kervan
Aktif Üye
- Katılım
- 2 Haz 2020
- Mesajlar
- 916
- Tepkime puanı
- 2,374
- Puanları
- 93
- Cinsiyet
Mü’min Kardeşimiz İçin İstiğfâr
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“O, günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, azabı çetin, lütuf sahibi Allah'tandır ki. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur, dönüş ancak O'nadır.” (Mü’min, 3)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Her insan hatâ yapabilir. Fakat hatâ yapanların en hayırlısı çokça tevbe edendir.” (Tirmizî, Kıyâmet, 49/2499; İbn-i Mâce, Zühd, 30)
Mü’minlerin; tevbe, istiğfar ve dua hususunda birbirleriyle yardımlaşmalarına dair güzel bir misali Yezid bin Esam şöyle anlatır:
“Şam ehlinden güçlü kuvvetli, nüfuz sahibi bir kimse vardı. Zaman zaman Hz. Ömer’in yanına gelirdi. Bir ara Ömer (ra) o kimseyi göremez oldu. Çevresindekilere:
“–Falan zât ne yapıyor, artık görünmez oldu?” dedi.
“–Ey Mü’minlerin Emîri! O kendisini şaraba verdi” dediler. Hz. Ömer hemen kâtibini çağırarak:
“–Yaz! Ömer bin Hattâb’dan falan kimseye... Sana selâm olsun! Kendisinden başka ilâh olmayan, günahları bağışlayan, tevbeleri kabul eden, azabı
çetin ve ihsânı bol olan Allah’a hamd ederim. O’ndan başka hiçbir ilah yoktur, dönüş ancak O’nadır.”
Ömer (ra) mektubu yazdırdıktan sonra arkadaşlarına dönerek:
“–Allah’a yönelmesi ve Allah’ın tevbesini kabul buyurması için kardeşinize dua ediniz” dedi.
O zât Hz. Ömer’in mektubunu alınca “Allah günahları bağışlayan, tevbeleri kabul eden, azabı çetin olan” cümlesini tekrar tekrar okudu:
“–Allah beni hem azabı ile korkutmuş, hem de günahlarımı affedeceğini vaat etmiş” diyerek ağladı ve güzelce tevbe etti. Hz. Ömer bunu haber alınca arkadaşlarına:
“–İşte böyle yapınız! Bir kardeşinizin yoldan çıktığını, günaha saplandığını gördüğünüzde onu doğru yola getirmeye, Allah’ın affına güvendirmeye
çalışınız. Tevbesini kabul buyurması için de Allah’a dua ediniz. Kendisine beddua ederek aleyhinde şeytana yardımcı olmayınız» dedi.” (İbn-i Kesir, Tefsir, IV, 76; Ebû Nuaym, Hilye, IV, 97-98)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
es-Samed:
Her şeyin kendisine muhtaç olduğu, Kendisinin hiçbir şeye ve hiçbir kimseye muhtaç olmadığı, hâcetlerin, ıstırapların giderilmesi için başvurulacak
yegâne merci, arzu ve ihtiyaçları sebebiyle her varlığın kendisine yöneldiği tek varlık demektir.
Kısa Günün Kârı
Kur’ân-ı Kerîm’de, bütün Müslümanların birbirlerini kardeş bileceği ve dâimâ sonra gelenlerin önceki kardeşleri için Allah’tan af dileyeceğini bizlere
ifade edilmiştir. Mü’minler, tevbe ve istiğfar ve dua hususunda birbirleriyle yardımlaşmalıdırlar.
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
Bismillahirrahmanirrahim
“O, günahı bağışlayan, tevbeyi kabul eden, azabı çetin, lütuf sahibi Allah'tandır ki. O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur, dönüş ancak O'nadır.” (Mü’min, 3)
Rasûlullah (sav) efendimiz buyurdular:
“Her insan hatâ yapabilir. Fakat hatâ yapanların en hayırlısı çokça tevbe edendir.” (Tirmizî, Kıyâmet, 49/2499; İbn-i Mâce, Zühd, 30)
Mü’minlerin; tevbe, istiğfar ve dua hususunda birbirleriyle yardımlaşmalarına dair güzel bir misali Yezid bin Esam şöyle anlatır:
“Şam ehlinden güçlü kuvvetli, nüfuz sahibi bir kimse vardı. Zaman zaman Hz. Ömer’in yanına gelirdi. Bir ara Ömer (ra) o kimseyi göremez oldu. Çevresindekilere:
“–Falan zât ne yapıyor, artık görünmez oldu?” dedi.
“–Ey Mü’minlerin Emîri! O kendisini şaraba verdi” dediler. Hz. Ömer hemen kâtibini çağırarak:
“–Yaz! Ömer bin Hattâb’dan falan kimseye... Sana selâm olsun! Kendisinden başka ilâh olmayan, günahları bağışlayan, tevbeleri kabul eden, azabı
çetin ve ihsânı bol olan Allah’a hamd ederim. O’ndan başka hiçbir ilah yoktur, dönüş ancak O’nadır.”
Ömer (ra) mektubu yazdırdıktan sonra arkadaşlarına dönerek:
“–Allah’a yönelmesi ve Allah’ın tevbesini kabul buyurması için kardeşinize dua ediniz” dedi.
O zât Hz. Ömer’in mektubunu alınca “Allah günahları bağışlayan, tevbeleri kabul eden, azabı çetin olan” cümlesini tekrar tekrar okudu:
“–Allah beni hem azabı ile korkutmuş, hem de günahlarımı affedeceğini vaat etmiş” diyerek ağladı ve güzelce tevbe etti. Hz. Ömer bunu haber alınca arkadaşlarına:
“–İşte böyle yapınız! Bir kardeşinizin yoldan çıktığını, günaha saplandığını gördüğünüzde onu doğru yola getirmeye, Allah’ın affına güvendirmeye
çalışınız. Tevbesini kabul buyurması için de Allah’a dua ediniz. Kendisine beddua ederek aleyhinde şeytana yardımcı olmayınız» dedi.” (İbn-i Kesir, Tefsir, IV, 76; Ebû Nuaym, Hilye, IV, 97-98)
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri)
es-Samed:
Her şeyin kendisine muhtaç olduğu, Kendisinin hiçbir şeye ve hiçbir kimseye muhtaç olmadığı, hâcetlerin, ıstırapların giderilmesi için başvurulacak
yegâne merci, arzu ve ihtiyaçları sebebiyle her varlığın kendisine yöneldiği tek varlık demektir.
Kısa Günün Kârı
Kur’ân-ı Kerîm’de, bütün Müslümanların birbirlerini kardeş bileceği ve dâimâ sonra gelenlerin önceki kardeşleri için Allah’tan af dileyeceğini bizlere
ifade edilmiştir. Mü’minler, tevbe ve istiğfar ve dua hususunda birbirleriyle yardımlaşmalıdırlar.