- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 15,741
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 42,764
- Puanları
- 113
Deneme kabini için sıra beklerken içeriden bir kadın çıktı. Onu bekleyen arkadaşına dönüp: "Nasıl olmuşum?" diye sordu.
"Çok yakıştı da kalçaların çok belli oldu sanki ya!" diye cevap verdi arkadaşı.
Yüzünde sinsi ve yapmacık bir gülümseme ile dönüp: "İşin sırrı orada," dedi arkadaşına.
Sonra kikirdeyip, uzun uzun yorum yapmaya devam ettiler.
Bu hayattaki en büyük gayesini ve mutluluk sebebini bir erkeğin onayına bağlayan bir kadındı karşımdaki, öfkelenemedim ona. Beyin kıvrımlarının değil vücut kıvrımlarının iş gördüğü bir çağda, çağa ayak uydurmuşlardı işte onlarda. Tuhaf gelmediler bana.
İnsanların cismine hangi urbayı layık gördüğü hiç umurumda olmadı bu zamana kadar. Ruhumuza giydirdiğimiz urbaların ve onların etiketlerinin peşinde koşup durdum diye belki de bilmiyorum, insanları da bu zamana kadar hiç giydikleri ile değerlendirmedim.
Kendi ruhuna yapıştırdığı etiketin ucuzluğundan dolayı üzüldüm diye mi bilmiyorum, gidip sarılmak istedim ona orada. "Seni böyle olduğun için sevdiğini iddia edenlerin sevgileri, seni asla sevilmeye layıkmışsın gibi hissettirmeyecek," demek istedim. Yapamadım tabii, adamı yolarlar.
İnsan kendi dükkanında hangi mal varsa vitrine ondan koymak istiyor, üzüldüm.
İnstagram'da sık sık karşılaştığımız "Bakın bunlar da benim kalçalarım, tanışın onlarla!" pozu bu bahsettiğim vitrine örnektir mesela. "Bakın göğüslerim de var aha bunlar da benim dudaklar biraz daha yaklaşayım mı ekrana tam görebildiniz mi?" pozunu da aynı vitrin kategorisinde değerlendirebilirsiniz.
Kendinde değerli bulduğun en önemli şey ne ise onu göstermek istersin insanlara, onu demek istiyorum yani. Beyin varsa beyin, yetenek varsa yetenek, güzel ahlak varsa güzel ahlak koyarsın ya da sadece bir ceset durur vitrininde.
Beyin kıvrımları yeterince gelişmemiş insanlar, vitrine koyacak bir şey bulamadıkları için vücut kıvrımlarına olması gerekenden daha fazla önem verirler bu yüzden.
Çünkü onaylanmaya, çünkü sevilmeye, çünkü değerli hissetmeye o kadar ihtiyacımız var ki hepimizin. En kestirme yolu ne ise bunun, onu bulmaya çalışıyoruz.
Fastfood gibi düşünün. Karnımız aç, zamanımız yok ve çok acil karnımızı doyuracak bir şey arıyor nefsimiz.
Kendimize yatırım yapmak zorundayız gerçekten dingin, mutlu, sağlıklı ve doymuş bir ruha sahip olmak istiyorsak kız kardeşlerim. Ve kendimize söylediğimiz aferinleri çoğaltmak zorundayız, aç ruhumuzu doyurmak uğruna sevgi dilenmemek için.
Başka türlüsü ziyan, zaman kaybı...
Vallahi...
Ezgi Akgül
7 Eylül Cumartesi 2024
"Çok yakıştı da kalçaların çok belli oldu sanki ya!" diye cevap verdi arkadaşı.
Yüzünde sinsi ve yapmacık bir gülümseme ile dönüp: "İşin sırrı orada," dedi arkadaşına.
Sonra kikirdeyip, uzun uzun yorum yapmaya devam ettiler.
Bu hayattaki en büyük gayesini ve mutluluk sebebini bir erkeğin onayına bağlayan bir kadındı karşımdaki, öfkelenemedim ona. Beyin kıvrımlarının değil vücut kıvrımlarının iş gördüğü bir çağda, çağa ayak uydurmuşlardı işte onlarda. Tuhaf gelmediler bana.
İnsanların cismine hangi urbayı layık gördüğü hiç umurumda olmadı bu zamana kadar. Ruhumuza giydirdiğimiz urbaların ve onların etiketlerinin peşinde koşup durdum diye belki de bilmiyorum, insanları da bu zamana kadar hiç giydikleri ile değerlendirmedim.
Kendi ruhuna yapıştırdığı etiketin ucuzluğundan dolayı üzüldüm diye mi bilmiyorum, gidip sarılmak istedim ona orada. "Seni böyle olduğun için sevdiğini iddia edenlerin sevgileri, seni asla sevilmeye layıkmışsın gibi hissettirmeyecek," demek istedim. Yapamadım tabii, adamı yolarlar.
İnsan kendi dükkanında hangi mal varsa vitrine ondan koymak istiyor, üzüldüm.
İnstagram'da sık sık karşılaştığımız "Bakın bunlar da benim kalçalarım, tanışın onlarla!" pozu bu bahsettiğim vitrine örnektir mesela. "Bakın göğüslerim de var aha bunlar da benim dudaklar biraz daha yaklaşayım mı ekrana tam görebildiniz mi?" pozunu da aynı vitrin kategorisinde değerlendirebilirsiniz.
Kendinde değerli bulduğun en önemli şey ne ise onu göstermek istersin insanlara, onu demek istiyorum yani. Beyin varsa beyin, yetenek varsa yetenek, güzel ahlak varsa güzel ahlak koyarsın ya da sadece bir ceset durur vitrininde.
Beyin kıvrımları yeterince gelişmemiş insanlar, vitrine koyacak bir şey bulamadıkları için vücut kıvrımlarına olması gerekenden daha fazla önem verirler bu yüzden.
Çünkü onaylanmaya, çünkü sevilmeye, çünkü değerli hissetmeye o kadar ihtiyacımız var ki hepimizin. En kestirme yolu ne ise bunun, onu bulmaya çalışıyoruz.
Fastfood gibi düşünün. Karnımız aç, zamanımız yok ve çok acil karnımızı doyuracak bir şey arıyor nefsimiz.
Kendimize yatırım yapmak zorundayız gerçekten dingin, mutlu, sağlıklı ve doymuş bir ruha sahip olmak istiyorsak kız kardeşlerim. Ve kendimize söylediğimiz aferinleri çoğaltmak zorundayız, aç ruhumuzu doyurmak uğruna sevgi dilenmemek için.
Başka türlüsü ziyan, zaman kaybı...
Vallahi...
Ezgi Akgül
7 Eylül Cumartesi 2024