Puan
113
Çözümler
1
- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 17,084
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 47,196
- Puan
- 113
"eşimin bana ilk mesaj attığı günün yıldönümünü kutluyoruz", "sonunda borçlarımızı kapattık partisine davetlisiniz", "ilk kırışıklığımı gördüğüm günü anıyoruz".
ya da "komşumun gürültü yapmadığı günün yıldönümünü kutluyoruz" veya "zoom'da mikrofonum açık kalmadığı için şükran etkinliği"
özel gün enflasyonu yaşanıyor resmen.
kim neyi nasıl yapmak, nasıl yaşamak, hayatını nasıl sürdürüp ve bu dünyadan hangi koşullar ile gitmek ister buna biz karışamayız.
doğru bulamayız o ayrıdır, ama karışamayız. ha ben bütün bunların yanında ayrıca bir de erinirim.
zaten beni üzen kısmı da x bir kadının kafasında xl tütü ile gezmek istemesi falan değil.
bana ne!..
üzüldüğüm; anların değerini kavrayamadan, yarınların kaygısıyla bugünleri harcayıp sonra da "keşke" demenin ağırlığını taşıyor oluşumuz.
üzüldüğüm; dışarıdaki gürültüye o kadar alışmış olmamız ki, içimizdeki sessizliği bir türlü duyamıyor, kendimizle baş başa kalmaktan korkup sürekli bir kaçış arıyor oluşumuz.
üzüldüğüm; varoluşumuzun derinliklerinde yatan sorulara cevap bulmak yerine, yüzeydeki geçici heveslerle oyalanıp, ruhsal açlığımızı maddi tokluklarla bastırmaya çalışıyor oluşumuz.
üzüldüğüm; hayatın anlamını başkalarının gözünde arayıp, kendi gözlerimizle bakmayı unutuyor, iç sesimizi duymazdan gelip, dışarıdan gelen her sese kulak kabartıyor oluşumuz.
yoksa bana ne...
ezgi akgül, 1 eylül 2025
ankara
ya da "komşumun gürültü yapmadığı günün yıldönümünü kutluyoruz" veya "zoom'da mikrofonum açık kalmadığı için şükran etkinliği"
özel gün enflasyonu yaşanıyor resmen.
kim neyi nasıl yapmak, nasıl yaşamak, hayatını nasıl sürdürüp ve bu dünyadan hangi koşullar ile gitmek ister buna biz karışamayız.
doğru bulamayız o ayrıdır, ama karışamayız. ha ben bütün bunların yanında ayrıca bir de erinirim.
zaten beni üzen kısmı da x bir kadının kafasında xl tütü ile gezmek istemesi falan değil.
bana ne!..
üzüldüğüm; anların değerini kavrayamadan, yarınların kaygısıyla bugünleri harcayıp sonra da "keşke" demenin ağırlığını taşıyor oluşumuz.
üzüldüğüm; dışarıdaki gürültüye o kadar alışmış olmamız ki, içimizdeki sessizliği bir türlü duyamıyor, kendimizle baş başa kalmaktan korkup sürekli bir kaçış arıyor oluşumuz.
üzüldüğüm; varoluşumuzun derinliklerinde yatan sorulara cevap bulmak yerine, yüzeydeki geçici heveslerle oyalanıp, ruhsal açlığımızı maddi tokluklarla bastırmaya çalışıyor oluşumuz.
üzüldüğüm; hayatın anlamını başkalarının gözünde arayıp, kendi gözlerimizle bakmayı unutuyor, iç sesimizi duymazdan gelip, dışarıdan gelen her sese kulak kabartıyor oluşumuz.
yoksa bana ne...
ezgi akgül, 1 eylül 2025
ankara
