş ki ahh diye elleriniz yanaklarınızda içinizde bir burukluk oluyor.
O kadar hızlı yaşıyoruz bu hayatı bazen rüzgarın tenimizde bıraktığı hissi, kumların parmak aramızda kaybolma gıdıklamasını, yaprakların seslerini hiç fark etmeden yaşlanmış oluyoruz.
İzleyin, izlettirin. Bu kadar..