Çok fazla kaygan bir zemine sahip olan kavramlardan biri bu. 200 yılı aşkın bir süredir uğruna mücadele verilen salt liberal nir kavram olarak mı , yoksa vahyi ilkelere bağlı kalarak hak adalet bağlamında nir özgürlük kavramımı ele alalım yada insanlık tarihi açısından ne anlam ifade ettiğine mi değinelim bilemedim. Bu yüzden kavramı kendi potamda eriterek üzerinde konuşmaya başlamak istiyorum. Böylelikle batılılı modern paradigma ve liberalizmin kültür emperyalizmi mağduru olmadan kavramı gündemimize almış olacağım.
Ortaçağın aydınlanma benimse fıtrata öze dönüş olarak ele alacağım kavram temelde kimliği ve kişiliği baz alıyor. Yani öncelikle belirteyim ki özgürlüğün temelinde asla rıza ve tercih yatmaz. Özgürlüğü kişilerin rızası ve tercihleri bağlamında temellendirirsek insanlık tarihine ihanet ederiz bu yüzden özgürlüğü daha net kelimeler ile ele almak zorundayız.
Yani diyebilirim ki özgürlük gerçek anlamda hem bedene hem fikre takışmış tüm prangalara başkaldırmaktır bunu yaparkende kendi gerçekliğinden sapmadan ;özgürlüğün doğayla, insanın kendi tabiatıyla yani fıtratıyla uyumlu olan bir çerçevede olmasına dikat etmelidir. Yani başkasının özgürlüğünün başladığı yerde kendi özgürlüğünğn bittiği gerçeğinin farkında olmalı ve sınırsız nir özgürlük hayali kurmamalıdır. Buda ortaya ekini/tabiatı ifsat etmeyen, neslin niteliği ve devamıyla mücadele etmeyen selim bir aklı ,ahlakı ve kalbi kabul edeceği bir çerçeveyle ancak erdemli bir özgürlük çerçevesi ortaya çıkaracaktır.
Yani demem o ki köle olmadan , nesli ve tabiatı ifsad etmeden yer yüzünde bozgunculuk çıkarmayan , insanların temel hak ve hürriyetlerini gözeterek kişinin ortaya koyacağı felsefe bana göre özgürlüktür. Öze dönüş , yaratılış amacına hizmet eden bir yaşam biçimidir