
Müslüman her yönüyle örnek olmalıdır
Yaşar Süngü, müslümanların yaşayış biçimi ve karakterleriyle, düşmanlarına bile örnek olarak onların saygısını kazanmasının önemini, nefis terbiyesini ve ahlaki yaklşımı, Hz. Peygamber (sav) ve diğer örnek şahsiyetler üzerinden aktarıyor
Yaşar Süngü/Yeni Şafak
Düşmanınla aran nasıl
1789 büyük Fransız ihtilâlinin fikrî temellerini hazırlayanlardan biri olan filozof La Fayette, meşhûr “İnsan Hakları Beyannâmesi” yayınlanmadan, bütün hukuk sistemlerini incelemiş ve Vedâ Hutbesi’nde yer alan adâlet ve insanlık prensiplerini öğrenince şunları söylemiş:
“Ey şanlı Muhammed! Adâlette öyle bir zirveye ulaşmışsın ki, kimsenin o seviyeyi aşması bugüne kadar mümkün olamamış ve bundan sonra da olamayacaktır!..”.
Vedâ Hutbesi, aynı zamanda bir “İnsan Hakları Beyannâmesi”dir.
Öyle adil olacaksın ki düşmanın bile seni takdir edecek.
**
Dört büyük melekten biri olan Cebrâil, İbrâhîm peygamber ateşe atıldığında ona daha ateşin içine düşmeden havada kavuşarak sordu: “Bir ihtiyacın var mı?”.
-“Sana bir ihtiyacım yok”.
- “O zaman Allah’tan, seni ateşten kurtarmasını iste”.
-“Hâlimi bilmesi bana yeter. Tekrar istemeye gerek yok”.
Kime güveneceğini iyi seçeceksin.
**
Bâyezîd-i Bistâmî, bir yolculuğu esnasında mola vererek bir ağaç altında yemek yemiş, sonra yoluna devam etmişti.
Epey bir müddet sonra torbasının üzerinde dolaşan bir karınca gördüğünde çok üzüldü.
Onu vatanından ayırmış olmanın derin hüznü içerisinde derhal geri döndü ve yemek yediği mekâna varıp o karıncayı yerine bıraktı.
**
Bahâüddin Nakşibend yıllarca hasta ve bakıma muhtaç insanlara hizmet etti ve insanların geçeceği yolları temizledi.
Daha sonra bütün zamanını sahipsiz ve yaralı hayvanlara hizmet ederek geçirdi.
**
Mevlâna dergâhtaki sohbeti esnâsında bir sarhoş içeri girdi.
Dervişler onu inciterek dışarı çıkarmak istediler.
Mevlânâ, talebelerine kızdı:
“-Şarabı o içmiş, siz sarhoş olmuşsunuz!”.
Mevlânâ, her insanın içinde mevcut olan farklı özellikler için: “İnsanın iç dünyası bir ormana benzer. Orada hayır ve şerrin her çeşidi bulunur.” Diyor.
Önce insan olacaksın.
**
İmâm Gazâlî insanı süvârîye benzetiyor: “Nefs, rûhun bineğidir. Eğer insan, nefsin dizginlerini salıverir ve onun gittiği istikâmete kendini bırakırsa sonu uçurumdur, nefsini öldürmeye çalışırsa bineksiz kalır.
Yerken içerken, eğlenirken, okurken, gezerken, konuşurken, bir eşyayı satın alırken veya bir şeyler satarken iradeni kullanacaksın.
**
Mekke’nin fethinde tek bir kişi bile ölmedi. Umûmî af îlân edildi ve Mekke halkından ganîmet olarak hiçbir şey alınmadı.
Safvân bin Ümeyye Mekke’nin zenginlerinden idi ama müşrikti.
Hz Muhammed bir savaş öncesinde kendisine uğradı: “Safvân! Sende silah var mı?” dedi.
Safvân:“Ödünç olarak mı, yoksa gasp mı?” dedi.
Allah Rasûlü (sav): “Hayır, gasp değil, ödünç istiyorum” buyurdu.
Safvân, otuz kırk kadar zırhı ödünç olarak verdi.
Rasûlullah (sav) Huneyn Gazâsı’na çıktı. Savaştan dönüşte, Safvân’ın zırhları toplandı, ama onlardan bazıları kaybolmuştu.
Rasûlullah (sav), Safvân’a: “Zırhların bir kısmını kaybettik. Onların bedelini ödesek olur mu?” diye sordu.
Safvân, zırhları kafir iken ödünç vermişti ancak bu olayın ardından Müslüman oldu.
Düşmanınla aran nasıl olursa olsun hukuktan ayrılmayacaksın.
Gönülleri fethetmenin en etkin silahı başkalarının hak ve hukuklarına saygıdır.
Hukuk, güçlünün silahı değil zayıfın silahıdır.
**
Şöyle bir kıssa nakledilir:
Dükkânı şehrin çıkış kapısında bulunan bir bakkal varmış.
O kapıdan ne zaman bir cenâze çıksa yanında bulundurduğu testiye bir meyve çekirdeği atar ve bir ay sonra da onları sayarak:
“–Bu ay şu kadar kişi testiye düştü!” dermiş.
Ecel tokmağı bir gün onun da kapısını çalmış.
Ölümünden habersiz bir dostu kendisini ziyârete gelmiş.
Onu göremeyince de komşularına sormuş.
Oradakiler de şu cevabı vermişler:
“–O da testiye düştü!..”
Gelecekle ilgili hedeflerini sık sık gözden geçir.
Seni insanlıktan uzaklaştıracak hedefleri ele
Sonraya bırakma.
Testiye düşmeden yapmak istediklerini erteleme.
**
İnsanı ve inançları sorgulayan Hintli oyuncu ve yönetmen Aamir Khan ne diyordu bir filminde; "İncil 'sev' dedi, Tevrat 'yaşat' dedi, Kur'an 'oku' dedi. Hristiyan sevmedi, Yahudi yaşatmadı, Müslüman okumadı."
Bugünkü yamuk dünyanın fotoğrafıdır bu.