kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 916
- Tepkime puanı
- 2,374
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Müslümanın Gece Hayatı
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
bismillahirrahmanirrahim
“Şüphesiz gece kalkışı, (kalp ve uzuvlar arasında) tam bir uyuma ve sağlam bir kırata daha elverişlidir. Zira gündüz vakti, sana uzun bir meşguliyet var. Rabbinin adını an. Bütün varlığınla O’na yönel.” (Müzemmil, 6-8)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Geceleyin öyle bir zaman vardır ki, müslüman bir kimse o zamana rastlayıp Allah’tan dünya ve âhirete dair hayırlı bir şey dilerse, Allah ona dilediğini verir. Bu
her gece böyledir.” (Müslim, Müsâfirîn 166, 167)
Gecenin sükûn ve bediî manzarasının câzibesi ve sırları, onu ibâdet ve tefekkürde derinleşerek geçirenlere âiddir. Bu sırra sahip olan kulların kalbî âlemleri, ulvî
hasletlerle yerler ve gökler kadar genişleyip nice ilâhî tecellîlere makes olur ve yalnız ahlâk-ı ilâhî libâsına bürünürler.
Gündüz, gecenin sıhhî istirâhatini lâyıkıyla vermekten uzaktır. Gecelerin ictimâî ve ahlâkî bakımlardan da te'sîrleri meydandadır. Gecelerin feyzinden istifâdeyi
bilmeyenler gündüze yorgun, uyuşuk çıkmakla gündüzün bereketinden mahrum kalır. Gecelerin nîmetini bilmeyenler için gündüzün hayrını düşünmek
mümkün değildir. Sabahın selâmetini elde etmek isteyen her insan, ilâhî ve mânevî manzaralara girebilmek için, gecesini gâyeli kullanmak mecbûriyetindedir.
Hayâtı gün ve gece periyodu içinde görmek, ayrı bir ilâhî ihtişam ve ibret levhasıdır. Bir mü'minin gecesini tamâmen uykuda harcayarak ilâhî feyz ve
rûhâniyetten mahrum kalması, geceleri bir heykel donukluğu içinde uykuya kurban etmesi büyük bir hüsrandır. Zîrâ bizler, fânî lezzetleri ellerinden alınacak
âhiret yolcularıyız. Bir yaz bulutu hâlinde gelip geçen dünyâ hayâtı, âhiret endişesi olmadan yaşanıyor ise bu, gündüzü akşamsız telâkkî etmekten başka bir
şey değildir. (Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 168. Sayı, Sayfa 28)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Cebbâr: Dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olan, mutlak iradesini her durumda yürüten, her güçlüğü kolaylaştıran, mahluklarının işlerini ıslâh eden;
mahluklarının ihtiyaçlarını gideren, yaşama ve rızık sebeplerini sağlayan; kırılanları onaran, eksikleri tamamlayan, düzeni bozulan her şeyi tanzim eden demektir.
Kısa Günün Kârı
"Geceyi ihya" denilmiş İslam ıstılahında gece hayatına... Geceyi diriltenlere ne mutlu.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
bismillahirrahmanirrahim
“Şüphesiz gece kalkışı, (kalp ve uzuvlar arasında) tam bir uyuma ve sağlam bir kırata daha elverişlidir. Zira gündüz vakti, sana uzun bir meşguliyet var. Rabbinin adını an. Bütün varlığınla O’na yönel.” (Müzemmil, 6-8)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Geceleyin öyle bir zaman vardır ki, müslüman bir kimse o zamana rastlayıp Allah’tan dünya ve âhirete dair hayırlı bir şey dilerse, Allah ona dilediğini verir. Bu
her gece böyledir.” (Müslim, Müsâfirîn 166, 167)
Gecenin sükûn ve bediî manzarasının câzibesi ve sırları, onu ibâdet ve tefekkürde derinleşerek geçirenlere âiddir. Bu sırra sahip olan kulların kalbî âlemleri, ulvî
hasletlerle yerler ve gökler kadar genişleyip nice ilâhî tecellîlere makes olur ve yalnız ahlâk-ı ilâhî libâsına bürünürler.
Gündüz, gecenin sıhhî istirâhatini lâyıkıyla vermekten uzaktır. Gecelerin ictimâî ve ahlâkî bakımlardan da te'sîrleri meydandadır. Gecelerin feyzinden istifâdeyi
bilmeyenler gündüze yorgun, uyuşuk çıkmakla gündüzün bereketinden mahrum kalır. Gecelerin nîmetini bilmeyenler için gündüzün hayrını düşünmek
mümkün değildir. Sabahın selâmetini elde etmek isteyen her insan, ilâhî ve mânevî manzaralara girebilmek için, gecesini gâyeli kullanmak mecbûriyetindedir.
Hayâtı gün ve gece periyodu içinde görmek, ayrı bir ilâhî ihtişam ve ibret levhasıdır. Bir mü'minin gecesini tamâmen uykuda harcayarak ilâhî feyz ve
rûhâniyetten mahrum kalması, geceleri bir heykel donukluğu içinde uykuya kurban etmesi büyük bir hüsrandır. Zîrâ bizler, fânî lezzetleri ellerinden alınacak
âhiret yolcularıyız. Bir yaz bulutu hâlinde gelip geçen dünyâ hayâtı, âhiret endişesi olmadan yaşanıyor ise bu, gündüzü akşamsız telâkkî etmekten başka bir
şey değildir. (Osman Nuri Topbaş, Altınoluk Dergisi, 168. Sayı, Sayfa 28)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
el-Cebbâr: Dilediğini zorla yaptırmaya muktedir olan, mutlak iradesini her durumda yürüten, her güçlüğü kolaylaştıran, mahluklarının işlerini ıslâh eden;
mahluklarının ihtiyaçlarını gideren, yaşama ve rızık sebeplerini sağlayan; kırılanları onaran, eksikleri tamamlayan, düzeni bozulan her şeyi tanzim eden demektir.
Kısa Günün Kârı
"Geceyi ihya" denilmiş İslam ıstılahında gece hayatına... Geceyi diriltenlere ne mutlu.