Puan
113
Çözümler
1
- Katılım
- 1 May 2020
- Mesajlar
- 16,927
- Çözümler
- 1
- Tepkime puanı
- 46,774
- Puan
- 113
Kıymetli Dostlarım,
Son zamanlarda sosyal medyada sıkça karşılaştığım bir eğilim var. Özellikle muhafazakâr genç hanım kızlarımız için evlilik, adeta “ben-merkezli bir tatmin projesine” dönüşmüş durumda.
Yalnızca kendi mutluluklarını önceleyen bir durum hâkim ve bu süreç romantize edilerek sürekli paylaşılma ihtiyacıyla da besleniyor.
Bu tabloda erkek, sadece bu projenin "tatmin ve temin edicisi" gibi görülüyor. Böylesi bir konumlandırma ve beklenti de birçok erkeği doğal olarak evlilikten uzaklaştırıyor.
Oysa bu anlayış, modern bireyci kültürün bir yansımasıdır ve İslam’ın aile tasavvuruyla bağdaşmaz.
Kur’ân-ı Kerîm, evliliği şu şekilde tanımlar:
“Kendileriyle huzur bulasınız diye sizin için kendi cinsinizden eşler yaratıp aranıza sevgi ve merhamet koyması da O’nun ayetlerindendir.” (Rum, 30/21)
Bu ayette geçen meveddet (sevgi) ve rahmet (merhamet) karşılıklıdır. Evlilik, sadece bir tarafın alan diğerinin veren olduğu bir şey değildir. Karşılıklı anlayışla yürüyen bir kurumdur. Varlıkta da yoklukta da eşler birbirine huzur kaynağı olmalıdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Sizin en hayırlınız, ailesine en hayırlı olanınızdır” (Tirmizî, Menâkıb, 63) buyururken bu sorumluluğu yalnızca erkeğe yüklemez. Kadın da aynı derecede bu hayrın muhatabıdır. Evlilikte tek taraflı beklenti hoş değildir. Karşılıklı emek esastır. Halden anlamak zarurettir.
Kıymetli hanım kardeşlerim; evlilik bir dizi/film ya da sosyal medya fantezisi değildir. Bir ömür sürecek muhabbet kurumudur.
Sadece “mutlu edilmek” için değil, “mutlu etmek” için de vardır.
Vesselam.
Son zamanlarda sosyal medyada sıkça karşılaştığım bir eğilim var. Özellikle muhafazakâr genç hanım kızlarımız için evlilik, adeta “ben-merkezli bir tatmin projesine” dönüşmüş durumda.
Yalnızca kendi mutluluklarını önceleyen bir durum hâkim ve bu süreç romantize edilerek sürekli paylaşılma ihtiyacıyla da besleniyor.
Bu tabloda erkek, sadece bu projenin "tatmin ve temin edicisi" gibi görülüyor. Böylesi bir konumlandırma ve beklenti de birçok erkeği doğal olarak evlilikten uzaklaştırıyor.
Oysa bu anlayış, modern bireyci kültürün bir yansımasıdır ve İslam’ın aile tasavvuruyla bağdaşmaz.
Kur’ân-ı Kerîm, evliliği şu şekilde tanımlar:
“Kendileriyle huzur bulasınız diye sizin için kendi cinsinizden eşler yaratıp aranıza sevgi ve merhamet koyması da O’nun ayetlerindendir.” (Rum, 30/21)
Bu ayette geçen meveddet (sevgi) ve rahmet (merhamet) karşılıklıdır. Evlilik, sadece bir tarafın alan diğerinin veren olduğu bir şey değildir. Karşılıklı anlayışla yürüyen bir kurumdur. Varlıkta da yoklukta da eşler birbirine huzur kaynağı olmalıdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), “Sizin en hayırlınız, ailesine en hayırlı olanınızdır” (Tirmizî, Menâkıb, 63) buyururken bu sorumluluğu yalnızca erkeğe yüklemez. Kadın da aynı derecede bu hayrın muhatabıdır. Evlilikte tek taraflı beklenti hoş değildir. Karşılıklı emek esastır. Halden anlamak zarurettir.
Kıymetli hanım kardeşlerim; evlilik bir dizi/film ya da sosyal medya fantezisi değildir. Bir ömür sürecek muhabbet kurumudur.
Sadece “mutlu edilmek” için değil, “mutlu etmek” için de vardır.
Vesselam.
