- Katılım
- 3 Mar 2021
- Mesajlar
- 7,671
- Tepkime puanı
- 24,711
- Puanları
- 113
- Konum
- Siirt
- Burç
- Akrep
- Memleket
- Siirt
- Cinsiyet
- Takım
Özgür-Der: Irkçı ve milliyetçi söylem toplumu cinnet haline sürüklüyor
Bir arazi anlaşmazlığı şeklinde başlayan tartışmanın Kürt düşmanlığına evrilmesi ve aynı aileden 7 kişinin vahşice katledilmesine yol açması herkesi düşündürmeli, derinden sarsmalı, “nereye bu gidiş” sorusunu sordurmalıdır.
Ekli dosyayı görüntüle 10646
Özgür-Der Genel Merkezi yayınladığı basın açıklaması ile Konya’nın Meram ilçesinde meydana gelen ırkçı katliamı kınadı.
Basın açıklamasının tam metni:
Türkiye toplumunun akıl sağlığı yoğun bir tehditle karşı karşıya. Sanki doğal bir şekilde boy verdiği, toplumsal olayların gelişimine bağlı olarak ortaya çıktığı zannedilen ama hiç de doğal ve kendiliğinden gelişmediği bariz tepkiler, sistematik ve örgütlü kampanyalarla geniş kitleler sürekli biçimde gerilime sokulup, farklı kesimlere karşı kışkırtılıyor. Toplumsal sorunlar makul ve çözüm odaklı bir tarzda ele alınıp tartışılma yerine hedef alınan kesimler aleyhine bir düşmanlık ve kışkırtma unsuruna dönüştürülüyor. Sosyal medya aygıtının bir tezvirat ve tahrik merkezi fonksiyonu üstlenmesi ise adeta kontrol altına alınmaz bir yangın manzarası ortaya çıkarıyor.
Son günlerde göçmenler üzerinden dillendirilen söylemler bu hastalıklı ruh halinin bir cerahat gibi patlayıp ortalığa saçılmasına yol açtı. Ana muhalefet partisi liderinin başlattığı kampanya kısa bir süre içinde hiçbir insani, vicdani kaygının bulunmadığı; olgulara yönelik bir anlama çabasının ya da adalet eksenli bir yaklaşım tarzının zerresine bile rastlanmayan kapsamlı bir nefret söylemine dönüştü. Uzun bir müddettir iktidarın beka kavramı üzerinden beslediği milliyetçi atmosferin de katkısıyla geniş kitleler mantıklı değerlendirme yetisinden uzaklaşıp kâbuslar görmeye başladılar.
İşte göçmenleri hedef alan ve neredeyse tamamı asparagas haberlere, iftiralara dayanan karalama kampanyalarının beslediği kötülük zinciri ortadadır. Bu azgın kampanyalar nedeniyle yıllardır iç içe olduğumuz, ekmeğimizi, sevincimizi, derdimizi paylaştığımız muhacir kardeşlerimiz artık kendilerini rahat hissedememekte, sokakta, otobüste, işyerinde her an saldırıya uğrama endişesi duymaktadırlar.
Orman yangınlarını bile ideolojikleştirme tutumu meyvelerini vermiştir. Manavgat’ta yangını söndürme çalışmalarına destek vermek isterlerken sadece yabancı oldukları için şüphe duyulan ve ardından jandarmanın müdahalesine rağmen vahşice saldırıya uğrayan iki kardeşin yaşadıkları toplum adına utanç duymayı gerektiren bir görüntü olmuştur. Şüphesiz bu linç kültürü kendiliğinden gelişmemiştir.
Ve işte Konya’nın Meram İlçesinden gelen katliam haberi de aynı hastalıklı ruh halinin bu ülke insanını nasıl kirlettiğini, zalimleştirdiğini ve canavara dönüştürdüğünü somut biçimde gözler önüne sermiştir. Bir arazi anlaşmazlığı şeklinde başlayan tartışmanın Kürt düşmanlığına evrilmesi ve aynı aileden 7 kişinin vahşice katledilmesine yol açması herkesi düşündürmeli, derinden sarsmalı, “nereye bu gidiş” sorusunu sordurmalıdır.
Olguları değil korkuları esas alan, adil ve mantıklı düşünme yerine fanatizme saplanmış bu halet-i ruhiyenin toplumu nereye sürükleyeceği bellidir. Irkçılık, yabancı düşmanlığı, göçmen karşıtlığı gibi duyguların tahriki üzerinden toplumun akıl sağlığını sakatlamaya, insani, vicdani değerlerini yitirip ülke insanını canavara dönüştürmeye çabalayanlar engellenmezse ve en temelde de milliyetçi hamaset terk edilip İslami ve insani değerler esas alınmazsa bu toplum her geçen gün biraz daha cinnet toplumu olmaya doğru sürüklenecektir.
Kaynak: Haksöz Haber
Bir arazi anlaşmazlığı şeklinde başlayan tartışmanın Kürt düşmanlığına evrilmesi ve aynı aileden 7 kişinin vahşice katledilmesine yol açması herkesi düşündürmeli, derinden sarsmalı, “nereye bu gidiş” sorusunu sordurmalıdır.
Ekli dosyayı görüntüle 10646
Özgür-Der Genel Merkezi yayınladığı basın açıklaması ile Konya’nın Meram ilçesinde meydana gelen ırkçı katliamı kınadı.
Basın açıklamasının tam metni:
Türkiye toplumunun akıl sağlığı yoğun bir tehditle karşı karşıya. Sanki doğal bir şekilde boy verdiği, toplumsal olayların gelişimine bağlı olarak ortaya çıktığı zannedilen ama hiç de doğal ve kendiliğinden gelişmediği bariz tepkiler, sistematik ve örgütlü kampanyalarla geniş kitleler sürekli biçimde gerilime sokulup, farklı kesimlere karşı kışkırtılıyor. Toplumsal sorunlar makul ve çözüm odaklı bir tarzda ele alınıp tartışılma yerine hedef alınan kesimler aleyhine bir düşmanlık ve kışkırtma unsuruna dönüştürülüyor. Sosyal medya aygıtının bir tezvirat ve tahrik merkezi fonksiyonu üstlenmesi ise adeta kontrol altına alınmaz bir yangın manzarası ortaya çıkarıyor.
Son günlerde göçmenler üzerinden dillendirilen söylemler bu hastalıklı ruh halinin bir cerahat gibi patlayıp ortalığa saçılmasına yol açtı. Ana muhalefet partisi liderinin başlattığı kampanya kısa bir süre içinde hiçbir insani, vicdani kaygının bulunmadığı; olgulara yönelik bir anlama çabasının ya da adalet eksenli bir yaklaşım tarzının zerresine bile rastlanmayan kapsamlı bir nefret söylemine dönüştü. Uzun bir müddettir iktidarın beka kavramı üzerinden beslediği milliyetçi atmosferin de katkısıyla geniş kitleler mantıklı değerlendirme yetisinden uzaklaşıp kâbuslar görmeye başladılar.
İşte göçmenleri hedef alan ve neredeyse tamamı asparagas haberlere, iftiralara dayanan karalama kampanyalarının beslediği kötülük zinciri ortadadır. Bu azgın kampanyalar nedeniyle yıllardır iç içe olduğumuz, ekmeğimizi, sevincimizi, derdimizi paylaştığımız muhacir kardeşlerimiz artık kendilerini rahat hissedememekte, sokakta, otobüste, işyerinde her an saldırıya uğrama endişesi duymaktadırlar.
Orman yangınlarını bile ideolojikleştirme tutumu meyvelerini vermiştir. Manavgat’ta yangını söndürme çalışmalarına destek vermek isterlerken sadece yabancı oldukları için şüphe duyulan ve ardından jandarmanın müdahalesine rağmen vahşice saldırıya uğrayan iki kardeşin yaşadıkları toplum adına utanç duymayı gerektiren bir görüntü olmuştur. Şüphesiz bu linç kültürü kendiliğinden gelişmemiştir.
Ve işte Konya’nın Meram İlçesinden gelen katliam haberi de aynı hastalıklı ruh halinin bu ülke insanını nasıl kirlettiğini, zalimleştirdiğini ve canavara dönüştürdüğünü somut biçimde gözler önüne sermiştir. Bir arazi anlaşmazlığı şeklinde başlayan tartışmanın Kürt düşmanlığına evrilmesi ve aynı aileden 7 kişinin vahşice katledilmesine yol açması herkesi düşündürmeli, derinden sarsmalı, “nereye bu gidiş” sorusunu sordurmalıdır.
Olguları değil korkuları esas alan, adil ve mantıklı düşünme yerine fanatizme saplanmış bu halet-i ruhiyenin toplumu nereye sürükleyeceği bellidir. Irkçılık, yabancı düşmanlığı, göçmen karşıtlığı gibi duyguların tahriki üzerinden toplumun akıl sağlığını sakatlamaya, insani, vicdani değerlerini yitirip ülke insanını canavara dönüştürmeye çabalayanlar engellenmezse ve en temelde de milliyetçi hamaset terk edilip İslami ve insani değerler esas alınmazsa bu toplum her geçen gün biraz daha cinnet toplumu olmaya doğru sürüklenecektir.
Rıdvan Kaya
Özgür-Der Genel Başkanı
Özgür-Der Genel Başkanı
Kaynak: Haksöz Haber