kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 945
- Tepkime puanı
- 2,388
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Nefsin Arzusuna Boyun Eğmemek
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“…Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder…” (Yusuf, 53)
Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:
En azılı düşmanın nefsindir.” (Aclûnî, Keşfü’l-hafâ, I, 143)
Nefsini seven kimse, hem Allah’ın hem de kendisinin düşmanını dost edinmiştir. Gerçekten nefis, emredildiğin şeye karşı gelir ve doğru olan Hak
yoldan yüz çevirir. Kendisini sevip uyan kimseyi ilk elde mahveder.
Ahmed Hadreveyh Belhî (ra) der ki;
Nefsimi her türlü riyâzet ve mücâhedelerle yenmiştim. Bir gün nefsim gazâya gitme isteği ile doldu, nefisten ibâdete dâir bir istek olmayacağını
bildiğim için bu duruma şaşırdım. Dedim ki; bu sözün altında acaba hangi hile var? Yoksa nefsim kendisine devamlı oruç tutturduğum için, artık
dayanacak gücü kalmadığından sefere çıkıp orucu bozmak mı istiyor? Bunun üzerine; “Ey nefis, bu sefere gitsem de orucumu bozmayacağım”
dedim. “Râzıyım, tamam” dedi. Bu sefer; “Yoksa gece namazına güç yetiremiyor da, seferde uyumak mı istiyor?” diye düşünerek; “Seferde gece
namazımı azaltmam, hazardaki gibi kılarım” dedim. O yine “tamam, râzıyım dedi.” Sonra; “Acaba bu sefere gitme sebebi insanlara karışma
isteğinden olmasın? Zira halvet ve uzleti tercih etmekteyim, acaba muradı insanlarla sohbet etmek mi?” diye düşündüm. Dedim ki; “Ey nefis bu
seferde nereye gidersem, harabelerde konaklayacağım ve hiç kimseyi göremeyeceksin.” O yine “râzıyım, olur” dedi. Artık nefse söyleyecek bir şey
bulamadım, Allah’a yalvarıp onun hilesini açığa vurması için tazarruda bulundum, sonunda Allah onun hilesi konusunda bana bilgi verdi. Anladım ki
bunu istemesinin sebebi, gazâda bir seferde ölmek ve bütün dünya halkının Ahmed Hadreveyh gazâda şöyle şehit oldu denmesini sağlamakmış.
Dedim ki; “Hem bu dünyada yaşarken münafıklık, hem de öldükten sonra ikiyüzlülük ayıplarıyla nefsi yaratan Allah’ı tesbih ederim. Nefis ne bu
dünyada, ne de ahrette İslam’ın hakîkatini istiyor.” O vakit dedim ki; “Ey nefs-i emmâre, Allah’a yemin olsun ki bu gazâya gitmiyorum ve sen ibâdet
ve tâat altında zünnâr bağlayacaksın. Burada yaptığım riyâzât ve mücâhedeleri de arttırıyorum.” (İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyân, 21.Cilt, Erkam Yay.
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Vâhid:
Tek olan, zatında, sıfatlarında, işlerinde, isimlerinde ve hükümlerinde asla şeriki, ortağı, benzeri, dengi olmayan.
Kısa Günün Kârı
Nefsini kötülüklerden arındırmış bir insan, mutlak sanatkârın, yâni Rabbin bir sanat hârikasıdır. Zirâ o, bütün cemâli tecellilerin makesidir.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“…Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder…” (Yusuf, 53)
Rasûlullah (sav) Efendimiz buyurdular:
En azılı düşmanın nefsindir.” (Aclûnî, Keşfü’l-hafâ, I, 143)
Nefsini seven kimse, hem Allah’ın hem de kendisinin düşmanını dost edinmiştir. Gerçekten nefis, emredildiğin şeye karşı gelir ve doğru olan Hak
yoldan yüz çevirir. Kendisini sevip uyan kimseyi ilk elde mahveder.
Ahmed Hadreveyh Belhî (ra) der ki;
Nefsimi her türlü riyâzet ve mücâhedelerle yenmiştim. Bir gün nefsim gazâya gitme isteği ile doldu, nefisten ibâdete dâir bir istek olmayacağını
bildiğim için bu duruma şaşırdım. Dedim ki; bu sözün altında acaba hangi hile var? Yoksa nefsim kendisine devamlı oruç tutturduğum için, artık
dayanacak gücü kalmadığından sefere çıkıp orucu bozmak mı istiyor? Bunun üzerine; “Ey nefis, bu sefere gitsem de orucumu bozmayacağım”
dedim. “Râzıyım, tamam” dedi. Bu sefer; “Yoksa gece namazına güç yetiremiyor da, seferde uyumak mı istiyor?” diye düşünerek; “Seferde gece
namazımı azaltmam, hazardaki gibi kılarım” dedim. O yine “tamam, râzıyım dedi.” Sonra; “Acaba bu sefere gitme sebebi insanlara karışma
isteğinden olmasın? Zira halvet ve uzleti tercih etmekteyim, acaba muradı insanlarla sohbet etmek mi?” diye düşündüm. Dedim ki; “Ey nefis bu
seferde nereye gidersem, harabelerde konaklayacağım ve hiç kimseyi göremeyeceksin.” O yine “râzıyım, olur” dedi. Artık nefse söyleyecek bir şey
bulamadım, Allah’a yalvarıp onun hilesini açığa vurması için tazarruda bulundum, sonunda Allah onun hilesi konusunda bana bilgi verdi. Anladım ki
bunu istemesinin sebebi, gazâda bir seferde ölmek ve bütün dünya halkının Ahmed Hadreveyh gazâda şöyle şehit oldu denmesini sağlamakmış.
Dedim ki; “Hem bu dünyada yaşarken münafıklık, hem de öldükten sonra ikiyüzlülük ayıplarıyla nefsi yaratan Allah’ı tesbih ederim. Nefis ne bu
dünyada, ne de ahrette İslam’ın hakîkatini istiyor.” O vakit dedim ki; “Ey nefs-i emmâre, Allah’a yemin olsun ki bu gazâya gitmiyorum ve sen ibâdet
ve tâat altında zünnâr bağlayacaksın. Burada yaptığım riyâzât ve mücâhedeleri de arttırıyorum.” (İsmail Hakkı Bursevî, Rûhu’l-Beyân, 21.Cilt, Erkam Yay.
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Vâhid:
Tek olan, zatında, sıfatlarında, işlerinde, isimlerinde ve hükümlerinde asla şeriki, ortağı, benzeri, dengi olmayan.
Kısa Günün Kârı
Nefsini kötülüklerden arındırmış bir insan, mutlak sanatkârın, yâni Rabbin bir sanat hârikasıdır. Zirâ o, bütün cemâli tecellilerin makesidir.