- Katılım
- 3 May 2020
- Mesajlar
- 15,926
- Çözümler
- 12
- Tepkime puanı
- 42,619
- Puanları
- 113
- Konum
- FK
- Web sitesi
- forumkalemi.com
- Burç
- Akrep
- İsim
- Murat
- Cinsiyet
- Takım
Özışık kardeşler kim ve bu güce nasıl eriştiler?
Topuğa sıkan mafya ne ki, hiç kimse medya eliyle organize olmuş bir çetenin eline su dökemez. Özışık kardeşlerin neler yaptığına ve akıbetlerine kısaca bir göz atalım.
HAKSÖZ HABER
Birer “gazeteci” olarak kamu adına görev yapıp mafyayı deşifre etmesi gereken Özışık kardeşler, bizzat bir mafya lideri tarafından yayınlanan videoyla deşifre edildiler.
Hadi Özışık ve kardeşi Süleyman Özışık ulusal ve çok izlenen haber kanallarının vazgeçilmez konukları olarak haftada en az üç gün televizyon programlarına katılarak propaganda faaliyetlerinde bulunuyorlardı.
Neyse ki devlet içerisindeki isimler ve mafyanın arası bozuldu da bu ağın üçüncü parçası olan medya yapılanması ortaya çıktı. Bu sayede Hadi Özışık ve Süleyman Özışık’ın kanallar ve gazeteler ile olan anlaşmaları da sonlandı. Her iki kardeş de çalıştıkları medya kanallarından kovulurken iki isim de “ara verdiklerini” beyan etti.
Hadi Özışık, Sedat Peker ile Süleyman Soylu arasında irtibat elemanı olarak çalışırken ikili arasındaki tartışmaları gündeme getiren gazetecilere “Ne Peker’le ne Soylu’yla böyle bir konuda konuşmam olmadı. Asla ve kat’a” diye cevap vermiş hatta bununla da yetinmemiş racona uyarak: “Böyle bir mesaj götürmüşsem namussuzum, şerefsizim, alçağım” demişti.
Racon diyoruz çünkü İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da tıpkı organize suç örgütü lideri Sedat Peker gibi yaptığı açıklamada benzer ifadeleri kullanmıştı.
Dün akşam da TRT Haber ekranlarına konuk olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu “racon üzere konuşarak” kendisi hakkında ortaya saçılan iddialar hakkında halkı ve gazetecileri tatmin etmeyen açıklamalarda bulundu.
Üç gazeteci kardeş: ‘Aydın Doğanvari’ bir habercilik!
2000 yılında kurulan internethaber.com sitesi 20 yıl içerisinde devlet-medya-mafya üçgenine nasıl dahil oldu?
İki kardeşin adı devlet ile mafya arasında irtibat ve aracılık yaptıkları yönünde gündeme yeniden geldi. Onlar iddiayı reddetti ancak iddia sahibi yayınladığı video kayıtları ve yazdıkları ile her ikisini de yalanladı. Sonuçta iki kardeşte gelir ve prestij kaybına uğradı. Özışık kardeşlerin daha hangi ‘kirli’ işlerin içinde parmakları olduğu bilinmiyor. Peki bu kardeşler kimler ve nasıl böyle bir güce eriştiler?
Hadi Özışık, Süleyman Özışık ve adı henüz devlet-mafya-medya üçgeninde anılmayan ancak hakkında çok kötü bilgiler bulunan Mehmet Özışık Iğdır/Tuzluca’da Emekli imam Seyyid Tahir Özışık’ın çocukları olarak dünyaya geldiler. Babalarının dindar kimliği çocukları üzerinde belli bir oranda etkiye sahip olsa da Özışık kardeşlerin eylemleri çoğunlukla ahlaki ve ilkeli olmadı.
Gazeteciliğe erken yaşlarda girişen kardeşler, Kars’ta eğitim görüp orada bulunan yayın organlarında gazetecilik yaparak bugünlere geldiler. Bugünlere gelirken kardeşlerin izlediği güzergâhta Türkiye gazetesi gibi muhafazakar bir gazetenin bulunması ve bu yayın organı üzerinden algı operasyonları yürütmeleri hala hafızalarda derin izler taşıyor.
Üstelik kardeşlerin internethaber.com ve birden fazla diğer haber siteleri ile şantaj yaparak siyasetçiler ve işadamlarından para kopardıkları iddialar arasında yer almaya devam ediyor.
Hadi Özışık, internethaber.com sitesi üzerinden yaptığı propagandalar ile cemaatleri, kişileri, siyasileri, gazetecileri ve işadamlarını hedef alıyordu. Hadi Özışık’ın habercilik anlayışı bununla sınırlı değildi elbette...
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile yakın ‘dostluğu’ olduğu ve diğer ‘dostu’ Sedat Peker ile araları bozulduğunda “dostları arasında irtibatı” sağlayan kişi olarak “gazetecilik” yaptığı tüm Türkiye ahvalinin malumu.
Süleyman Özışık da kardeşi ile beraber aynı gazetecilik anlayışı ile devlet-mafya-medya üçgeninin önemli bir ismi olarak rol alıyordu. Süleyman Özışık’ın adı özellikle CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal’ın kaset kumpasında konuşulmuştu. Süleyman Özışık, “Baykal’ın kaseti ilk bana geldi” demişti. Süleyman Özışık ayrıca AK Partili belediyelerin düzenlediği konferanslarda aldığı ücretlerle de gündeme gelmişti. Cemaatleri yıpratma amacıyla kaleme aldığı yazıları hala Türkiye gazetesinin arşiv kayıtlarında bulunan Süleyman Özışık’ın abisi ile beraber kurdukları internethaber.com sitesinde köşesi bulunuyor.
Mehmet Özışık ise birden fazla kumpas davasında sanık olarak gösterildi.
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Osman Selçuk Aldemir’e kumpas kurulduğu ve şantaj yapıldığı gerekçesiyle gözaltına alınması kararı çıkarılan Mehmet Özışık sanık olarak dinlenmişti. Yine Mehmet Özışık’ın ismi Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay’a yönelik kumpas davasında da gündeme gelmişti.
Gazeteci Fatih Tezcan, Özışık kardeşlerin AK Partili belediyeler üzerinde kurduğu organizasyonu anlatmıştı.
Süleyman Özışık’ın tehditle belediyelerden konferans adı altında para kopardığını, şantajla sitelerine reklam aldığını anlatan Tezcan, “abi kardeşin” çete olduğunu, internet sitelerindeki haberler aracılığıyla belediye başkanlarını kıskaca alarak, seminer, konferans adı altında yüz binlerce lira para kopardığını söylemişti.
YouTube kanalını çok aktif şekilde kullanan ve İnternethaber.com sitesinin sahibi Özışık kardeşlerin; Türkiye gazetesi, HaberTürk, Tv100, TGRT ekranlarında bolca “yüzlerine” rastlanıyordu.
Çıktıkları kanallarda, yazılarında ve kendi yayın organlarında kimlerin aleyhine propaganda yaptıklarını ise Abdurrahman Dilipak'ın tweeti açıklıyor.
Dilipak, AK Parti Kadın Kolları'nın dava konusu köşe yazısının Hadi Özışık yönetimindeki internethaber.com tarafından hedef alındığını hatırlattı. Öte yandan Hadi Özışık'ın, muhalif kesimin kasıtlı hedefinde olan eski Ayasofya Baş İmamı Prof. Dr. Mehmet Boynukalın'a da bedduasına dikkat çekti.
Özışık kardeşlerin propaganda ve şantaj yüklü haberleri ile elde ettikleri itibarın organize suç örgütü lideri Sedat Peker ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu kavgasında deşifre olması Türkiye tarihinin kara lekelerinden biri olarak hafızalara kazındı bile.
Ancak Özışık kardeşler hakkında soruşturmalar açılıp açılmayacağı bilinmiyor. Yine de savcıların Sedat Peker’in iddialarına sessiz ve kayıtsız kaldığı bir vasatta Özışık kardeşlere soruşturma açılmasını beklemek de pek mantıklı gelmiyor topluma.
Asıl ve can alıcı soru ise şu: Devlet içerisinde örgütlenen gazeteciler mafyadan daha mı tehlikeli?