Puan
113
Çözümler
1
- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 17,073
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 47,147
- Puan
- 113
Adını bile bilmeden günlerce onu aradım. Dağ köylerine gittim, iz sürdüm, sorup soruşturdum ama yoktu. Yanında çalıştığı kişiler ona işkence etmişti. Bildiğim tek şey buydu.
Günler sonra başka bi Afgan çoban sayesinde ulaştım ona.
Abdullah. Henüz 15 yaşında.
Babası felç geçirince evin ve iki kız kardeşinin sorumluluğu ona kalmış. Sonra herkes gibi o da göç yoluna çıkmış.
Türkiye’ye varmak için iki ay yol yürümüş.
Hatta kaçakçılara 1600 dolar borçlanmış bu uğurda.
“Sınırı geçtiğimde Van’ın dışına çıkarsam yakalanıp geri gönderileceğimi söylediler. Bu yüzden Van’da iş aradım. Köyde karşılaştığım bir adam benden hayvanlarına bakmamı istedi. Aylık 5 bin TL’ye anlaştık. Bunun çok az olduğunu biliyordum ama başka çarem yoktu, en azından karnım doyardı.
Gün geçtikçe işim zorlaşıyordu. Kazandığım paranın az olduğunu söyleyince sürü sahibi telefonumu alıp beni geceleri ahıra kilitlemeye başladı.”
Nereye gideceğini, kime güveneceğini bilemeyen Abdullah, bu işkenceye boyun eğmek zorunda kalmış. Bir ay boyunca ahırda tutulmuş. Ta ki başka bir Afgan çobanın yardımıyla kaçana dek.
“Bu defa başka birinin yanına gittim. Yeni adam, “Aylık 6 bin TL,” dedi ama en azından beni kilitlemezler diye düşündüm ama bu defa da sabah 4’ten gece 11’e kadar çalışıyordum.
Yorgunluktan bayılacak gibi oluyordum. Sürü sahibi 1000 koyuna bakmamı istiyordu. Bu kadar çalıştırıp paramı da vermeyince ağlayıp babam hasta dedim ama bana kızıp ayaklarına kapanmamı istedi. ‘Sen benim kölemsin, secde et’ diye zorluyordu beni. Her itiraz ettiğimde ona secde etmemi söylüyordu.
Önünde eğilirken başımın ayakkabılarına değmesini istiyordu.
Oradan da kaçmayı düşündüm. Ben kaçış planları yaparken bir haber geldi. Benden önce onlar için çalışan ve gizlice kaçıp giden Afgan çobanın barajda cesedi bulunmuştu. İyice korkmuştum. Afgan’ın kafasında mermi izleri varmış.”
Abdullah bu yüzden üç ay boyunca her gece sessizce ağlayarak uyumuş.
Yakalanıp geri gönderilmeyi bile istemiş. Ama orada onu bekleyen aç bir anne, çaresiz bir baba ve küçük iki kız kardeş var. Ve hâlâ ödenmemiş 1600 dolar borç.
Abdullah’a ne hissediyorsun diye sorduğumda, “hiçbir şey” dedi ve ekledi:
“Zor olacağını biliyordum ama Müslüman bir ülkede bunları yaşayacağımı tahmin edememiştim.”
Günler sonra başka bi Afgan çoban sayesinde ulaştım ona.
Abdullah. Henüz 15 yaşında.
Babası felç geçirince evin ve iki kız kardeşinin sorumluluğu ona kalmış. Sonra herkes gibi o da göç yoluna çıkmış.
Türkiye’ye varmak için iki ay yol yürümüş.
Hatta kaçakçılara 1600 dolar borçlanmış bu uğurda.
“Sınırı geçtiğimde Van’ın dışına çıkarsam yakalanıp geri gönderileceğimi söylediler. Bu yüzden Van’da iş aradım. Köyde karşılaştığım bir adam benden hayvanlarına bakmamı istedi. Aylık 5 bin TL’ye anlaştık. Bunun çok az olduğunu biliyordum ama başka çarem yoktu, en azından karnım doyardı.
Gün geçtikçe işim zorlaşıyordu. Kazandığım paranın az olduğunu söyleyince sürü sahibi telefonumu alıp beni geceleri ahıra kilitlemeye başladı.”
Nereye gideceğini, kime güveneceğini bilemeyen Abdullah, bu işkenceye boyun eğmek zorunda kalmış. Bir ay boyunca ahırda tutulmuş. Ta ki başka bir Afgan çobanın yardımıyla kaçana dek.
“Bu defa başka birinin yanına gittim. Yeni adam, “Aylık 6 bin TL,” dedi ama en azından beni kilitlemezler diye düşündüm ama bu defa da sabah 4’ten gece 11’e kadar çalışıyordum.
Yorgunluktan bayılacak gibi oluyordum. Sürü sahibi 1000 koyuna bakmamı istiyordu. Bu kadar çalıştırıp paramı da vermeyince ağlayıp babam hasta dedim ama bana kızıp ayaklarına kapanmamı istedi. ‘Sen benim kölemsin, secde et’ diye zorluyordu beni. Her itiraz ettiğimde ona secde etmemi söylüyordu.
Önünde eğilirken başımın ayakkabılarına değmesini istiyordu.
Oradan da kaçmayı düşündüm. Ben kaçış planları yaparken bir haber geldi. Benden önce onlar için çalışan ve gizlice kaçıp giden Afgan çobanın barajda cesedi bulunmuştu. İyice korkmuştum. Afgan’ın kafasında mermi izleri varmış.”
Abdullah bu yüzden üç ay boyunca her gece sessizce ağlayarak uyumuş.
Yakalanıp geri gönderilmeyi bile istemiş. Ama orada onu bekleyen aç bir anne, çaresiz bir baba ve küçük iki kız kardeş var. Ve hâlâ ödenmemiş 1600 dolar borç.
Abdullah’a ne hissediyorsun diye sorduğumda, “hiçbir şey” dedi ve ekledi:
“Zor olacağını biliyordum ama Müslüman bir ülkede bunları yaşayacağımı tahmin edememiştim.”
