- Katılım
- 9 May 2020
- Mesajlar
- 5,496
- Çözümler
- 4
- Tepkime puanı
- 13,060
- Puanları
- 113
- Burç
- Boğa
- Cinsiyet
- Takım
Sağlık Etik ve Kültürden Nasıl Etkilenir
Gelişmişlik ve modernleşme düzeyine göre her ülkede etik yargılar oluşmakta ve toplumsal kültür içerisinde kendine bir yer edinmektedir. Bu yönüyle etik ve ahlak kurumları, sürekli yenilenen ve diri olarak varlığını sürdüren bir yapı görünümündedir. Doğrunun, iyinin ve yükümlülüklerin neler olduğu konusu tartışılmaktadır. Gerek bireysel olarak, gerekse evrensel anlamda bu sorunlar ve tartışmalar milyarlarca yıldır süregelmektedir. Bu bağlamda mutlak doğru, iyi ve yükümlülük konuları insanlıkla birlikte gelişip evrimleşecek ve değişecek olgulardandır. Etiğin evrensel olarak nitelendirilmesinin en önemli nedeni ülkeden ülkeye değişen, kimi zaman birbirleriyle çelişen, toplumun içinde bulunduğu kültüre, sosyal ve ekonomik şartlara göre şekillenme özelliğidir.
Kültür bir takım etik semboller içinde örgütlenmiş anlamlar bütünü olarak da adlandırılabilir. Bu tanıma göre insan, bu bütün içerisinde anlam üreten ve dünyasını anlamlı semboller üzerine kuran bir varlık olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanlar doğdukları andan itibaren belirli davranış örüntülerinin içinde kendilerini bulurlar. Zamanla, gözleyerek ve uygulayarak o kültürün değerlerini benimserler.
Ülkelerde kültür , geleneklerin insanların yaşamlarına ve sağlığına olan etkileri kaçınılmazdır.
Size topladığım birkaç ilginç örnekten bahsetmek istiyorum.
Peru’da yeni doğan çocuklarının sağlıklı olmalarına isteyen aileler onlar için koyun ve evcil hayvanları öldürüyorlar. Ve öldürülen hayvanların kanları ile çocuklarını yıkıyorlar. kültürde etik olarak görülen bu davranışlar bir çok ülkede etik olarak görülmüyor hatta yasaklanıyor. Brusella hastalığı, enfekte hayvanlardan insanlara bulaşan bakteriyel bir bulaşıcı hastalıktır. Tıp literatürüde Bruelloz ol arak da adlandırılan hastalığa brusella isimli bakteri neden olur. Brusella bakterisinin birkaç farklı suşu vardır. Bazı türleri ineklerde enfeksiyona neden olurken, diğerleri köpeklerde, domuzlarda, koyunlarda, keçilerde ve develerde hastalık yapar. Brusella hastalığı, genellikle enfekte hayvanlarla doğrudan temas yoluyla gerçekleşir böyle bir durumda Brusella gibi bir çok hastalığa yakalanma olasılığı artar.
Fiji’nin en ikonik içecekleri arasında yer alan Kava, ülkenin yalnızca geleneksel içeceği değil, aynı zamanda ulusal içeceği olarak kabul edilmektedir. Kava’nın yapımındaki ana bileşen, biber ailesine ait bir bitkinin köküdür. Fiji halkı içkinin özellikle uykusuzluk, baş ağrısı ve strese karşı oldukça iyi geldiğine inanmaktadır. Fiji kültürünün vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alan Kava, genellikle içilmesi sırasında ayrıntılı bir tören ile tüketilmektedir. Bu içecek psikoaktif durumlar ortaya çıkarırken sağlık açısından zararlıdır.
Hindistana adımını atar atmaz alınan ağır koku, yıkamadan yenen sebzeler ya da ortalıkta tuvalet ihtiyacını gideren insanların korkunç manzaraları olağan durumken bir çok ülkede bu aşağalayıcı bir durumdur. Diğer bir taraftan hastalıkları getiren durum temiz olamama durumudur. Bu davranışlar Hindistan da değişik hastalıkları kaçınılmaz kılıyor.
Medeni ülkelerde tükürmek ayıp kabul edilir; bazı ülkelerde yere tükürene para cezası bile kesilir. Ama Kenya’da yaşayan Masai Kabilesi’nde durum farklı: Kabile üyeleri birbirleriyle selâmlarken tükürüyor. Kadın ya da erkek, kendisinden büyük, kabile içinde sözü dinlenen kişi(ler) ile karşılaştığında tükürerek selâm veriyor. Genç kızlar ise; önce ellerine tükürüyor; sonra da el sallayarak selâm ayinini tamamlıyor. Kabile; tükürerek selâm vermenin uğur getirdiğine, kötü ruhları uzaklaştırdığına ve dostluğu artırdığına inanıyor. Yeni gelinlere, gelin adaylarına da tükürerek şans dileniyor. Kabile reisi bayramlarda toplu tükürüp selâmlaşma merasimini idare ediyor. "Yüzüne tüküren tabiri caizse elhamdülillah diyor." Bizler biliyoruz ki virüsler damlacık yoluyla hızla yayılabiliyor. Şu an Covid-19 virüsünden kaçınmak için maskeyle kendimizi izole ederken bir de Kenya da olduğumuzu düşünsenize?
Hindistan'ın batısındaki Solapur kentinde yaşayan insanların uyguladığı inanca göre bebekler tapınakların yüksek bölümlerinden aşağı atılıyor. Bu törenin çocukları güçlendirdiğine ve onlara şans getirdiğine inanan Hintliler, bebekler 9 ile 11 aylıkken onları tapınağın tepesinden atıyor. Bebekler yaklaşık 15 metre yükseklikten aşağıda bekleyen insanların tuttuğu çarşafın üzerine atılıyor. Bu kültürel davranış birçok çocuğun sakat kalmasına, hatta ölmesine neden oluyor. Çok yüksekten bırakılan bebek, aşağıdaki kalabalığın onu tutması esnasında sert darbelere maruz kalabiliyor, hatta yere çakılabiliyor. İnsan haklarına göre etik olmayan bir davranıştır.
Ebe adayı H..
Gelişmişlik ve modernleşme düzeyine göre her ülkede etik yargılar oluşmakta ve toplumsal kültür içerisinde kendine bir yer edinmektedir. Bu yönüyle etik ve ahlak kurumları, sürekli yenilenen ve diri olarak varlığını sürdüren bir yapı görünümündedir. Doğrunun, iyinin ve yükümlülüklerin neler olduğu konusu tartışılmaktadır. Gerek bireysel olarak, gerekse evrensel anlamda bu sorunlar ve tartışmalar milyarlarca yıldır süregelmektedir. Bu bağlamda mutlak doğru, iyi ve yükümlülük konuları insanlıkla birlikte gelişip evrimleşecek ve değişecek olgulardandır. Etiğin evrensel olarak nitelendirilmesinin en önemli nedeni ülkeden ülkeye değişen, kimi zaman birbirleriyle çelişen, toplumun içinde bulunduğu kültüre, sosyal ve ekonomik şartlara göre şekillenme özelliğidir.
Kültür bir takım etik semboller içinde örgütlenmiş anlamlar bütünü olarak da adlandırılabilir. Bu tanıma göre insan, bu bütün içerisinde anlam üreten ve dünyasını anlamlı semboller üzerine kuran bir varlık olarak karşımıza çıkmaktadır. İnsanlar doğdukları andan itibaren belirli davranış örüntülerinin içinde kendilerini bulurlar. Zamanla, gözleyerek ve uygulayarak o kültürün değerlerini benimserler.
Ülkelerde kültür , geleneklerin insanların yaşamlarına ve sağlığına olan etkileri kaçınılmazdır.
Size topladığım birkaç ilginç örnekten bahsetmek istiyorum.
Peru’da yeni doğan çocuklarının sağlıklı olmalarına isteyen aileler onlar için koyun ve evcil hayvanları öldürüyorlar. Ve öldürülen hayvanların kanları ile çocuklarını yıkıyorlar. kültürde etik olarak görülen bu davranışlar bir çok ülkede etik olarak görülmüyor hatta yasaklanıyor. Brusella hastalığı, enfekte hayvanlardan insanlara bulaşan bakteriyel bir bulaşıcı hastalıktır. Tıp literatürüde Bruelloz ol arak da adlandırılan hastalığa brusella isimli bakteri neden olur. Brusella bakterisinin birkaç farklı suşu vardır. Bazı türleri ineklerde enfeksiyona neden olurken, diğerleri köpeklerde, domuzlarda, koyunlarda, keçilerde ve develerde hastalık yapar. Brusella hastalığı, genellikle enfekte hayvanlarla doğrudan temas yoluyla gerçekleşir böyle bir durumda Brusella gibi bir çok hastalığa yakalanma olasılığı artar.
Fiji’nin en ikonik içecekleri arasında yer alan Kava, ülkenin yalnızca geleneksel içeceği değil, aynı zamanda ulusal içeceği olarak kabul edilmektedir. Kava’nın yapımındaki ana bileşen, biber ailesine ait bir bitkinin köküdür. Fiji halkı içkinin özellikle uykusuzluk, baş ağrısı ve strese karşı oldukça iyi geldiğine inanmaktadır. Fiji kültürünün vazgeçilmez lezzetleri arasında yer alan Kava, genellikle içilmesi sırasında ayrıntılı bir tören ile tüketilmektedir. Bu içecek psikoaktif durumlar ortaya çıkarırken sağlık açısından zararlıdır.
Hindistana adımını atar atmaz alınan ağır koku, yıkamadan yenen sebzeler ya da ortalıkta tuvalet ihtiyacını gideren insanların korkunç manzaraları olağan durumken bir çok ülkede bu aşağalayıcı bir durumdur. Diğer bir taraftan hastalıkları getiren durum temiz olamama durumudur. Bu davranışlar Hindistan da değişik hastalıkları kaçınılmaz kılıyor.
Medeni ülkelerde tükürmek ayıp kabul edilir; bazı ülkelerde yere tükürene para cezası bile kesilir. Ama Kenya’da yaşayan Masai Kabilesi’nde durum farklı: Kabile üyeleri birbirleriyle selâmlarken tükürüyor. Kadın ya da erkek, kendisinden büyük, kabile içinde sözü dinlenen kişi(ler) ile karşılaştığında tükürerek selâm veriyor. Genç kızlar ise; önce ellerine tükürüyor; sonra da el sallayarak selâm ayinini tamamlıyor. Kabile; tükürerek selâm vermenin uğur getirdiğine, kötü ruhları uzaklaştırdığına ve dostluğu artırdığına inanıyor. Yeni gelinlere, gelin adaylarına da tükürerek şans dileniyor. Kabile reisi bayramlarda toplu tükürüp selâmlaşma merasimini idare ediyor. "Yüzüne tüküren tabiri caizse elhamdülillah diyor." Bizler biliyoruz ki virüsler damlacık yoluyla hızla yayılabiliyor. Şu an Covid-19 virüsünden kaçınmak için maskeyle kendimizi izole ederken bir de Kenya da olduğumuzu düşünsenize?
Hindistan'ın batısındaki Solapur kentinde yaşayan insanların uyguladığı inanca göre bebekler tapınakların yüksek bölümlerinden aşağı atılıyor. Bu törenin çocukları güçlendirdiğine ve onlara şans getirdiğine inanan Hintliler, bebekler 9 ile 11 aylıkken onları tapınağın tepesinden atıyor. Bebekler yaklaşık 15 metre yükseklikten aşağıda bekleyen insanların tuttuğu çarşafın üzerine atılıyor. Bu kültürel davranış birçok çocuğun sakat kalmasına, hatta ölmesine neden oluyor. Çok yüksekten bırakılan bebek, aşağıdaki kalabalığın onu tutması esnasında sert darbelere maruz kalabiliyor, hatta yere çakılabiliyor. İnsan haklarına göre etik olmayan bir davranıştır.
Ebe adayı H..