- Katılım
- 3 May 2020
- Mesajlar
- 15,936
- Çözümler
- 12
- Tepkime puanı
- 42,638
- Puanları
- 113
- Konum
- FK
- Web sitesi
- forumkalemi.com
- Burç
- Akrep
- İsim
- Murat
- Cinsiyet
- Takım
-Yıllardır Kuzey Afrika (Mağrib) ve Ortadoğu'dayım (Maşrık) sekülerinden dindarına kadar Araplar da Merhaba ve Sabahun Nur yani Günaydın derler. Bu tuhaf takıntılar bizim memlekete mahsus sanırım. Selamunaleykum da zaten Selam üzerine olsun/ selam sana demektir. Peki neden?
-Tek Parti dönemindeki "Kemalist Kültür Devrimi" günlerinde Arapça ifadeleri tasfiye ve her şeyi Türkçeleştirme politikası güttü. Normalde olmayan kutuplaşmalara yol açtı. Selamunaleykum dindarlara Günaydın da sekülerlere has bir kimlik alametiymiş gibi kullanılır oldu.
-Bu kutuplaştırma/selamlaşmayı dahi kimliklere bölme algısı her iki kesimde de ayrı kendi jargonlarına tutunmayı beraberinde getirdi. Oysa dediğim gibi Araplar da kendi dillerinde günaydın derler. Buradaki orada sorun olmaz. Aynı durum Tanrı-Allah vb kullanımlar için de geçerli.
-Selamlaşmaların lafızları değil işlevleri önemlidir. Bu açıdan İslam da selamda lafza değil fonksiyonuna vurgu yapar. Toplumsal dayanışma, insan ilişkilerindeki nezaket ve sıcaklığı samimiyeti güven duygusunu geliştirme gibi. Aynı zamanda selam bir dua, temennidir.
-Tepeden inme siyasi müdahaleler olmadıkça toplum zaten kendi doğallığında yaşar gider Selamlaşmalar da o doğallığın parçasıdır. Günümüzün dindarları da artık bu jargon-kimlik çatışmasından sıyrılıp normalleşmeli, doğallaşmalılar Günaydın da selamdır Roj baj Selamunaleykum da.
-A. Erbaş gündeme dair bir açıklama yapmamış bir site editörü satır arasından çıkartıp gündeme taşımış. Bu da toplumsal barışa hizmet etmez aksine kutuplaşmaya malzeme üretir.
Kitapları tarasak böyle onlarca suni gündemi manşete çıkartabiliriz.
Kimlikçi muhalefet de yanlış.
-İktidar kendi tabanını birarada tutmak için dindar kimlikçiliği sembollerini ayrıştırmayı kullanırken muhalefet cenahında da benzeri bir laikçi sekülerist kimlik muhalefeti var. İkisi birbirini besliyor Oysa ülkenin gerçekçi sorunları bambaşka. İnsan hakları gibi! Ekonomi gibi!
-Allah'ın elçisi sadece karşılaşınca değil ayrılırken de selamlaşırdı. Kadın, erkek çocuk, yaşlı, genç herkesin halini hatrını sorar selam verirdi Tanımadıklarına da selam verirdi Bugün bunları yapmayı unutmuş insanımız ama kelimelere takılmış. İçi boşsa öyle desen ne demesen ne.
-Resulullah (sav) sadece insanlara değil hayvanlara da selam verirdi, doğayla iletişim kurardı, ölmüşlere de selam verir dua ederdi. Aleyhisselam, salavat, rahmet okuma odur işte. Kısaca Resulullah nazik medeni, tüm varlıkla uyumlu bir insan modeliydi...
-Batılıları görüyorum yüzleri güler yüzlü selamlaşırlar tanımadıklarıyla da ben selam versem dönüp bakıyor adam Türkiye'de ters ters. Söyleyin dostlar kim sünneti yaşatıyor? Selam insanlıkla ve tüm varlıkla bir arada olmanın parolasıdır "Selam"ı yayalım güleryüzümüzü yayalım...
B. Şahin Erdeğer
-Tek Parti dönemindeki "Kemalist Kültür Devrimi" günlerinde Arapça ifadeleri tasfiye ve her şeyi Türkçeleştirme politikası güttü. Normalde olmayan kutuplaşmalara yol açtı. Selamunaleykum dindarlara Günaydın da sekülerlere has bir kimlik alametiymiş gibi kullanılır oldu.
-Bu kutuplaştırma/selamlaşmayı dahi kimliklere bölme algısı her iki kesimde de ayrı kendi jargonlarına tutunmayı beraberinde getirdi. Oysa dediğim gibi Araplar da kendi dillerinde günaydın derler. Buradaki orada sorun olmaz. Aynı durum Tanrı-Allah vb kullanımlar için de geçerli.
-Selamlaşmaların lafızları değil işlevleri önemlidir. Bu açıdan İslam da selamda lafza değil fonksiyonuna vurgu yapar. Toplumsal dayanışma, insan ilişkilerindeki nezaket ve sıcaklığı samimiyeti güven duygusunu geliştirme gibi. Aynı zamanda selam bir dua, temennidir.
-Tepeden inme siyasi müdahaleler olmadıkça toplum zaten kendi doğallığında yaşar gider Selamlaşmalar da o doğallığın parçasıdır. Günümüzün dindarları da artık bu jargon-kimlik çatışmasından sıyrılıp normalleşmeli, doğallaşmalılar Günaydın da selamdır Roj baj Selamunaleykum da.
-A. Erbaş gündeme dair bir açıklama yapmamış bir site editörü satır arasından çıkartıp gündeme taşımış. Bu da toplumsal barışa hizmet etmez aksine kutuplaşmaya malzeme üretir.
Kitapları tarasak böyle onlarca suni gündemi manşete çıkartabiliriz.
Kimlikçi muhalefet de yanlış.
-İktidar kendi tabanını birarada tutmak için dindar kimlikçiliği sembollerini ayrıştırmayı kullanırken muhalefet cenahında da benzeri bir laikçi sekülerist kimlik muhalefeti var. İkisi birbirini besliyor Oysa ülkenin gerçekçi sorunları bambaşka. İnsan hakları gibi! Ekonomi gibi!
-Allah'ın elçisi sadece karşılaşınca değil ayrılırken de selamlaşırdı. Kadın, erkek çocuk, yaşlı, genç herkesin halini hatrını sorar selam verirdi Tanımadıklarına da selam verirdi Bugün bunları yapmayı unutmuş insanımız ama kelimelere takılmış. İçi boşsa öyle desen ne demesen ne.
-Resulullah (sav) sadece insanlara değil hayvanlara da selam verirdi, doğayla iletişim kurardı, ölmüşlere de selam verir dua ederdi. Aleyhisselam, salavat, rahmet okuma odur işte. Kısaca Resulullah nazik medeni, tüm varlıkla uyumlu bir insan modeliydi...
-Batılıları görüyorum yüzleri güler yüzlü selamlaşırlar tanımadıklarıyla da ben selam versem dönüp bakıyor adam Türkiye'de ters ters. Söyleyin dostlar kim sünneti yaşatıyor? Selam insanlıkla ve tüm varlıkla bir arada olmanın parolasıdır "Selam"ı yayalım güleryüzümüzü yayalım...
B. Şahin Erdeğer