kervan
Aktif Üye
Ruhumuz İçin İftar Vakti | ||
|
“Yalnız şu iki kişiye gıpta edilir: Biri, Allâh’ın kendisine verdiği Kur’ân ile gece-gündüz meşgul olan kimse; diğeri, Allâh’ın kendisine verdiği malı gece-gündüz infak eden
kimse…” (Buhârî, Temennî 5, Tevhîd 45; Müslim, Müsâfirîn 266, 267; Ayrıca bkz. İbn-i Mâce, Zühd, 22)
Ramazan ayı ve Kur’ân-ı Kerîm, el-hak birbirinden ayrı düşünülemez… Ramazan, bunun için müjdedir, mü’min gönüllere… En büyük fırsattır bizlere…
Bunca zulmetmişliğimiz varken nefsimize, bu denli ayrı düşmüşken yegâne rehberimizden, sevgiliden gelen bir mektup edâsıyla sımsıkı sarılıp, tekrar tekrar okumalıyız. Ama
sadece kuru kuruya okumak değil, muhabbetle, hasretle, tefekkürle, düşüne düşüne anlamaya çalışmaktır.
Bilhassa bu güzîde zaman diliminde, zamanın kadrini bilerek gece-gündüz Kur’ân-ı Kerîm ile hemhâl olmak, ondan kendimize hisseler çıkarmak, Hak Teâlâ’nın rızasını O’nun
gönderdiği Kitap’ta aramak ve bulmak… Bu hâl, başlı başına bir bayram değil de nedir?
Nitekim Kur’ân, hayatı okumaktır…
Kur’ân, Cenâb-ı Hakk’ın ziyafet sofrasına oturmaktır…
Kur’ân okumak, Cenâb-ı Hak’la hasbihâl etmektir.
Kur’ân, dünya ve âhireti anlamaktır… (Merve Güleç, Şebnem Dergisi Haziran-2016)
Kısa Günün Kârı
Bu Ramazan ayını bizler de kendimize bir vesîle kılalım da, Kitabımıza yeniden kavuşalım. Hânelerimizi Kur’ân ziyafetleriyle zenginleştirelim. Gönlümüze, hânemize ve
şehrimize sekînet-i ilâhiyye yağsın. Melekler, civarımızda dolaşsın. Cenâb-ı Hak, tevfîkini refîk eylesin, bizleri affederek rızâsına erdirdiği kulları arasına dâhil eylesin.