- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 16,336
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 44,661
- Puan
- 113
Sevabı Bazen İbadet Etmeyenler Götürür!
(ذَهَبَ الْمُفْطِرُونَ الْيَوْمَ بِالْأَجْرِ)
Oruç tutmayanlar bugün sevapları götürdüler. (Buhârî, 2890.)
Sahabeden Enes bin Malik bu hadisin hikayesini şöyle anlatmıştır: “Bizler Resulullah (s.a.s.) ile birlikte bir seferdeydik. Bazılarımız oruçluydu, bazılarımız değildi. Sıcak bir günde bir yerde konaklamak için durduk. Gölgeyi en çok görenlerimiz elbiseleri olan kişilerdi. Bizden bazılarımız eliyle güneşten korunmaya çalışıyordu. Oruç tutanlar bitkin olduklarından yere yığıldılar. Oruç tutmayanlar ise kalkıp çadırları kurdular ve kervandakilere su dağıttılar. Bunun üzerine Resulullah (s.a.s.), “Oruç tutmayanlar bugün sevapları götürdüler” dedi.”
Bazen sevabı ibadet edenler değil, çalışanlar kazanır. Kimsenin kimseyi farz olmayan bir ibadeti yapmadığı için kınama ve dışlama hakkı yoktur.
Bu hadis bize birçok güzel ders vermektedir. Oruç tutmayanlar bazen oruç tutanlardan daha fazla sevap alır. Nitekim sahih bir hadiste şöyle geçmiştir:
“Güzel ahlak sahibi, onunla oruç tutan ve namaz kılan kişinin derecesine ulaşır.” (Tirmizî, 2003.)
Kişi bazen güzel ahlakıyla da nafile ibadet edenlerin derecesine ulaşır.
Bir hizmetin olduğu yerde hizmetten kaçmak için namaza yönelen kişi tüm sevapları çalışanlara bırakmıştır. Eğer niyeti işten kaçmaksa namazdan da oruçtan da sevap elde edemez. Resulullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Oruç tutmayıp yemek yiyip şükreden kişi, oruç tutup sabreden kişiyle aynı derecededir.” (Buhârî, 5460.)
Bazı kimseler İslamî hizmet için sabahtan akşama, akşamdan sabaha kadar koşuşturur. Gün içinde yorulur; bu nedenle yeme içme ihtiyacı duyar. Sürekli yollardadır. Bir kuytuda yatacak yer bulursa orada huzurla yatar.
Bu kişilerin çoğu zaman nafile oruç tutma ya da gece ibadeti yapma ya da nafile ibadetleri yapma fırsatları olmaz.
Ümmetin işine yetişmek için gece gündüz çalışırlar.
Bazıları ise evlerinden ve yerlerinden neredeyse hiç çıkmazlar. İbadet ederler, nafile oruç tutarlar, Kur’ân’dan birçok cüz okurlar, kitap okurlar, kendilerini geliştirir ve kendilerine yatırım yaparlar. Bu kimselerin, nafile oruç tutmayan veya nafile ibadetleri yapmayan kimselere söz söyleme hakları yoktur.
Nafile ibadetler kişinin kendi nefsine ve kendisi için yaptığı ibadetlerdir. Fakat ümmetin işine koşmak, koşuşturmak ise başkalarına da yatırım yapmaktır.
Evet, biri diğerinin rakibi ya da alternatifi değildir ama çoğu zaman sevabı şahsî ibadet edenler değil, başkaları için çalışanlar, koşanlar, koşuşturanlar, hizmet edenler ve ibadet edenlere hizmet edenler kazanıyor.
Rabbim bizleri dinine hizmet eden abid kullarından eylesin!
**
Murat PADAK
365 Güne Bir Hadis Bir Hikmet adlı çalışmamızdan bir örnek
(ذَهَبَ الْمُفْطِرُونَ الْيَوْمَ بِالْأَجْرِ)
Oruç tutmayanlar bugün sevapları götürdüler. (Buhârî, 2890.)
Sahabeden Enes bin Malik bu hadisin hikayesini şöyle anlatmıştır: “Bizler Resulullah (s.a.s.) ile birlikte bir seferdeydik. Bazılarımız oruçluydu, bazılarımız değildi. Sıcak bir günde bir yerde konaklamak için durduk. Gölgeyi en çok görenlerimiz elbiseleri olan kişilerdi. Bizden bazılarımız eliyle güneşten korunmaya çalışıyordu. Oruç tutanlar bitkin olduklarından yere yığıldılar. Oruç tutmayanlar ise kalkıp çadırları kurdular ve kervandakilere su dağıttılar. Bunun üzerine Resulullah (s.a.s.), “Oruç tutmayanlar bugün sevapları götürdüler” dedi.”
Bazen sevabı ibadet edenler değil, çalışanlar kazanır. Kimsenin kimseyi farz olmayan bir ibadeti yapmadığı için kınama ve dışlama hakkı yoktur.
Bu hadis bize birçok güzel ders vermektedir. Oruç tutmayanlar bazen oruç tutanlardan daha fazla sevap alır. Nitekim sahih bir hadiste şöyle geçmiştir:
“Güzel ahlak sahibi, onunla oruç tutan ve namaz kılan kişinin derecesine ulaşır.” (Tirmizî, 2003.)
Kişi bazen güzel ahlakıyla da nafile ibadet edenlerin derecesine ulaşır.
Bir hizmetin olduğu yerde hizmetten kaçmak için namaza yönelen kişi tüm sevapları çalışanlara bırakmıştır. Eğer niyeti işten kaçmaksa namazdan da oruçtan da sevap elde edemez. Resulullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Oruç tutmayıp yemek yiyip şükreden kişi, oruç tutup sabreden kişiyle aynı derecededir.” (Buhârî, 5460.)
Bazı kimseler İslamî hizmet için sabahtan akşama, akşamdan sabaha kadar koşuşturur. Gün içinde yorulur; bu nedenle yeme içme ihtiyacı duyar. Sürekli yollardadır. Bir kuytuda yatacak yer bulursa orada huzurla yatar.
Bu kişilerin çoğu zaman nafile oruç tutma ya da gece ibadeti yapma ya da nafile ibadetleri yapma fırsatları olmaz.
Ümmetin işine yetişmek için gece gündüz çalışırlar.
Bazıları ise evlerinden ve yerlerinden neredeyse hiç çıkmazlar. İbadet ederler, nafile oruç tutarlar, Kur’ân’dan birçok cüz okurlar, kitap okurlar, kendilerini geliştirir ve kendilerine yatırım yaparlar. Bu kimselerin, nafile oruç tutmayan veya nafile ibadetleri yapmayan kimselere söz söyleme hakları yoktur.
Nafile ibadetler kişinin kendi nefsine ve kendisi için yaptığı ibadetlerdir. Fakat ümmetin işine koşmak, koşuşturmak ise başkalarına da yatırım yapmaktır.
Evet, biri diğerinin rakibi ya da alternatifi değildir ama çoğu zaman sevabı şahsî ibadet edenler değil, başkaları için çalışanlar, koşanlar, koşuşturanlar, hizmet edenler ve ibadet edenlere hizmet edenler kazanıyor.
Rabbim bizleri dinine hizmet eden abid kullarından eylesin!
**
Murat PADAK
365 Güne Bir Hadis Bir Hikmet adlı çalışmamızdan bir örnek
