kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 916
- Tepkime puanı
- 2,374
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Namazı Cemaatle Kılmak
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Allâh, kendi yolunda birbirine kenetlenmiş, kurşunlar perçinlenmiş, müstahkem bir binâ gibi saf bağlayarak mücâdele eden kimseleri sever.” (Saff, 4)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“…Cemaat hâlinde olmanızı ve ayrılığa düşüp dağılmaktan şiddetle kaçınmanızı isterim. Zirâ şeytan, yalnız başına yaşayan kimselerle beraberdir. İki kişi de
olsa, beraber yaşayanlardan ise uzaktır. Cennetin ortasında bulunmak isteyen kimse, cemaate devam etsin…” (Tirmizî, Fiten, 7/2165)
Yezîd bin Âmir (ra) anlatıyor:
“Allâh Rasûlü namaz kılarken yanına varmıştım. Oturdum ve cemaate iştirâk etmedim. Efendimiz namazdan sonra bize doğru dönünce, kenarda oturduğumu gördü:
“–Ey Yezîd, sen müslüman olmadın mı?” buyurdu.
“–Oldum yâ Rasûlallâh!” dedim.
“–Öyleyse cemaate katılmaktan seni alıkoyan nedir?” buyurdu.
“–Sizin namazı kılmış olduğunuzu zannederek evimde kılmıştım.” dedim. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz:
“–Şâyet namaza gelir de insanları namazda bulursan, onlarla birlikte kıl. Eğer daha önceden namazını kılmış isen, bu senin için nâfile olur. Evde kıldığın da farz
yerine geçer.” buyurdu.” (Ebû Dâvûd, Salât, 56/577)
Allâh Rasûlü (sav)’in, vefâtına sebep olan hastalığı esnâsında bile titizlik gösterdiği en mühim hususlardan biri de cemaatle namaz olmuştur. Hazret-i Enes’in
bildirdiğine göre Fahr-i Kâinât Efendimiz, hastalığının sâdece son üç gününde cemaatle namaza iştirâk edememiştir. (Buhârî, Ezân, 46)
Kısa Günün Kârı
İctimâî terbiye, İslâm’ın en mühim esaslarından biridir. Müslümanın ilk ictimâî terbiyesi de cemaatle namaz kılmaktan başlar. Tevhîd üzerine binâ edilen İslâm
toplumunda birlik ve beraberlik duygusunu perçinleyen en mühim sâlih amel, işte budur. Nerede cemaatle namaz kılınıyorsa, orada İslâm’ın rûhî ve ictimâî
yapısı idrâk edilmeye başlanmış demektir.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“Allâh, kendi yolunda birbirine kenetlenmiş, kurşunlar perçinlenmiş, müstahkem bir binâ gibi saf bağlayarak mücâdele eden kimseleri sever.” (Saff, 4)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“…Cemaat hâlinde olmanızı ve ayrılığa düşüp dağılmaktan şiddetle kaçınmanızı isterim. Zirâ şeytan, yalnız başına yaşayan kimselerle beraberdir. İki kişi de
olsa, beraber yaşayanlardan ise uzaktır. Cennetin ortasında bulunmak isteyen kimse, cemaate devam etsin…” (Tirmizî, Fiten, 7/2165)
Yezîd bin Âmir (ra) anlatıyor:
“Allâh Rasûlü namaz kılarken yanına varmıştım. Oturdum ve cemaate iştirâk etmedim. Efendimiz namazdan sonra bize doğru dönünce, kenarda oturduğumu gördü:
“–Ey Yezîd, sen müslüman olmadın mı?” buyurdu.
“–Oldum yâ Rasûlallâh!” dedim.
“–Öyleyse cemaate katılmaktan seni alıkoyan nedir?” buyurdu.
“–Sizin namazı kılmış olduğunuzu zannederek evimde kılmıştım.” dedim. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz:
“–Şâyet namaza gelir de insanları namazda bulursan, onlarla birlikte kıl. Eğer daha önceden namazını kılmış isen, bu senin için nâfile olur. Evde kıldığın da farz
yerine geçer.” buyurdu.” (Ebû Dâvûd, Salât, 56/577)
Allâh Rasûlü (sav)’in, vefâtına sebep olan hastalığı esnâsında bile titizlik gösterdiği en mühim hususlardan biri de cemaatle namaz olmuştur. Hazret-i Enes’in
bildirdiğine göre Fahr-i Kâinât Efendimiz, hastalığının sâdece son üç gününde cemaatle namaza iştirâk edememiştir. (Buhârî, Ezân, 46)
Kısa Günün Kârı
İctimâî terbiye, İslâm’ın en mühim esaslarından biridir. Müslümanın ilk ictimâî terbiyesi de cemaatle namaz kılmaktan başlar. Tevhîd üzerine binâ edilen İslâm
toplumunda birlik ve beraberlik duygusunu perçinleyen en mühim sâlih amel, işte budur. Nerede cemaatle namaz kılınıyorsa, orada İslâm’ın rûhî ve ictimâî
yapısı idrâk edilmeye başlanmış demektir.