Foruma hoş geldin, Ziyaretçi

Forum içeriğine ve tüm hizmetlerimize erişim sağlamak için foruma kayıt olmalı ya da giriş yapmalısınız. Foruma üye olmak tamamen ücretsizdir.

Düşünce Platformumuza Hoşgeldiniz!

Düşünce Platformumuz bilgi ve düşüncenin en özgür adresidir!
Güne, gündeme ve yarınlara dair söyleyeceğim var diyenlerin, günlük koşuşturmaca içerisinde zihin jimnastiği yapmak isteyenlerin özgürlük meşalesi ~ FORUM KALEMİ ~

Sorunlar Bir Tek Kişiyle mi Çözülür? Doç. Dr. Ahmet Emin SEYHAN

AsyA

Forum Kalemi
Öylesine...
Katılım
1 May 2020
Mesajlar
14,525
Çözümler
1
Tepkime puanı
38,770
Puanları
113
SORUNLAR BİR TEK KİŞİ İLE Mİ ÇÖZÜLÜR?​


Günümüzde karizmatik bir lider tek başına toplumun bütün sosyal, ekonomik, siyâsî, hukûkî sorunlarını çözebilir mi? Kanaatimizce çözemez. Bu bir ekip çalışmasına, takım ruhuna ve toplumun geniş kesimlerinin ciddî desteğine bağlıdır. Az gelişmiş toplumlar, kendilerine güven duymadıkları ve sürü psikolojisi içerisinde yaşamaya alışkın oldukları için, her zaman çözümü tek bir kişiden beklemektedirler. Bunun temelinde ise bilgi eksikliği, sorumluluk yüklenmeme, işin kolayına kaçma ve kendine güven sorunu vardır. Birilerinin eteğine yapışarak veya bazılarının iteklemesiyle bir yerlere varacağını sananlar yanılmaktadırlar. İşin kolayını kaçarak sıkıntılarını bu şekilde aşacaklarını zannedenler yanlış bir anlayışla hareket etmektedirler.

Liderlerin doğa üstü güçlere sahip olduğunu vehmeden; onlara bir takım kutsallıklar atfeden ve onların hiçbir zaman yanılmayacaklarını düşünen toplumlar geri kalmaya ve zalimler elinde ezilip horlanmaya mahkumdurlar.

Bununla beraber şunu da ifade edelim ki, lider elbette önemlidir. Ama onunda yanılma, hata etme ve yanlış kararlar alma ihtimali her zamana vardır. Bu da normal karşılanmalıdır. Dolayısıyla kişilerin değil kuralların hakim olmasına ehemmiyet verilmelidir. Kararlar istişare sonucu alınmalı, [1] yanlış yapanların hesabını vereceği makamlar olmalıdır.

Günümüzde gelişmiş toplumların liderlerinin başlarına buyruk hareket ettikleri vâkî değildir. Onlar bilgiye, tecrübeye ve stratejiye dayalı kararları hep birlikte ve istişare sonucu alıp uygulamakta ve başaralı olmaktadırlar.

İslam’ı yaşadığı iddiasında olan toplumlarda ise durum farklıdır ve bir takım yanlışlıklar mevcuttur. Onlar genellikle bir kurtarıcının gelip kendilerini kurtarmasını beklemektedirler. Oysa Kur’an ve Sünnet’in bütününden çıkartılan öğretiye göre bir kurtarıcı beklemek doğru değildir. Aksine her bir mü’minin bir kurtarıcı gibi olması gerekmektedir
.

Müslümanlar kendi içlerinden çıkıp etraflarına ışık saçanları, İslam’a hizmet edenleri yangın çıkartmakla suçlamak, susturmak, küçük göstermek ve aleyhte kampanyalar yürütmek yerine, olumlu, faydalı, anlamlı ve doğru buldukları gelişmeleri desteklemek, iyi ve güzel olandan yana tavır takınmak mecburiyetindedirler.

Diğer taraftan yanlış işler yapanları da onaylamadıklarını açıkça belirtmekten, demokratik tepkilerini ortaya koymaktan çekinmemelidirler. Zira Hz. Peygamber böyle yapmış ve mü’minleri de böyle yapmaları konusunda uyarmıştır. O, çağının ve içinde yaşadığı toplumun sorunlarıyla ilgilenmiş ve çözümler üretmiştir. O, cahiliyye döneminde başlatılan ve mazlumlarını haklarını savunan (hılfu’l-fudûl) “erdemliler hareketi”nin en aktif üyelerinden biri olmuştur.

O, her zaman iyiliği emredip, kötülüklerden sakındırmıştır. [2] Oturup beklemeyi değil, çalışmayı ve üretmeyi tavsiye etmiştir. Hayırlı işlerde yarışmayı ve yardımlaşmayı önermiştir. Zalime bile yardım edip zulmünden vazgeçirmeye çalışmayı tavsiye etmiştir. [3] Boş boş oturup dedikodu etmeyi, kendi kendine söylenmeyi, hayata negatif bir pencereden bakmayı asla onaylamamıştır. Hiçbir kimseye haksız bir eleştiride bulunmamıştır. Acele edilerek hatalı ve eksik kararlar alınmasına karşı çıkmıştır. Aklı en güzel şekilde kullanmayı, sabrı, mücadeleyi ve teennî ile hareket etmeyi öğütlemiştir.

Bugün bu uyarılara ne kadar muhtaç çok olduğumuz ise ortadadır. Müslümanların sıkıntılarından bir an önce kurtulabilmelerinin çaresi; Hz. Peygamber gibi olmaktır. Onun gibi her zaman ilkeli, tutarlı ve kararlı bir şekilde dürüst ve erdemli davranışlar ortaya koymaktır. Birlikte rahmetin ayrılıkta kaos, kargaşa, anarşi, kriz ve istikrarsızlığın olduğunu görerek hareket etmektir. Sorumluluk bilinci taşıyan, ahlaklı, cesur ve adaletli mü’min ve mü’minelerin sayısını artırmaya çalışmaktır. Bunun için de eğitim ve öğretime önem vermektir. Teferruatla uğraşmayı bırakıp, ana meselelere yoğunlaşmak ve çözüme odaklanmaktır. Çağdaş Mevlânâ’lar ve Yunus’lar yetiştirmektir. Kısacası; markalaşmaktır


İşte bütün bu saydığımız ilkelere uygun hareket edilir, sorunları bir kişinin değil ortak aklın birlikte çözmesi gerektiği hususunda bir bilinç ve duyarlılığa ulaşılırsa, Hz. Peygamber’in esas maksadı daha iyi anlaşılmış olacaktır. Zira gelişmek, muasır milletleri geçmek, dünyada söz sahibi olmak için İslam dünyasının buna şiddetle ihtiyacı vardır. Nitekim Hz. Peygamber, ekonomik sorunlarını halletmiş, huzur, emniyet ve refah toplumuna ulaşmış ve dünyada sözü dinlenilen ve kendisine saygı duyulan hayırlı bir topluluk [4] olmamızı istemiştir. Hiçbir mü’minin bu sorumluluklarından kaçarak [5] Allah’ın rızasına ve Hz. Peygamber’in şefaatine layık olacağını düşünmesi kanaatimizce doğru değildir.


selam ve dua ile..
------------------------

[1] Âl-i İmrân, 3/159. “Ve (ey Peygamber!) senin izleyicilerine yumuşak davranman, Allah’ın rahmetinin bir eseriydi. Zira, eğer onlara karşı kırıcı ve sert olsaydın, doğrusu senden koparlardı. Artık onları bağışla ve affedilmeleri için dua et. Ve toplumu ilgilendiren her konuda onlarla müşâvere et; sonra bir hareket tarzına karar verince de Allah’a güven: zira Allah, O’na güven duyanları sever.” ; Şûrâ, 42/36-39. “…(Bu ödül,) iman eden ve Rablerine güvenenler (içindir); bağışlanmaz günahlardan ve hayasızlıktan kaçınanlar ve öfkelendiği zaman kolayca affedenler (için); Rablerinin (çağrısına) karşılık verenler ve namazlarında dikkatli ve devamlı olanlar (için); ve (bütün ortak meselelerini) aralarında danışma ile karara bağlayanlar (için); ve kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden başkalarına harcayanlar (için); ve bir zorbalıkla karşılaştıkları zaman kendilerini savunanlar (için)…”.

[2] Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Sizden birisi akla, mantığa ve sağduyuya aykırı bir davranışla karşılaşırsa, bunu eli ile düzeltmeye çalışsın. Buna güç yetiremiyorsa, sözleriyle engellemeye çabalasın. Buna da gücü yetmiyorsa, kalbi ile hal çareleri arasın ve en azından bu kötülüğü kalbiyle kesinlikle onaylamasın! Bu ise imanın en zayıf derecesidir.” Bkz. MÜSLİM, 1/İman, 20 (I, 69-70); EBÛ DÂVUD, 2/Salât, 242 (I, 677-678); 36/Melâhim, 17 (IV, 511); TİRMÎZÎ, 31/Fiten, 11 (IV, 470); NESÂÎ, 47/Îman, 17 (VIII, 111-112); İBN MÂCE, 5/İkâme, 155 (I, 406); 36/Fiten, 20 (II, 1330); İBN HANBEL, I, 2, 5; III, 20, 49, 53. Ayrıca bkz. BUHÂRÎ, 46/Mezâlim, 4 (III, 98); 89/İkrah, 7 (VIII, 59); MÜSLİM, 45/Birr, 62 (III, 1998); TİRMÎZÎ, 31/Fiten, 68 (IV, 523); DÂRİMÎ, 20/Rikak, 40 (II, 618); İBN HANBEL, III,99, 201, 324.

[3] Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: “Zâlim de olsa, mazlum da olsa kardeşine yardım et!” Bunun üzerine orada bulunanlar: “Yâ Rasûlellah! mazluma yardım etmeyi anladık. Pekî zâlime nasıl yardımcı olabiliriz ki?” diye sordular. Hz. Peygamber: “Haksızlık yapmasına engel olursunuz. İşte bu da, sizin ona olan yardımınızdır” buyurdular. Bkz. BUHÂRÎ, 46/Mezâlim, 4 (III, 98); 89/İkrah, 7 (VIII, 59); MÜSLİM, 45/Birr, 62 (III, 1998); TİRMÎZÎ, 31/Fiten, 68 (IV, 523); DÂRİMÎ, 20/Rikak, 40 (II, 618); İBN HANBEL, III,99, 201, 324.

[4] Konu ile ilgili bazı ayetler için bkz. Âl-i İmrân, 3/103-104. “…Bu şekilde Allah size mesajlarını açıklar ki hidayet bulasınız, belki içinizden iyi ve yararlı olana davet eden doğru olanı emreden, eğri ve yanlıştan alıkoyan bir topluluk çıkar: nihai kurtuluşa erişecek kimseler, işte bunlar olacaktır.”; Âl-i İmrân, 3/110. “Siz, insanlığın (iyiliği) için çıkarılmış hayırlı bir topluluksunuz: doğru olanı emreder, eğri olandan alıkoyarsınız ve Allah’a inanırsınız. Eğer geçmiş vahyin mensupları, (bu tür bir) inanca ermiş olsalardı, bu, kendi iyiliklerine olacaktı; (ama) içlerinden pek az inanan bulunsa da onların çoğu fâsıktır (yoldan çıkmıştır).” Bakara, 2/143. “Ve böylece sizin dengeli ve ölçülü bir toplum olmanızı istedik ki (hayatınızla) tüm insanlığın huzurunda hakikatin şahitleri olasınız ve elçi de sizin huzurunuzda ona şahitlik yapsın.”.

[5] Furkân, 25/26-30. “O gün ki, gerçek egemenliğin (yalnızca) Rahman’a ait olduğu (bütün açıklığıyla ortaya çıkacaktır); ve bunun içindir ki, (o gün) hakkı inkara şartlanmış olanlar için çok zor bir gün olacaktır; o gün ki, (vaktiyle) haksızlığı kendisine yol edinmiş olan kişi ellerini ısırıp, “Ah n’olurdu, Rasûl’ün gösterdiği yolu tutmuş olsaydım!” diyecek, “Vah bana, n’olurdu, falancayı kendime dost edinmemiş olsaydım! Gerçekte, bana uyarıcı hatırlatıcı mesaj geldikten sonra, beni (Allah’ı) hatırlamaktan o uzaklaştırdı!” Zaten, şeytan (işte böyle) yalnız ve çaresiz bırakır insanı.” Ve o gün Rasûl: “Ey Rabbim!” diyecek, “Kavmimden (bazıları) bu Kur’an’ı gözden çıkarılacak bir şey olarak gördü!”. (Ayetlerin açık ifadesinden de anlaşılacağı üzere bazı kimseler, dünyevî istek ve arzularına aykırı buldukları ya da zamanın değişen şartları karşısında “geçerliliğini yitirmiş” bir öğreti olarak gördükleri için Kur’an’ın esas gönderiliş maksadını anlamak ve kavramak istememişlerdir. Hz. Peygamber’in kıyamet günü bu kimselere sahip çıkmayacağı ve aleyhlerine şahitlik edeceği ortadadır. İnandığını söylediği halde sorumluluklarından kaçan Müslümanlar hakkında da aynı şahitliğin tekrarlanması söz konusudur. Zira onlar da Kur’an’a gereken önemi vermeyerek onu rafa kaldırmış, sadece mezarlıklarda hatim maksadıyla okunan, fal bakılan, şifreleri olan bir kitap konumuna indirgemişler veya aşırı derecede yücelterek anlaşılması mümkün olmayan bir kitap konumuna yükseltmişlerdir. Bütün bunlar, Kur’an’ı hayatın dışına atmanın ve ondan ders alınmasını zorlaştırmanın farklı yol ve metodlarından olsa gerektir. Ki bu görüşlerin hiçbirine katılmadığımızı ifade etmemiz gerekmektedir).
 

Charismax

FK Üyesi
Ne demek Hiç mi yok ?
Katılım
1 May 2020
Mesajlar
6,525
Tepkime puanı
5,652
Puanları
113
Konum
istanbul
Web sitesi
forummeskeni.com
Burç
Balık
Hobim
Rap-Hiphop
İsim
Fatih
Meslek
Özel
Cinsiyet
Medeni Hal
DisPVx
Takım
O8yPI5
tam diyordum hocaa sendemi siyasete ayar veriyon diye.. meger bize ayar veriyomuş halka sesleniş olmuş bence bu :)
 

Qasem

FK Üye
🌿🌼
Katılım
3 May 2020
Mesajlar
15,129
Çözümler
12
Tepkime puanı
40,112
Puanları
113
Konum
Avrupa
Web sitesi
forumkalemi.com
Burç
Akrep
İsim
Murat
Cinsiyet
Takım
lIr3ry
Katılıyorum hocam.
İstişari zeminden uzak her karar bir yozlaşma getirir...
 

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın yada üye olun!

Forumdan daha fazla yararlanmak için giriş yapın veya kayıt olun!

Kayıt ol

Forumda bir hesap oluşturmak tamamen ücretsizdir.

Şimdi kayıt ol
Giriş yap

Eğer bir hesabınız var ise lütfen giriş yapın

Giriş yap

Tema düzenleyici

Tema özelletirmeleri

Grafik arka planlar

Granit arka planlar