- Katılım
- 3 Mar 2021
- Mesajlar
- 7,675
- Tepkime puanı
- 24,722
- Puanları
- 113
- Konum
- Siirt
- Burç
- Akrep
- Memleket
- Siirt
- Cinsiyet
- Takım
Altılı masa dağıldı mı tekrar bir araya mı geldi tartışması devam ederken masa içindeki muhafazakarların hali düşündürücü bir tabloya işaret ediyor.
HAKSÖZ HABER
Altılı masa, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “masa notere döndü” çıkışından sonra dağılma yoluna girmişti. Bugün yaşanan gelişmeler ile oldukça ilginç “çözüm” önerileri sunuluyor ve tekrar bir araya gelmesi ihtimali oldukça yüksek. Herhalde parlamentodaki herkese "cumhurbaşkanı yardımcılığı" verilecek...
Politik zeminin “normal insanların” anlamayacağı kadar bataklığa dönmüş olan riyakarlık seviyesinde bir araya gelmesi mümkün olmayanlar bir araya gelebiliyor. Bu durum AK Parti, MHP için de geçerli tabi…
Siyasi ittifaklar kurulurken çözülmeler de gerçekleşiyor ve kimlik, ahlak merkezli siyaset üretmek hayal haline geliyor. İşin en utanç verici tarafı ise altılı masa içindeki muhafazakar partilerin Akşener ve Kılıçdaroğlu’nu bir araya getirmek için gösterdikleri çaba ile ortaya çıkıyor.
Gelecek Partili Selçuk Özdağ “Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı fikri bizim fikrimizdi” derken gözleri doluyor. Şirin Payzın ise ağzı kulaklarında “Davutoğlu’nun ve Babacan’ın iki gündür uyumadıklarını biliyoruz” diyerek yeni ortaklarının “hakkını teslim” ediyor.
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Pehlivan "Saadet Partisi, Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığının ilanı için Beraat Kandili olan 6 Mart'ı bilerek istedi." sözleriyle Saadet Partisi’nin durduğu yeri belirtmiş oluyor. Pehlivan’ın Beraat Kandili vaazı bununla sınırlı da değil sözlerini şöyle sürdürüyor:
"O gün amel defterlerin yeniden yazıldığı gün olduğu için bilerek seçmişler."
Saadet Partisi zaten uzun yıllardır dindar-muhafazakar kesimlerle mesafeli bir yerde duruyor. Ancak AK Parti’den ayrılarak kurdukları partilerle Davutoğlu ve Babacan daha farklı bir konumlanış seçebilirlerdi. AK Parti'’den ayrılma veya uzaklaştırılma süreçlerinde yaşananlar vicdan sahibi olan herkesi rahatsız etmişti. Bugün gelinen nokta ise siyasi ihtiras ve hırsların insanları nereye kadar düşürebileceğini gösteriyor.
Ekli dosyayı görüntüle ssstwitter-com-1678118722544.mp4
Geçmişten bu yana sol-seküler kesimlerin ideolojik saiklerle her türlü yalan, yasak, dayatmaya başvurarak AK Parti ile giriştikleri “mücadele” bugün artık muhafazakar arkadaşlarının mihmandarlığı sayesinde devam ediyor. Saadet Partisi önünde toplanan muhalif gruplar İzmir Marşı'nı söylüyorlar... Muhafazakar siyasetçiler bu marşa alışsa iyi olur zira masada sadece bir dekor olarak duruyorlar, tabloya kimin rengini verdiği ise apaçık ortada!
Ekli dosyayı görüntüle ssstwitter-com-1678115933174.mp4
Şu vasatta Gelecek ve DEVA'nın AK Parti'ye yönelik -bir kısmı haklı olan- eleştirilerini meşru bir zeminde dile getirmeleri mümkün değildir. Sözün özü, birbiriyle kavga eden ittifakın iki büyük ortağını bir araya getirmek için gözyaşı dökenlerin, Beraat Kandili’ni buna vesile kılanların hali yemeğin üzerine konan sinek kadar mide bulandırıcıdır!
HAKSÖZ HABER
Altılı masa, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in “masa notere döndü” çıkışından sonra dağılma yoluna girmişti. Bugün yaşanan gelişmeler ile oldukça ilginç “çözüm” önerileri sunuluyor ve tekrar bir araya gelmesi ihtimali oldukça yüksek. Herhalde parlamentodaki herkese "cumhurbaşkanı yardımcılığı" verilecek...
Politik zeminin “normal insanların” anlamayacağı kadar bataklığa dönmüş olan riyakarlık seviyesinde bir araya gelmesi mümkün olmayanlar bir araya gelebiliyor. Bu durum AK Parti, MHP için de geçerli tabi…
Siyasi ittifaklar kurulurken çözülmeler de gerçekleşiyor ve kimlik, ahlak merkezli siyaset üretmek hayal haline geliyor. İşin en utanç verici tarafı ise altılı masa içindeki muhafazakar partilerin Akşener ve Kılıçdaroğlu’nu bir araya getirmek için gösterdikleri çaba ile ortaya çıkıyor.
Gelecek Partili Selçuk Özdağ “Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı fikri bizim fikrimizdi” derken gözleri doluyor. Şirin Payzın ise ağzı kulaklarında “Davutoğlu’nun ve Babacan’ın iki gündür uyumadıklarını biliyoruz” diyerek yeni ortaklarının “hakkını teslim” ediyor.
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Pehlivan "Saadet Partisi, Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığının ilanı için Beraat Kandili olan 6 Mart'ı bilerek istedi." sözleriyle Saadet Partisi’nin durduğu yeri belirtmiş oluyor. Pehlivan’ın Beraat Kandili vaazı bununla sınırlı da değil sözlerini şöyle sürdürüyor:
"O gün amel defterlerin yeniden yazıldığı gün olduğu için bilerek seçmişler."
Saadet Partisi zaten uzun yıllardır dindar-muhafazakar kesimlerle mesafeli bir yerde duruyor. Ancak AK Parti’den ayrılarak kurdukları partilerle Davutoğlu ve Babacan daha farklı bir konumlanış seçebilirlerdi. AK Parti'’den ayrılma veya uzaklaştırılma süreçlerinde yaşananlar vicdan sahibi olan herkesi rahatsız etmişti. Bugün gelinen nokta ise siyasi ihtiras ve hırsların insanları nereye kadar düşürebileceğini gösteriyor.
Ekli dosyayı görüntüle ssstwitter-com-1678118722544.mp4
Geçmişten bu yana sol-seküler kesimlerin ideolojik saiklerle her türlü yalan, yasak, dayatmaya başvurarak AK Parti ile giriştikleri “mücadele” bugün artık muhafazakar arkadaşlarının mihmandarlığı sayesinde devam ediyor. Saadet Partisi önünde toplanan muhalif gruplar İzmir Marşı'nı söylüyorlar... Muhafazakar siyasetçiler bu marşa alışsa iyi olur zira masada sadece bir dekor olarak duruyorlar, tabloya kimin rengini verdiği ise apaçık ortada!
Ekli dosyayı görüntüle ssstwitter-com-1678115933174.mp4
Şu vasatta Gelecek ve DEVA'nın AK Parti'ye yönelik -bir kısmı haklı olan- eleştirilerini meşru bir zeminde dile getirmeleri mümkün değildir. Sözün özü, birbiriyle kavga eden ittifakın iki büyük ortağını bir araya getirmek için gözyaşı dökenlerin, Beraat Kandili’ni buna vesile kılanların hali yemeğin üzerine konan sinek kadar mide bulandırıcıdır!